4. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/3315 Karar No: 2018/1051 Karar Tarihi: 19.02.2018
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/3315 Esas 2018/1051 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2016/3315 E. , 2018/1051 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ...Basım Yayım Organizasyon ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine 01/10/2013 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 25/06/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 19/02/2018 gününde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY YAZISI Dava basın yoluyla kişilik haklarına yapılan saldırı nedenine dayalı tazminat davasıdır.Dava konusu yayın emekli Emniyet Genel Müdür Yardımcısı ..."ın TBMM Yasadışı Dinleme Komisyonuna verdiği ifadelerle ilgilidir. Bu iddialar ... Milletvekili ..."in İçişleri Bakanlığına verdiği soru önergesi ile de sorulmuş, dinleme aracı ile ilgili iddiayı ise ... Milletvekili ...tarafından ileri sürülmüştür. Davalı şirketin sahibi olduğu gazete de haber değeri olan ve güncel olan bu konuyu iddialara dayandırarak haberleştirmiştir.Gerek Anayasa Mahkemesinin gerekse AİHM"nin Basın ve İfade Özgürlüğü ile ilgili kararlarında, sadece olumlu karşılanan veya zararsız görülen bilgi ve fikirleri değil, demokratik toplumun gereklilikleri olan çoğunluğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin parçası olan ve hatta rencide eden, şoke eden, rahatsız eden bilgi ve fikirleri de koruma altına aldığını belirtmektedir.Bütün bu hususlar dikkate alındığında; davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken, kısmen kabulüne ilişkin yerel mahkeme kararın bozulması gerektiği düşüncesiyle çoğunluğun onama kararına katılmıyoruz.19/02/2018