4. Hukuk Dairesi 2017/4970 E. , 2018/1025 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 09/09/2008 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 16/09/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin bir bölümünün davalı ...’ndan alınmasına, davalı ... aleyhine açılan davanın feragat nedeniyle reddine, davalı ... hakkında verilen önceki karar kesinleştiğinden yeniden hüküm tesisine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili, ... Gazetesi’nin 03/09/2008 tarihli nüshasının 3. sayfasında “Kafayı Yemiş Bunlar” başlığıyla müvekkilinin fotoğrafı da kullanılarak yayınlanan yazının giriş paragrafında “Uzmanlar, bu kişilerin ruhlarının hastalıklı olduğunu, acilen tedavi edilmeleri gerektiğini kaydettiler” ifadesi kullanılarak, müvekkilinin ruh hastası olduğu yönünde gerçeğe aykırı ve kamuoyu nazarında küçük düşürmeye yönelik haber yapıldığını, haberde kullanılan fotoğrafa müvekkilinin fotoğrafının montaj yapılarak yerleştirildiğini, yazıdaki fotoğrafa bitişik olan bölüm içinde yer alan davalı ...’na ait olan “ama bunları tek tek insan olarak ele aldığımda, diyelim ki adli psikiyatrinin şefiyim, bana cezai ehliyeti var mı yok mu diye gönderseler bunları, düşünürüm ve yoktur derim. Öyle ilginç tipler bunlar” ifadelerin ortalama okuyucu nazarında doğrudan müvekkilini işaret ettiğini, davalılardan Prof. Dr ...’nun müvekkilinin kişilik haklarına saldırı içeren sözlerini aynen yayınlayan ve başlıkta “Kafayı Yemiş Bunlar” şeklinde bir cümle kuran yayın sahibi ... ve yazıyı yayına hazırlayan muhabir ...’un, davalı ...’nun vaki bu hakaretlerine hem katıldıklarını, hem de kullandıkları başlık ve yazı üslubu ile bu kastı yoğunlaştırdıklarını ileri sürerek, manevi tazminat isteminde bulunmuştur.Davalı ... vekili, davaya konu yayından bir ay önce 04/08/2008 tarihli ...Gazetesi’ne röportaj veren müvekkilinin, kamuoyunda ilgiyle takip edilen ... Davasına ilişkin kanaatleri sırasında yargılanan kişilerin ruh hallerini tasvir ederek bu kişilerin rasyonel insanlar olamayacağını ifade ettiğini, değerlendirmelerin genel olup davacıyı hedef almadığını, habere diğer davalılar tarafından eklenen fotoğraf, başlık ve
habere giriş paragrafından müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, müvekkilinin ... Gazetesi’nde dile getirdiği düşüncelerinde hukuka aykırı bir yön bulunmadığını savunarak, davanın redini istemiştir.
Mahkemece, davaya konu yazıda kullanılan fotoğraf ve ifadeler nedeniyle davacının kişilik haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle, davalı ... aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne, davalı ... aleyhine açılan davanın feragat nedeniyle reddine, davalı ... hakkında verilen önceki karar kesinleştiğinden yeniden hüküm tesisine yer olmadığına karar verilmiştir.
Basın özgürlüğü, Anayasa"nın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Kanunu"nun ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır.
Bunun içindir ki, bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.Ne var ki, basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasa"nın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanunu"nun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.
Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır.Davaya konu olayda; davalı ...’nun psikiyatri profesörü olarak ... Gazetesi’ne verdiği mülakatın 04/08/2008 tarihinde yayınlandığı, ... Gazetesi’nde yayınlanan bu mülakatta yer alan değerlendirmelerde doğrudan davacıya yönelik bir ifadenin bulunmadığı, bu mülakattan alıntı yapılan bir kısım ifadelerin ise ... Gazetesi’nin 03/09/2008 tarihli nüshasında kullanılarak haber yapıldığı ve davaya konu bu haberdeki başlığın, davacının fotoğrafının ve giriş paragrafındaki ifadenin ise gazete tarafından konulduğu anlaşılmaktadır. Davalının alıntı yapılan sözlerinin davacının kişilik haklarına saldırı teşkil etmediği gibi ... Gazetesi’nin kullandığı başlık, fotoğraf ve üsluptan davalı ...’nun sorumlu tutulamayacağı sonucuna varılarak bu davalı yönünden davanın tümden reddi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.