16. Hukuk Dairesi 2016/15557 E. , 2020/3420 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... İlçesi ... mahallesi çalışma alanında bulunan 132 ada 6 parsel sayılı 14.630,27 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... ve müşterekleri adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... ve ..., çekişmeli taşınmazın müşterek muristen intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak, tapu iptali ve adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 132 ada 6 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile hüküm yerinde gösterilen payları oranında davacı ve davalılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı taraf, çekişmeli taşınmazın tarafların müşterek murisinden kaldığını öne sürerek taşınmazın terekeye döndürülmesi istemiyle dava açmış; davalı taraf ise cevap dilekçesinde, çekişmeli taşınmazın kendi miras bırakanları ... oğlu ... tarafından satın alındığını savunmuş; ayrıca, ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/260 Esas sayılı dosyasına ve 27.10.2015 tarihli dilekçelerinde ise, taşınmazın kendi murislerine ait olduğu iddiasının yanı sıra, taksim savunmasına da dayanmıştır. Mahkemece, dava konusu taşınmazın tarafların kök murisi ... tarafından 3. kişiden satın alındığı, kök muris ... terekesinin tüm mirasçılarının katıldığı bir sözleşmeyle taksim edilmediği, kök muris ..."den intikal eden dava dışı 169, 172 ve 695 parsel sayılı taşınmazların kök murisin tüm mirasçıları adına tespit gördüğü gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır.
Davalı tarafın dayandığı ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/260 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, eldeki dava dosyasının davacıları ... ve ... tarafından, eldeki dosya davalıları ... ve müşterekleri aleyhine, tarafların müşterek murisi ...’tan intikal eden taşınmazların tüm mirasçıları arasında taksim edildiği, muristen intikal eden 132 ada 6 parsel sayılı taşınmazın davalı taraf murisi ...’a düştüğü, ortak muristen intikal eden 169, 172 ve 695 parsel sayılı taşınmazların ise diğer mirasçılara düştüğü, daha sonra bu taşınmazların kamulaştırıldığı ve davalılar bu taşınmazlardaki paylarını devretmediklerinden kamulaştırma bedelinden davalıların da pay aldığı iddiasına dayalı kamulaştırma bedelinin iadesi istemli olarak dava açıldığı; yargılama sonucunda ise hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verildiği ve iş bu kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır. Davacıların, sözü edilen dosyada çekişmeli taşınmazın taksimen davalı taraf murisine düştüğü şeklindeki beyanları mahkeme içi ikrar niteliğinde olup, kendilerini bağlayacağı gibi, anılan dosyada davacıların davalarının reddedilmiş olması da, bu ikrarı ortadan kaldırmaz. Diğer yandan, eldeki dosyada yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve davacı tanıkları genel olarak, çekişmeli taşınmazın kök muris ... tarafından 3. kişiden satın alındığını, ölümü ile mirasçılarına intikal ettiğini, mirasçıları arasında terekesinin taksim edildiğini ve çekişmeli taşınmazın davalı tarafın zilyetliğinde bulunduğunu belirtilmişlerdir. Şu halde, davalı tarafın dayandığı dosya içeriği ve eldeki dava dosyasında bulunan beyanlar göz önüne alındığında, çekişmeli taşınmazın tarafların müşterek murisi ...’den kaldığı ve murisin ölümünden sonra yapılan taksim sonucunda davalı tarafa düştüğü anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin taktirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.