3. Hukuk Dairesi 2020/4136 E. , 2020/7051 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, murisleri ... imar ve gecekondu mevzuatına aykırı olarak davalı idarenin mülkiyetinde bulunan gayrimenkul üzerine inşa etmiş olduğu bina için tapu tahsis belgesi verilmesi için müracaat ettiğini ve davalı idare tarafından 06.04.1988 tarihli kıymet takdir kararı ile 20.790.000 TL arsa bedeli belirlendiğini, ödemelerin yapılması üzerine kendileri adına 22.04.1988 tarihli tapu tahsis belgesi verildiğini, tapularının verilmesi için yaptıkları başvuru neticesinde 29.04.1999 tarihli yazı ile tapu tahsis belgesinin iptal edildiğinin ve ödedikleri tutarın faizi ile iade edileceğinin bildirildiğini, 19/04/1988 tarihinde tahsil edilen 20.790.000 TL"nin 12 yıl 4 ay sonra 21/08/2000 tarihinde 45.55 TL yasal faiz olmak üzere toplam 66.34 TL olarak adlarına açılan hesaba yatırıldığını, ancak kendilerine bir tebligat yapılmadığından bu paranın bankaya yatırıldığından haberdar olmadıklarını, yatırılan miktarın uğradıkları fiili zararı karşılamadığını ileri sürerek ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 63.866,87 TL munzam zarar alacağının 11/10/1999 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek bir yıl vadeli banka faiz oranı üzerinden tahakkuk edecek faizi ile davalıdan tahsilini istemişler; bilahare taleplerini 680.297,94 TL üzerinden ıslah etmişlerdir.
Davalı, 2981 sayılı Yasanın 10/b maddesine 3366 sayılı Yasa ile ilave edilen ek paragraf uyarınca davacı hak sahiplerinin bu hükümden yararlanamayacağının belirlendiğini, bu nedenle tapu tahsis belgelerinin 09.04.1999 tarihli ... yazısı ile iptal edildiğini, davacılar tarafından Adana 2. İdare Mahkemesinde idari işlemin iptali talebiyle açılan davanın reddedilerek kesinleştiğini, davacıların paralarını almak üzere idareye başvurdukları 11.10.1999 tarihli dilekçe dışında alacakları ile ilgili hiçbir talepleri
olmadığını, bu başvurudan 12 yıl sonra paraları hiç ödenmemiş gibi açtıkları alacak davasının zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 30.087,69 TL"nin 11/10/1999 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm süresi içinde taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacıların temyiz itirazları yönünden; davacılar, tapu tahsis belgesinin iptali sonrası davalı idare tarafından ödenen bedel ile fiili zararlarının karşılanmadığını ileri sürerek munzam zararlarının davalıdan tahsili talebiyle eldeki davayı açmışlardır. Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacılar tarafından 19.04.1988 tarihinde yatırılan 20.79 TL’nin denkleştirici adalet ilkesine göre dava tarihinde ulaştığı 96.427,69 TL’den, davalı idare tarafından yapılmış ödeme mahsup edildikten sonra bakiye miktar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamından, davacılar adına 20.04.1988 tarihli tapu tahsis belgesi düzenlendiği, davacılar tarafından tapu tahsis belgesi için 20.790.000 TL (Eski TL) ödendiği, davalı idare tarafından 12.09.2000 tarihinde davacılar adına banka hesabına 66.340.000 TL (Eski TL) yatırıldığı anlaşılmaktadır.
Bir kamu kurumu olan davalı; davacılara arsa tahsis edileceği yönünde güven aşılamak suretiyle, tahsis edilecek arsa karşılığında davaya konu edilen bedeli almıştır. İşlemin bir tarafı kamu kurumu, diğer tarafı da vatandaştır. Vatandaşın kamu kurumlarına olan güven ve inancı korunmalıdır. Arsa tahsisi yapılacağı ilanına güvenerek davalıya para yatıran davacılar edimini yerine getirmiş, ne var ki davalı edimini yerine getirmemiştir. Dava konusu edilen bedelin ise davalının hesabına girdiği açık olmakla eldeki davada davacının gerçek zararının davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekmektedir Bu nedenle davacı, taşınmazın rayiç değerini isteyebilir. O halde Mahkemece, davacıların tapu tahsis belgesinin iptal edilmesi nedeniyle taşınmazın rayiç değerini isteyebilecekleri gözetilerek ve tahsis edilmesi planlanan taşınmazın rayiç değerinin bu yönde daha önce yapılan bilirkişi raporuna tarafların itirazları da dikkate alınmak suretiyle denetime elverişli, bilimsel verilere uygun alınacak rapor sonucuna göre ve davalı idare tarafından yapılan ödeme mahsup edilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/11/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.