Esas No: 2020/100
Karar No: 2020/2719
Karar Tarihi: 17.06.2020
Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2020/100 Esas 2020/2719 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm :TCK’nın 314/2, 53, 58/9, 62/1, 63, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına ilişkin istinaf başvurusunun
düzeltilerek esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Sanığın duruşmalı inceleme talebinin yasal şartları oluşmadığından CMK"nın 299. maddesi gereğince REDDİNE,
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih ve 2017/956 - 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen Dairemizin ilk derece sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih ve 2015/3 - 2017/3 sayılı kararı ile Dairemizin temyiz incelemesi sonucu vermiş olduğu 14.07.2017 tarihli 2017/1443- 2017/4758 ve 13.11.2019 tarihli 2018/5526 - 2019/6842 sayılı kararlarında açıklandığı üzere;
... silahlı terör örgütünün mahrem hizmet ve yapılanması olarak adlandırılan yapılanması, Devletin en kritik ve operasyonel birimlerine sızarak örgüt hesabına yürütülen gizli faaliyetlerde bulunan bir yapı olup, örgüt mensubu sayısı mahrem yapılardan olan Türk Silahlı Kuvvetlerinde süreç içinde artarak TSK birimlerini yönlendirebilecek ve kontrol altında tutabilecek bir güce kavuşmuştur.
...’nin Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet ve Milli İstihbarat Teşkilatları içerisinde yer alan mensupları bu örgütün “Silahlı Kanadını” oluşturmuştur.
...’nin, TSK içerisinde diğer yapılanmalarından farklı bir yapılanmaya gittiği, tamamen hücre tipi, birbirinden habersiz ve bağımsız üniteler oluşturduğu, bu ünitelerin sivil kişilerin sorumluluğunda üst düzey komutanlar (general, albay, yarbay, binbaşı), alt rütbede subaylar (teğmen, üsteğmen, yüzbaşı) ve astsubay gruplarından oluştuğu tespit edilmiştir. ..., ... öğrenci olarak TSK’ya yerleştirdiği mensuplarını ikişer üçer kişiden oluşan, birbirinden ayrı ve habersiz hücreler halinde abi olarak tabir ettikleri örgüt üyelerinin sorumluluğuna vermiş, kod adı vererek gerçek isimlerini gizlemiş, bu örgüt üyelerinin, hiçbir hücre diğer bir hücreden haberdar olmayacak şekilde, ayda sadece bir-iki kez örgütün evlerine gitmelerini sağlayarak ya da dışarıda yüz yüze görüşerek deşifre olmalarının önüne geçmeye çalışmıştır. TSK’ya sızan elemanların korunması, orduda tutunabilmesi ve arkadan gelenlerin önünün açılabilmesi için her türlü yol ve yöntemin uygulandığı anlaşılmıştır.
..., örgütsel tüm uygulamalarında olduğu gibi haberleşme yöntemlerinde de gizliliği esas alarak iletişim sağlamaya özen göstermiş ve bu amaçla yüz yüze (buluşma), canlı kurye, kriptolu IP hattı, not ile haberleşme, basın yayın üzerinden talimat verme, sosyal medya, telefon (GSM, operasyonel hat, ankesör, büfe arama), iletişim ve haberleşme programları (...) şeklinde birbirinden farklı iletişim yöntemlerini kullanmıştır. ...’nin ... mahrem yapılanmasında, örgütün mahrem sorumlularının sevk ve idaresi altındaki ... personel ile deşifre olmayı engellemek maksadı ile irtibat kurma yollarından birisinin de; “Kamuya açık ve birbirinden bağımsız market, büfe, kırtasiye, iddia bayii ve lokanta gibi işletmelerde bulunan ve ücret karşılığı kullanılan sabit (kontörlü/voip) hatlar ile Türk Telekom’a ait ankesörlü telefon hatlar” olduğu tespit edilmiştir. ... silahlı terör örgütünün “sohbet” olarak adlandırdığı örgütsel toplantıları devam ettirmek için elzem olan ... personel ile irtibatlarında gizliliğe çok önem verdiği; ... kapsamında yürütülen soruşturmalardaki şüphelilerin hatları ile kamuya açık ve birbirinden bağımsız market, büfe, kırtasiye, lokanta ve benzeri gibi sair işletmelerde kurulu bulunan ücret karşılığı kullanılan sabit hat ve ankesörlü hatların HTS kayıtlarının incelenmesinde, ardışık arama (yakın zaman diliminde birbirini takip eden peşi sıra), periyodik arama (farklı tarih ve zaman diliminde belirli gün aralığı dahilinde) ve ... arama şeklinde iletişimin gerçekleştirildiği ve irtibat sağlandığı saptanmıştır.
... silahlı terör örgütünün TSK içerisindeki mahrem yapılanmasında faaliyet yürüten ve etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanan bazı şüpheliler vermiş olduğu ifadelerinde ankesör-sabit hat (büfe-market vb.) aramaları konusunda, özetle; TSK içindeki bir kişinin örgüt adına aranacaksa kontörlü telefonu bulunan büfe, market ve kuruyemişçilerden arandığını, bunun bir tedbir olduğunu beyan etmişlerdir.
Yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, ... silahlı terör örgütünün, Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesine sızmış mensuplarının bir kısmı ile özellikle geçmiş yıllarda kullandıkları bir sistem olan büfe, market ve benzeri
yerlerdeki ücretli telefonlar veya kontörlü telefonlar ile haberleşmek suretiyle örgütsel iletişimin kurulduğu, arama işleminin genellikle ... taraflı ve kısa süreli olduğu, sadece sorumlu şahısların arama işlemini yaptığı (... şahıs tarafından karşı arama yapılmadığı, ... personelin de çok sık olmamakla birlikte mahrem sorumlusuna ulaşmak istedikleri durumlarda aradığı), sorumlu şahıs tarafından aranan ... personelin büyük kısmının rütbe, makam ve sınıf olarak genelde denk oldukları, genel olarak her sivil yöneticinin sorumluluğunda birden fazla hücre bulunduğu ve hücrelerin 2-3 ... şahıstan (... öğrenci ve/veya muvazzaf personel) oluştuğu, bu ... şahısların da aynı Kuvvete mensup olup aynı rütbede bulundukları (istisnai olarak farklı rütbe ve/veya Kuvvetlere mensup ... şahıslardan bir hücre oluşabildiği, örneğin; sivil sorumlunun astsubaylardan oluşan grubunun yanında astsubaylıktan subaylığa geçen ... personelle de ilgilenebileceği) tespit edilmiş, ... ankesör ya da sabit hattan (market-büfe-bakkal vb.) farklı ... şahısların aranması, arka arkaya arama (ardışık arama) şeklinde olması durumu da aramanın örgütsel olduğu kanısını güçlendirmiştir.
...’nin bir iletişim aracı olarak ankesörlü/sabit hatlardan periyodik veya ardışık aramaların hukuki niteliği konusunda Dairemizin 13.11.2019 tarihli 2018/5526 – 2019/6842 sayılı kararında yapılan açıklamalarda da belirtildiği üzere, ulusal ve uluslararası mevzuat hükümleri çerçevesinde başta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 8. maddesinde ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 20. maddesinde koruma altına alınmış olan özel hayata saygıya ve özel hayatın gizliliğine ilişkin hükümler ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının haberleşme hürriyetine ilişkin 22., suç ve cezalara ilişkin esasların düzenlendiği 38., milletlerarası antlaşmaları uygun bulmaya ilişkin 90. maddesi; Ceza Muhakemesi Kanunun iletişimin tespiti ve dinlenilmesi ile kayda alınmasına dair 135., bir suçun işlendiğini öğrenen Cumhuriyet savcısının görevinin düzenlendiği 160., Cumhuriyet savcısının görev ve yetkilerinin düzenlendiği 161., delillerin ortaya konulması ve reddine dair 206., delillerin takdir yetkisine dair 217., hükmün gerekçesinde gösterilmesi gereken hususlara dair 230., hukuka kesin aykırılık hallerine dair 289. maddeleri Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Khan/Birleşik Krallık, 12.05.2000, B.No:35394/97, &34; Bykov/Rusya, 10.03.2009, B.No:4378/02, & 90; Khodorkovskiy ve Lebedev/Rusya, 25.07.2013, B.No:11082/06, 13772/05, & 700; Leander/İsveç, 26.03.1987, B.No:9248/81, & 59; A. ve Diğerleri/Birleşik Krallık, 19.02.2009, B.No:3455/05, & 177 kararları ile birlikte bir bütün olarak değerlendirildiğinde; yargılama konusu olayın açıklığa kavuşturulması ve maddi gerçeğin bulunabilmesi için ispat amacıyla kullanılan her araç delil olarak kabul edilir. Bu manada esas olan, delilin keyfi ve açıkça dayanaktan yoksun olacak şekilde sanık aleyhine kullanılmaksızın, yargılamanın bir bütün olarak adil yapılmasıdır. Delillerin kabul edilebilirliği ve değerlendirilmesi ulusal mahkemelerin takdirindedir. Bir devletin terörle mücadele etmek için önlem almadan önce, felaketin gelip çatmasını beklemesi mümkün değildir. Herkesin özel yaşamına saygı gösterilmesi hakkına sahip olmasına karşılık; terörle mücadele, terör saldırılarını engellemeye yardımcı olabilecek bilgilerin toplanması, terör şüphelilerinin yakalanıp yargılanması amacıyla özel gözetleme yöntemlerinin kullanması hukuka aykırı değildir.
Suçun işlendiğini gösterir somut olgulara dayanan kuvvetli suç şüphesinin bulunması, elde edilen delilin keyfi ve açıkça dayanaktan yoksun olmayıp denetlenebilmesi, kamu düzenini bozan bir eylem olarak işlenen suçun aydınlatılamamasının ve cezasız kalmasının, toplumun dirlik ve düzeninin bozulması sonucunu doğuracağında tereddüt olmaması hususları dikkate alındığında; demokratik kurumlara, hukuk devletine, demokrasiye ve insan haklarına karşı, 15.07.2016 tarihli darbe teşebbüsünü gerçekleştiren, pek çok insanın ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet verip bir çok ağır suçu organize şekilde işleyen ... silahlı terör örgütünün, çok büyük bir önem verdiği, silahlı kanadını oluşturan ... mahrem yapılanmasına yönelik yapılan soruşturmada, şüpheliler ve suç delillerine ulaşılması amacıyla Ankara merkezli ve diğer illlerde Cumhuriyet Başsavcılıklarının yasal yetkisine dayanarak hakim kararıyla geçmişe dönük elde ettiği “iletişimin tespiti (HTS)” kayıtlarının, “hukuka uygun bir delil olarak hükme esas alınmasında herhangi bir hukuki isabetsizlik bulunmadığı, yapılan işlemin “demokratik bir ülkede gereklilik” ve “orantılılık” ilkelerine uygun” olduğu, somut olay kapsamında da, kanunda yazılı esas ve usullere göre bu tedbire başvurulmasının “iletişim özgürlüğü” hakkının özünü ortadan kaldırmayacağı kanaatine varılmıştır.
... silahlı terör örgütü mensuplarının iletişim yöntemi olarak ankesörlü/sabit hatlardan periyodik veya ardışık aramalar yaptıkları yönündeki tespitlerden sonra, soruşturma makamlarınca başlangıç soruşturması kapsamında ve CMK’nın 160/1 maddesinin verdiği yetkiye dayanarak yapılan araştırmalar sonucunda; ... silahlı terör örgütü mensuplarının “sohbet” olarak adlandırdıkları örgütsel toplantılara devam etmek için kamuya açık market büfe vb. yerlerde kurulu bulunan ücret karşılığı kullanılan sabit hat veya ankesörlü hatları özel yöntemlerle kullandıklarının tespit edilmeleri üzerine, CMK. 135/6 maddesi gereğince sabit hat ve ankesörlü hatlara yönelik iletişimin tespiti kararları alınarak uygulamaya konulması, bu cümleden olarak şüpheli kişilerin hatlarıyla kamuya açık, birbirinden bağımsız büfe, market vb. yerlerde kurulu bulunan sabit veya ankesörlü hatların HTS kayıtlarının incelenmesi, üçüncü kişilere ait verilerin ayıklanması ile yapılan analizler sonucunda şüphelilere ulaşılmasında hukuka aykırı yöntemlerin kullanıldığı ileri sürülemeyeceği gibi, ihlal edildiği iddia edilen hakka nazaran kamu güvenliğinin korunması ve suçla mücadele için sağlanan yararın üstünlüğünden de kuşku duyulmaması gerekecektir.
Vicdani kanının oluştuğuna ilişkin duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Kars Cumhuriyet Başsavcılığı"nca yürütülen soruşturmalarda alınan ifadelerden, ... silahlı terör örgütünün ülke genelinde olduğu gibi sanığın görev yaptığı Kars ilinde de, ... mahrem yapılanma anlamında bir yapılanmaya gittiğine yönelik kuvvetli suç şüpheleri ile yapılanma içerisinde yer alan sivil mahrem imamların örgütsel faaliyetler kapsamında örgütsel haberleşmeyi sağlamak amacıyla il genelinde bulunan, kamuya açık ve birbirinden bağımsız market, büfe, kırtasiye, lokanta vb. gibi sair işletmelerde kurulu bulunan, ücret karşılığı kullanılan sabit hat ve ankesörlü hatları kullandıklarına ilişkin bilgilere ulaşılması üzerine, il genelinde
faaliyet yürüten sabit/ankesörlü telefonlara yönelik olarak Kars Cumhuriyet Başsavcılığınca Sulh Ceza Hakimliğinden;
İl Merkezindeki kontörlü telefon ve ankesörlü telefon olarak kullanımda olduğu tespit edilen 18 sabit telefon hattına yönelik 16.06.2017 tarih ve 2017/2266,
Değişik İş sayılı kararlar ile, CMK"nın 135/6. maddesi gereğince iletişimin tespiti kararları alındığı, bu kararlara dayanılarak (HTS) kayıtlarının incelenmesinde (soruşturma konusu suç ile ilgileri bulunmayan üçüncü kişilere ait veriler ayıklanarak);
Sanığın kendi adına kayıtlı ve kullanımında olan... GSM nolu hattının;
Kars ilinde bulunan ... numaralı ... adına kayıtlı sabit hat ile 13.07.2013 tarihinde iki kez aranarak 55 ve 9 saniye, 23.08.2014 tarihinde ... isimli şahıs, ..., ...ve ... ... isimli ... personeller ile bir kez 84 saniye, ... numaralı ... adına kayıtlı sabit hat ile 13.09.2013 tarihinde ... ve ... isimli ... personeller ile bir kez 19 saniye, 25.10.2013 tarihinde ... isimli şahıs, ..., ...ve ... ... isimli ... personeller ile iki kez olmak üzere 0 ve 13 saniye, 08.11.2013 tarihinde ... ... ve... isimli ... personeller ile bir kez 44 saniye, 18.11.2013 tarihinde ...isimli ... personeller ile bir kez 30 saniye, 20.12.2013 tarihinde ... ... ve ... isimli ... personeller ile bir kez 29 saniye, 18.01.2014 tarihinde ... ... ve ... isimli ... personeller ile bir kez 21 saniye, 01.02.2014 tarihinde bir kez 51 saniye, 04.04.2014 tarihinde ..., ... ... ve ... isimli ... personeller ile bir kez 0 saniye, 07.06.2014 tarihinde... ve ...isimli ... personeller ile toplam bir kez olmak üzere 83 saniye, 02.07.2014 tarihinde ... isimli ... personeller ile toplam bir kez olmak üzere 83 saniye, 09.01.2015 tarihinde..., ... ... ve ... isimli ... personeller ile toplam bir kez olmak üzere 13 saniye, 07.02.2015 tarihinde ... ... ve... isimli ... personeller ile toplam bir kez olmak üzere 32 saniye, 13.03.2015 tarihinde ..., ... ... ve... isimli ... personeller ve ... ... adına kayıtlı hattı kullandığı değerlendirilen oğlu ... ... isimli ... personel ile toplam bir kez olmak üzere 30 saniye, ... numaralı ... adına kayıtlı sabit hat ile 05/10/2014 tarihinde ...isimli ... personel ve ... ... adına kayıtlı hattı kullandığı değerlendirilen oğlu ... ... isimli ... personel ile toplam bir kez olmak üzere 66 saniye, 26.12.2015 tarihinde ... ... isimli ... personel ile bir kez 32 saniyelik görüşmeler gerçekleştirildiği,
Ayrıca Kars 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.08.2018 tarih ve 2018/216 Esas sayılı yazısı ile sanık ..."ın ... silahlı terör örgütü ... (mahrem) yapılanma soruşturmaları kapsamında isminin geçip geçmediği, ankesörlü/sabit telefonlardan aranma kayıtlarının olup olmadığının tespitinin istenmesi üzerine; Edirne Sulh Ceza Mahkemesinin 2017/1818 ve 2017/1582 sayılı Değişik İş sayılı kararları ile, CMK"nın 135/6. maddesi gereğince iletişimin tespiti kararları alındığı, bu kararlara dayanılarak (HTS) kayıtlarının incelenmesinde (soruşturma konusu suç ile ilgileri bulunmayan üçüncü kişilere ait veriler ayıklanarak);
Sanığın kendi adına kayıtlı ve kullanımında olan... GSM nolu hattının;
... Mahallesi... Caddesi Büfe No: 16 Merkez Edirne adresinde bulunan 2842144553 numaralı... adına kayıtlı sabit hat ile 22.02.2013-25.06.2013 tarihleri arasında 6 kez toplamda 91 saniye, ... Mahallesi 4. Cadde ... Büfe No:33/A Merkez Edirne adresinde bulunan ... numaralı ... Tekstil Deri Gıda Dış Ticaret LTD.ŞTİ. Adına kayıtlı sabit hat ile 08.04.2013 tarihinde bir kez 49 saniye, 25.05.2013 tarihinde ... (subay) ve ... (subay) isimli ... personeller ile toplam bir kez olmak üzere 212 saniye, ... Mahallesi ... Sitesi C Blok No:41 Merkez Edirne adresinde bulunan ... numaralı ... adına kayıtlı sabit hat ile 09.02.2013 tarihinde ... (subay) isimli ... personel ile bir kez 35 saniye, ... Mahallesi ... 3. Kısım Sitesi... Caddesi ... Büfe No:4 Merkez Edirne adresinde bulunan ... numaralı ... Adına kayıtlı sabit hat ile 09.03.2013 tarihinde iki kez 0 ve 58 saniye, ... Mahallesi Sosyal Tesisler Sitesi ... İş Merkezi (Büfe) No:28 Merkez Edirne adresinde bulunan ... numaralı sabit hat ile 24.05.2013 tarihinde bir kez 43 saniye, 25.05.2013 tarihinde ... (subay) isimli ... personel ile bir kez 33 saniye, ... Mahallesi 6. Cadde Akan 3 – Apt. No:1 Merkez Edirne adresinde bulunan ... numaralı ... adına kayıtlı sabit hat ile 28.07.2013 tarihinde üç kez 0 saniyelik görüşmeler gerçekleştirildiği,
Tespit edilmiştir.
Sanık, aşamalarda alınan savunmalarında, söz konusu aramalara ilişkin makul bir açıklama getirememiştir.
Tüm bu açıklamalar karşısında dosya kapsamında somut olay irdelendiğinde;
Hukuka uygun olarak elde edilen (HTS) kayıtlarının incelenmesinde, “sanığın kendi adına kayıtlı ve kullanımında olan... GSM nolu hattının Kars il merkezinde bulunan ücret karşılığı kullanıma sunulan farklı farklı kez sabit hatlı telefonlardan 13.07.2013 - 26.12.2015 tarihleri arasında toplam onaltı ardışık ve üç kez tekil, Edirne İl merkezinde bulunan ücret karşılığı kullanıma sunulan farklı farklı kez sabit hatlı telefonlardan 22.02.2013 - 28.07.2013 tarihleri arasında onüç ardışık ve üç kez tekil olarak arandığının”, anlaşılması karşısında, arama sayısı, aramaların ardışık ve periyodik olması, aramaların gerçekleştirildiği zaman, konuşma süreleri, sanığın farklı sabit hatlardan aranması, aramada şifreleme yönteminin kullanılması, aranmaların makul görünmemesi nazara alındığında, sanığın örgütün iletişim metotlarından olan “ankesörlü/sabit hatlardan aranma” gizli iletişim sistemine dahil olduğu, yine yargılamada tanık olarak dinlenen ..."in beyanlarında “sanığı 2009 yılı Mart-Temmuz ayları arasında Rize"de üniversite okuduğum dönemde cemaatten BTM olarak bilirim ben de cemeaatte öğrencilerle ilgileniyordum, sanık BTM olarak kitap okuma programları düzenlerdi, bunun haricinde dini sohbetlerin organize edilmesi gibi görevleri vardı, bizzat üniversite öğrencileriyle ilgilendirdi, bunların toplantıları ve sohbetlerini organize ederdi” söylemeleri de dikkate alındığında, mahkemenin sanığın örgüt üyesi olduğuna ilişkin kabulünde bir isabetsizlik olmadığı, yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Kars 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 17.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.