MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelik dolandırıcılık
HÜKÜM : Beraat

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.
TCK"nın 158/1-e bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hal kabul edilmiştir. Hangi kurum ve kuruluşların, kamusal nitelik taşıdığı, o kurumun kadro bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen mevzuata göre belirlenir.
Bu açıklamalar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde ;
Suç tarihinde ... Özel Tıp Merkezi"nde diş hekimi olarak çalışan sanığın hastane sevki ile gelen ilçe emniyet müdürlüğünde görevli personel ve bakmakla yükümlü oldukları yakınlarını tedavi ettiği, sanığın gerçekte yapmadığı bazı tedavi işlemlerini yapılmış gibi faturaya yansıttığı, bu faturaların sevki gerçekleştiren devlet hastanesi hekimi tarafından onaylandıktan sonra ödenmek üzere ilçe emniyet müdürlüğüne gönderildiği, faturaların yüksek olması nedeniyle kurum tarafından ödeme yapılmadığı ve böylelikle sanığın eyleminin teşebbüs aşamasında kaldığının iddia edildiği olayda; sanığın savunmasında bir kısım bitirmediği işlemleri de faturaya yansıttığını kabul etmekle birlikte bu işlemlerin bazılarını tedavinin belli bir süreç gerektirmesi bazılarını ise hastaların tedavi sürecini takip etmemesi ya da tedavi sırasında canlarının yanması nedeniyle vazgeçtikleri için tamamlayamadığını, ay sonu itibariyle faturaları yetiştirmek zorunda olduğundan ve kısa süre içerisinde geri kalan işlemleri bitireceğini düşündüğünden fatura tarihi itibariyle işlemlerinin tamamını yapılmış gibi gösterdiğini, genel uygulamanın bu yönde olduğunu, suç kastının bulunmadığını ifade ettiği; suç tarihinde uygulanan Maliye Bakanlığı"nın “tedavi yardımına ilişkin uygulama tebliği” nin “faturaların ödenmesi”ne ilişkin bölümü ve yine Maliye Bakanlığı"nın “tedavi yardımına ilişkin uygulama tebliği”nin “özel sağlık kurum ve kuruluşlarında diş tedavisi” bölümünde belirtildiği üzere özel sağlık kuruluşlarında yapılan tedaviden sonra belirtilen tedavinin yapılıp yapılmadığının kurum hekimi ya da sevki gerçekleştiren hekim tarafından onaylanmasının öngörüldüğü, bu doğrultuda hastaların kontrollerinin yapılarak fatura ile karşılaştırmak suretiyle yapılacak inceleme ile faturada belirtilen işlemlerin yapılıp yapılmadığının kolaylıkla tespit edilebileceği, zira olaydan sonra bilirkişilerce yapılan incelemede durumun tespitinin yapıldığı, dolayısıyla sanığın eyleminin katılan kurum yetkililerinin inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte olmadığı gibi atılı suç açısından hile olarak da değerlendirilemeyeceği anlaşıldığından tebliğnamedeki bozma görüşüne iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan idare vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 31.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.