Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/5864
Karar No: 2021/2723
Karar Tarihi: 04.03.2021

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/5864 Esas 2021/2723 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2020/5864 E.  ,  2021/2723 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    ...

    Dava, davacının Kuruma bildirilmeyen hizmet sürelerinin tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, (kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Mahkemenin davanın kabulüne dair 10/04/2015 tarihli kararı, Dairemize devredilen Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 03/05/2016 tarih ve 2015/13314 Esas, 2016/7905 Karar sayılı ilamı ile “davalı işyerinin 2010 yılında tescil edilmesi nedeniyle bu tarihten önce fiili işyerinin bulunup bulunmadığının araştırılarak, davalıya ait vergi kayıtlarının dosya arasına alınıp ve işyerinin kaç yıldır açık olduğuna dair zabıta araştırması yapılarak, talep edilen dönemde dönem bordosunun bulunmadığı yıllarda çalışması bulunan komşu işyeri çalışanları zabıta marifetiyle veya Kurum"dan sorulup belirlenerek komşu işyeri tanıklarının da beyanları alınarak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerektiği” belirtilerek bozulmasına karar verilmiştir.
    Eldeki davada bozmaya uyulmuş ise de, bozma gereklerinin tam olarak yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davacının 01/02/2005 ila 01/01/2011 tarihleri arasında ... sicil numaralı davalı ..."ye ait işyerinde 4/A sigorta koluna tabi olarak asgari ücretle çalıştığının ve 2100 gün eksik bildirilen prim gün sayısının olduğunun tespitine karar verilmiştir.
    Bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bir hakkın sahibinin kim olduğu, dolayısıyla o hakkı dava etme yetkisinin kime ait olduğu, (o davada davacı sıfatının kime ait olacağı) veya bir hakkın elde edilmesi amacıyla kime karşı dava edileceği (o davada davalı sıfatının kime ait olacağı) tamamen maddi hukuk kurallarına göre belirlenir. Ancak, bir davanın davacısının veya davalısının o dava yönünden davacı veya davalı sıfatına sahip bulunmadığının belirlenmesi halinde, mahkeme dava konusu hakkın mevcut olup olmadığını inceleyemeyeceği ve sıfat yokluğundan davanın reddine karar vermek zorunda olduğu için, taraf sıfatı usul hukukunun da düzenleme alanındadır.
    Eş söyleyişle, sıfat, dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir.
    O halde, dava konusu şey üzerinde kim veya kimler hak sahibi ise, davayı da bu kişi veya kişilerin açması gerekir. Davayı açabilmek için gerekli sıfat, dava konusu şey üzerinde hak sahibi olan kişiye aittir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir.
    Mahkemenin taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatlarına sahip olmaları gerekir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, taraflardan birinin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatı yoksa, davanın esası hakkında bir karar verilemez; dava, sıfat yokluğundan (husumetten) reddedilir.
    Görüldüğü üzere, taraf sıfatı usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu sübjektif hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olduğundan taraf sıfatının yokluğu, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olduğu için def"i değil, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülmesi mümkün ve mahkemece de kendiliğinden nazara alınması zorunlu bir itiraz niteliğindedir.
    Nitekim aynı ilkeler, Hukuk Genel Kurulu’nun 23.06.2004 gün ve 2004/4-371 E. 2004/375 K.; 18/04/2007 gün ve 2007/5-233 E., 2007/221 K.; 04/03/2009 gün ve 2009/10-34 E. 2009/104 K.; 04/11/2009 gün ve 2009/2-402 E., 2009/484 K.; 03/02/2010 gün ve 2010/4-4 E., 4 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının çalışmasının geçtiği davalı ...’nin sahibi olduğu 1057946 sicil sayılı işyerinin ... Döner ve Köfte Salonu olarak faaliyet gösterdiği, 01/01/2010 tarihinde Kanun kapsamına alındığı bildirilmekle davalı işyeri nizalı dönemin bir kısmında kanun kapsamında olmadığından Mahkemece eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmiştir.
    Davacının 01/02/2005 tarihinden itibaren çalıştığını iddia ettiği işyeri hakkında bozma sonrası Mahkemece celp olunan müzekkere cevapları ve tanık beyanları dikkate alındığında söz konusu işyerinin 1998 yılından beri faaliyet gösterdiği ve ... unvanı ile bilindiği, ...’nin davalı ...’nin babası olduğu ve bordro tanığı olarak alınan beyanında 1997 yılından 2011 yılına kadar ... Tekirdağlı Döner ve Köfte Salonu isimli işyerini kendisinin işlettiğini beyan ettiği, tanıklardan ...’un ... sicil numaralı ... unvanlı iş yerinden bildirimi bulunduğu, buna göre nizalı dönemin bir kısmında işveren olduğu anlaşılan ve dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmeyen ... davaya dahil edilmeden davaya devam edilerek karar verilmiş olması hatalı olmuştur.
    Yukarıdaki açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, davacının çalıştığını iddia ettiği ... Tekirdağlı Döner ve Köfte Salonu isimli işyerinin davalı ...’ye devredilmeden önce babası ... tarafından işletildiği anlaşıldığından ...’yi davaya dahil etmek üzere davacı tarafa süre verilmeli, dava dışı işveren ... davaya dahil edildikten sonra ise davacının her bir işveren yanında hangi dönemlerde çalıştığı tam olarak tespit edilerek, her bir işverenin yanında çalıştığı sürelere göre hüküm kurulmalıdır.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ...’ye iadesine, 04/03/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi