Esas No: 2020/12485
Karar No: 2022/7223
Karar Tarihi: 24.10.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/12485 Esas 2022/7223 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2020/12485 E. , 2022/7223 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi:Asliye Ceza Mahkemesi
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve hakaret suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dosya kapsamına göre; sanığın TCK'nın 125/1,3-a maddesi uyarınca hakaret suçundan ve aynı Kanunun 179/3. maddesi uyarınca trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılması istemi ile iddianame düzenlendiği, 27/10/2013 tarihli polis memurlarınca tanzim edilen tutanağa göre; sanığın araçtan yalpalayarak indiği, ayakta güçlükle durduğu, nefesinin alkol koktuğu, aşırı alkollü olduğu kanaatine varıldığı, aracın içerisinde boş bira şişelerinin bulunduğu, ayrıca polis memurlarına hitaben küfür ve hakaret içeren sözler söylediği; yine aynı tarihli tutanaklarla sanık hakkında alkollü ... kullanmak nedeniyle idari para cezası düzenlendiği ve sürücü belgesinin geri alındığı anlaşılmakla; sanığın eylemlerinin hakaret suçunun TCK'nın 125/3-a maddesininde düzenlenen halini ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun TCK'nın 179/3. maddesi delaletiyle 179/2. maddesinde düzenlenen halini oluşturduğu, sanığın isnat edilen suçlardan mahkumiyetine karar veren mahkemenin kabulünün de bu yönde olduğu; yukarıda açıklanan nedenlerle mahkemece trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan kuralan hükme ilişkin uygulama maddesinin 179/3 delaletiyle 179/1. maddesi olarak gösterilmesinin maddi hata olarak değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla; Sanığa isnat edilen eylemlerin, 5237 sayılı TCK'nın 179. maddesinin 2-3. fıkralarında düzenlenen ''trafik güvenliğini tehlikeye sokma'' ve aynı Kanunun 125. maddesinin 1-3-4. fıkralarında düzenlenen "hakaret" suçlarına ilişkin olduğu, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu için TCK'nın 179. maddesinin 2. fıkrasında temel ceza miktarının ''üç aydan iki yıla kadar hapis cezası'' olarak, hakaret suçu için yine aynı Kanunun 125. maddesinin 1 ve 3. fıkralarında temel ceza miktarının ''bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası'' olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK'nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ''Basit Yargılama Usulü'' başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; ''Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.'' şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan ''01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.'' şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı ve 16.03.2021 tarihli 31425 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas-2021/4 Karar sayılı iptal kararları ile ''...kovuşturma evresine geçilmiş..., ...hükme bağlanmış...'' ibarelerinin, aynı bentte yer alan ''...basit yargılama usulü...'' yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle;Kovuşturma evresine geçilmiş veya hükme bağlanmış olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan kesinleşmiş hükümler haricindeki düzenlemelerin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; ''mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.'' şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararlarının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin ve CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, ''Basit Yargılama Usulü'' yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması;Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı sair yönler incelenmeksizin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA; 24/10/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.