Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/62 Esas 2018/5481 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, fatura alacağına dayalı olarak davalı hakkında başlatılan icra takibine davalının itirazının haksız olduğundan bahisle, itirazın iptali ile %40’dan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı müflis şirket temsilcileri, davacının iflas masasına alacak kayıt talebinde bulunmadıkları, iflas idaresinin vereceği kararın bekletici mesele yapılması yönünde beyanda bulunmuştur.
Mahkemece, davacı vekiline dava avansını yatırması için 14.03.2013 tarihli celsede iki hafta kesin süre verildiği, bu hususta ihtaratlı davetiye çıkarılarak davacı vekiline 01.04.2013 tarihinde tebliğ edildiği ancak gider avansı verilen kesin süre içerisinde yatırılmadığından, dava şartı yokluğu sebebi ile davanın usûlden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davacının gider avansını yatırması için kesin süre verilmesine rağmen yatırmadığı gerekçesi ile davanın dava şartı yokluğu ile reddine karar verilmiş ise de davacı vekilinin sözkonusu gider avansını süresi içinde 26.03.2013 tarihinde yatırdığı dosya içerisindeki makbuzdan anlaşılmakla, davanın reddi doğru olmamış yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
Ayrıca, dosyanın tetkikinden, dava devam ederken davalının iflas ettiği ve itirazın iptali davasının kayıt kabûl davasına dönüştüğü hususunun da mahkemece göz önünde bulundurulmamış olması davanın itirazın iptali davası olarak nitelendirilmesi de doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 05/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.