6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan sanık Y. H..un aynı kanunun 13/1, 5237 sayılı TCK"nun 62, 52, 53 ve 54. maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve 500 Lira adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve müsadereye ilişkin, İzmir 8. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 05.02.2009 gün ve 30-34 sayılı hükmün, sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesince 09.05.2012 gün ve 2851-15749 sayı ile;
"5271 sayılı CMK’nun 231. maddesinin 6. fıkrasının (a) bendinde; sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması koşulu, (b) bendinde; mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması ve (c) bendinde; suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iadesi, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi hükmü getirilmiş olmakla sanığın adli sicil kaydında yer alan kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurma suçundan mahkumiyeti ile ilgili olarak 5237 sayılı TCK’nun 191. maddesi uyarınca verilmiş uyarlama kararı olup olmadığı ve varsa sonucunun araştırılması gerektiğinin gözetilmeden ve sanığın kişiliği ile duruşmadaki tutum ve davranışları irdelenmeden yasal ve yetersiz gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiş,
Yargıtay C.Başsavcılığı ise 04.07.2012 gün ve 116027 sayı ile;
"...Mahkeme gerekçeli kararın gerekçe bölümünde hükmün açıklanmasının ertelenmesi halinde ileride bir daha suç işlemeyeceği yolunda mahkememizce kanaat gelmediğinden CMK"nun 231 maddesinin sanık lehine uygulanmasına takdiren yer olmadığına karar vermiş dolayısıyla sanığın kişiliğini olumsuz olarak değerlendirmiştir. Keza sanığın kişilik özelliklerinin olumsuz değerlendirilmesi nedeniyle hükmolunan cezanın ertelenmemesine de karar verilmiştir. Ayrıca sanığın sabıka kaydındaki cezasının yerine getirildiği dosyadaki sabıka kaydından anlaşıldığı ve uyarlama yapılamayacağı dolayısıyla sanığın sabıkasının da bulunduğu dikkate alındığında mahkemece CMK"nun 231. maddesinde yer alan hükmün açıklanmasının ertelenmesinin reddine karar verilirken anılan maddenin uygulanmaması için yasal ve yeterli gerekçe gösterdiği gibi sanığın engel sabıkasının da bulunduğu” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
5271 sayılı CMK"nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 8. Ceza Dairesince 18.01.2013 gün ve 24132-1789 sayı ile, itirazın süresinde yapılmadığından bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; yerel mahkemenin sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına ilişkin gerekçesinin kanuna uygun ve yeterli olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının süresinde olup olmadığı, itirazın süresinde olduğunun kabulü halinde ise 5271 sayılı CMK’nun 6352 sayılı Kanunun 99. maddesi ile değişik 308/2. maddesi uyarınca itirazın gönderildiği Özel Daire tarafından itiraz konusunda bir karar verilmeden Ceza Genel Kurulunca değerlendirme yapılmasının mümkün olup olmadığı öncelikle değerlendirilmelidir.
İncelenen dosya kapsamından; yerel mahkeme hükmünün Özel Daire tarafından 09.05.2012 gün ve 2851-15749 sayı ile bozulduğu, Özel Daire bozma ilamının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına 06.06.2012 tarihinde teslim edildiği, Özel Daire bozma ilamına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 04.07.2012 tarihinde itiraz kanun yoluna başvurulduğu ve dosyanın Özel Daireye 06.07.2012 tarihinde teslim edildiği anlaşılmaktadır.
Olağanüstü kanun yolları arasında yer alan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yetkisi 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK"nun 308. maddesinde; "Yargıtay ceza dairelerinden birinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, re"sen veya istem üzerine, ilâmın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Ceza Genel Kuruluna itiraz edebilir. Sanığın lehine itirazda süre aranmaz" şeklinde düzenlenmiş olup, 05.07.2012 gün ve 28344 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun 99. maddesi ile,
"(2) İtiraz üzerine dosya, kararına itiraz edilen daireye gönderilir.
(3) Daire, mümkün olan en kısa sürede itirazı inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderir" şeklinde iki fıkra eklenmek suretiyle madde son şeklini almıştır.
Bu düzenleme ile, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının ilamın kendisine verildiği tarihten itibaren 30 gün içinde ceza daireleri kararlarına karşı itiraz yasa yoluna başvurabileceği öngörülmüş, ancak farklı bir hüküm getirilmek suretiyle sanık lehine itirazlarda süre aranmayacağı kuralı benimsenmiştir. Buna göre, sanık aleyhine sonuç doğuracak şekilde belirlenen aykırılıklarla ilgili olarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tanınan ve olağanüstü bir kanun yolu olan itiraz 30 günlük bir süre ile sınırlandırılmış olup, bu süre Özel Daire kararının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına verildiği tarihten itibaren başlayacaktır. Süre geçtikten sonra sanık aleyhine itiraz yoluna gidilemeyecektir.
Bu bilgiler ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Yerel mahkemece sanığın 6136 sayılı Kanuna aykırılık suçundan mahkumiyetine ilişkin hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi nedeniyle inceleme yapan Özel Dairece hükmün, sanığın kişiliği ile duruşmadaki tutum ve davranışları irdelenmeden yasal ve yetersiz gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesinden bahisle bozulması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, yerel mahkemenin hükmün gerekçe bölümünde sanığın kişiliğini olumsuz değerlendirerek kanuna uygun ve yeterli gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verdiği gereçesiyle yerel mahkeme hükmünün onanması gerektiği görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır. Sanık lehine bozulan hükmün onanmasına ilişkin olan ve sanık aleyhine olduğunda şüphe bulunmayan bu itirazın 5271 sayılı CMK"nun 308. maddesi uyarınca 30 günlük süreye tâbi olduğu, dosya kapsamına göre 07.06.2012 tarihinde başlayan itiraz süresinin 06.07.2012 tarihinde sona erdiği, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 04.07.2012 tarihinde itiraz edildiği ve dosyanın 30. günde 06.07.2012 tarihinde Özel Daireye teslim edildiği görülmektedir.
Bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının süresinde olduğu anlaşılmaktadır.
İtirazın süresinde olduğu belirlendikten sonra, 5271 sayılı CMK’nun 6352 sayılı Kanunun 99. maddesi ile değişik 308/2. maddesi uyarınca itirazın gönderildiği Özel Daire tarafından itiraz konusunda bir karar verilmeden Ceza Genel Kurulunca değerlendirme yapılmasının mümkün olup olmadığının belirlenmesine gelince;
5271 sayılı CMK"nun 308. maddesine 6352 sayılı Kanunla eklenen fıkralar birlikte değerlendirildiğinde; Özel Daire kararlarına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca itiraz edildiğinde dosyanın itiraz konusunda bir karar verilmek üzere öncelikle Özel Daireye gönderilmesi gerekmekte olup, en kısa sürede itirazı inceleyecek olan Özel Dairenin itirazı yerinde gördüğü takdirde kararını düzeltmesi, aksi takdirde itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle itiraz konusunda bir karar verilmek üzere dosyayı Ceza Genel Kuruluna göndermesi gerekmektedir.
Özel Dairenin 09.05.2012 gün ve 2851-15749 sayılı bozma kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan itiraz üzerine dosyanın gönderildiği Özel Dairece itiraz nedenlerinin yerinde olup olmadığı yönünde herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın, itirazın süresinden sonra yapıldığından bahisle reddi gerektiği görüşüyle dosya Ceza Genel Kuruluna gönderilmiş olup, 5271 sayılı CMK"nun 6352 sayılı Kanunla değişik 308. maddesi uyarınca itiraz nedenlerinin yerinde görülüp görülmediği konusunda öncelikle Özel Dairece karar verilmesi gerektiğinden, dosyanın itiraz konusunda karar verilmek üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
5271 sayılı CMK"nun 6352 sayılı Kanunla değişik 308. maddesi uyarınca itiraz nedenlerinin yerinde olup olmadığı konusunda karar verilmesi için dosyanın Yargıtay 8. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.12.2013 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.