Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu, hakkında yapılan takibe karşı senedin makbuz karşılığında ödediğini ileri sürmüş ve dava dilekçesinde de makbuzunu ibraz etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda 22/10/2009 tarihli celsede alacaklı vekili bu makbuz altındaki imzanın şirket temsilcisine ait olduğunu beyan etmiştir.
Takibe konu senet "5.000 TL" bedelli "15/10/2007" ödeme tarihli olup, alacaklı tarafından kabul edilen makbuz da "R. B.."in 15.10 vadeli senet tahsilatı" yazısının  bulunduğu, ödenen  tutarın "5.000 TL" olduğu ve tahsil tarihinin de 17/10/2007 yazılı  olduğu görülmüştür. Adı geçen borçluya ait 15/10/2007 vadeli başka bir senet bulunduğu hususu da alacaklı tarafından iddia edilmediğine göre sözkonusu makbuz takip konusu senede ilişkin olup, ödeme belgesi olarak kabulü gerekir.
Mahkemece istemin kabulüne karar vermek gerekirken reddine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ  : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 11/11/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.