11. Hukuk Dairesi 2018/859 E. , 2019/2844 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 22. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 06/04/2017 tarih ve 2013/686 Esas 2017/125 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nce verilen 16/11/2017 tarih ve 2017/589-2017/586 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının müvekkili bankadan kasa kiraladığını ve kasasının anahtarını kaybettiğini bildirmesi üzerine çilingir çağrılarak kasanın açıldığını ve anahtarın da değiştirildiğini, ancak davalının kiralamış olduğu 77 no"lu kasa yerine 81 no"lu kasanın açıldığının sonradan fark edildiğini, davalının 81 no"lu kasadan aldığı paketle şubeyi terk ettiğini, 81 no"lu kasadan davalının almış olduğu kıymetlerin bedelinin 92.939,38 TL olduğunu, bunun ilgili kasa sahibine ödendiğini, bu bedelden davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek 92.939,38 TL"nin ödendiği tarihte itibaren faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir. Islah ile talebini 95.699,58 TL"ye çıkartmıştır.
Davalı vekili, müvekkiline yapılan tebligatların usulsüz olduğunu, müvekkilinin kasadan aldığı altınların değerinin 33.000.-TL olduğunu, bu kısmı aşan miktar yönünden diğer kasa sahibinin beyanlarına dayalı olduğunu, delilden yoksun bulunduğunu, davayı 33.000.-TL üzerinden kabul ettiklerini, aşan kısmın haksız olduğunu savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, davalının kendisine ait olmayan 81 no"lu kasa içindeki emtiayı uhdesine geçirdiği ve iade etmediği, işbu kasanın sahibi ile davacı arasında düzenlenen tutanaklara ve yapılan banka içi idari soruşturma sonucunda eksik emtianın tespit edildiği ve buna göre de 92.939,38 TL"nin 10/10/2013 tarihinde dava dışı Perihan Erdönmez"e davacı tarafından ödendiği, davacının bu miktarda zararının oluştuğu ve bu zararın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalı ..."den tahsilinin gerektiği, bankanın zararının ödenen miktar ile sınır olduğu, bu nedenle ıslah edilen kısmın yerinde olmadığı, davalı tarafın kısmi kabul beyanın da ise de ön inceleme aşamasından çok sonra yapılması nedeniyle davalının kabul edilen miktarın tamamı üzerinden yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile sorumlu tutulması gerektiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, 92.939,38 TL"nin tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekilince istinaf isteminde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davalıya çıkartılan tebligatların usulüne uygun olduğu, bu nedenle kısmı kabul beyanının ön inceleme duruşmasından sonra yapıldığı, davalı tarafça kasadan alınan altınların 33.000.-TL"ye bozdurduğu ileri sürüldüğü, ancak bu beyanını doğrulayacak hiçbir delil sunmadığı, davacı banka tarafından gerekli incelemeler yapılarak kasa sahibinin zararının giderildiği, giderilen zararın tümünden davalının sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre sorumlu olduğu, davalı tarafından sehven alınan altın ve bileziklerin değerinin 95.699,58 TL olduğu, ancak davacının kasa sahibine banka tarafından 92.939,38 TL ödendiği göz önüne alındığında ıslah edilen kısma yönelik talebin yerinde olmadığı gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4.761,51 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 10/04/2019 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Uyuşmazlık, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi, bu kararında temyiz incelemesi sonucunda onanması durumunda gerek Bölge Adliye Mahkemesi ve gerekse Yargıtayca hükmedilecek istinaf red harcı ile temyiz onama harcının maktu mu yoksa nisbi mi olacağına ilişkindir.
492 sayılı Harçlar Yasası"nın 2. maddesinde "Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanların yargı harçlarına tabi olacağı",
(1) sayılı Tarifenin III karar ve ilam harcı başlıklı 1/a madddesinde "Konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden binde 68.31 oranında nisbi harç alınacağı",
1/e maddesinde de "yukarıdaki nisbetlerin Bölge Adliye Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri, Danıştay, ve Yargıtay"ın tasdik veya işin esasını hüküm altına aldığı kararları içinde aynen uygulanacağı" düzenlenmiştir.
Bölge Adliye Mahkemelerinde işin esasını hüküm altına aldığı kararlar, ilk derece mahkemesinin yerine geçerek verdiği ve icrai kabiliyeti söz konusu olan kararlardır. Bu kararlar ise, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak 6100 sayılı HMK 353/1-b-2,3 maddelerine göre davanın kabulü veya reddi yönünde verilen kararlardır. İlk Derece Mahkemesi Kararının İstinaf incelemesi sonucunda doğru bulunarak verilen "istinaf başvurusunun esastan reddi" kararı davanın esası hakkında verilen ve işin esasına bölge adliye mahkemesince girilip verilmiş ve icra edilecek bir karar değildir. İlk Derece mahkemesi kararı geçerliliğini sürdürmektedir. Bu itibarla konusu belli bir değere ilişkin davada, davalının istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararı 1 sayılı Tarifenin III-1-a maddesinde ifade edilen "esas hakkında" karar niteliğinde bulunmadığından Bölge Adliye mahkemesince nisbi değil, maktu karar ve ilam harcının alınması gerekmektedir.
Başvurunun esastan reddinde, aslında davanın esasına girilmemekte, ilk derece mahkemesi kararı doğru bulunduğundan dava hakkında ayrıca karar verilmemektedir. Kanun koyucunun buradaki "esastan" ifadesini, istinaf başvurusu sırasında dilekçeye, harca, süreye vb. şekli hususlara ilişkin bir eksiklik olmaması, istinaf sebeplerinin incelenerek ilk derece kararında usul veya esas yönünden hukuka aykırılık bulunmamasıdır. (Pekcanıtez-Usul-Medeni Usul Hukukun Sh. 2270 vd)
Keza İstinaf başvurusunun reddine ilişkin karar temyiz incelemesi olmadığı için onama kararı niteliğinde de değildir.(Pekcanıtez-Atalay-Özekes Sh. 583, Konuralp, Uluslararası Toplantı Sh. 260, Özekes-100 soruda İstinaf ve Temyiz sh. 99)
1) Sayılı Tarifenin III-1-e maddesi tasdik (onama) edilen kararlar için nisbi karar ve ilam harcı alınacağını düzenlemiş olduğundan Bölge Adliye Mahkemesinin kararı niteliğine göre nisbi karar ve ilam harcına hükmedilmesi mümkün olmayıp bu nedenle de maktu harç alınmalıdır.
Aksi düşüncenin kabulü T.C. Anayasası"nın 73/3 maddesindeki "Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağına" ilişkin temel hükme de aykırılık teşkil edecektir ki vergi ve harç yükümlülüğü konusunda kıyas veya yorum yoluyla yükümlülük getirilmesi mümkün değildir.
Somut uyuşmazlıkta, nisbi değere tabi bulunan davada, davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararı aleyhinde davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine ve nisbi karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı hükmedilen karar ve ilam harcı yönünden yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir.
Diğer taraftan davalı, istinaf başvurusunun esastdan reddi kararını temyiz etmiş olup, red kararının temyiz incelemesi sonucunda alınması gereken onama harcı (1) sayılı Tarifenin 2.a maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi Kararına, alınan harcın niteliğine göre maktu olmalıdır.
Bu halde, Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki nisbi karar ve ilam harcının maktu karar ve ilam harcı olarak düzeltilmesi suretiyle HMK 370/1. maddesi gereğince kararın onanması, Daire onama ilamında da nisbi yerine maktu onama harcına hükmedilmesi gerekirken karar ve ilam harçları konusunda yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesine ilişkin sayın çoğunluk görüşüne katılamıyorum.
...