16. Hukuk Dairesi 2016/14867 E. , 2020/3410 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, tapu kaydı, taksim ve ifraz nedeniyle ... İlçesi ... köyü çalışma alanında bulunan 129 ada 1, 2, 3 parsel sayılı sırasıyla 482.22, 155,66 ve 453,07 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan 129 ada 1 ve 3 parsel sayılı taşınmazlar ... adına, 129 ada 2 parsel sayılı taşınmaz ise ..., ... ve ... adına tespit edilmiştir. Davacı ... tarafından, davalılar ... ve müşterekleri aleyhine, 20.04.2009 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesinde tapu kaydına dayalı olarak müdahalenin men-i istemli olarak açılan dava dosyası ile; davacı ... tarafından, davalılar ... ve müşterekleri aleyhine, 14.12.2009 tarihinde, çekişmeli taşınmazların müşterek muristen intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanılarak miras payına yönelik olarak açılan dava dosyası birleştirildikten sonra görevsizlik kararı verilerek Kadastro Mahkemesine intikal ettirilmiştir. Kadastro Mahkemesince yapılan yargılama sonunda davacı ...’ın ve ...’ın davalarının kısmen kabulüne, davacı ...’ın hissesine vaki müdahalenin önlenmesine, çekişmeli 129 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti gibi, 129 ada 1 ve 3 parsel sayılı taşınmazların ise hüküm yerinde gösterilen payları oranında tarafların müşterek miras bırakanı ..."ın mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı-birleşen dosya davalısı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazların tarafların ortak murisi ..."a ait olduğu, ..."ın sağlığında her hangi bir mirasçısına bağışlamadığı ve murisin terekesinin ölümünden sonra da yöntemince taksim edilmediği gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacı ..., dava dilekçesinde 17.01.2006 tarih ve 2 sıra numaralı tapu kaydına dayandığı halde, bu tapu kaydı ile taşınmazların tespitlerine esas tapu kayıtları tüm tedavülleri ve varsa haritaları ile getirtilmemiş, bu nedenle aynı kökten gelip gelmedikleri net olarak belirlenmemiş, diğer taraftan anılan tapu kayıtları mahallinde yöntemince uygulanmadıkları gibi, davacı, keşif sırasında taşınmazların ortak muris tarafından kendisine hibe edildiğini öne sürdüğü halde bu husus yeterince araştırılmamış, davacı bu iddia bakımından aynı mahkemenin 2009/341 Esas sayılı dava dosyasına dayandığı halde anılan dosya getirtilip, bu dosyadaki beyan ve dosya içeriğinden yararlanılmamış ve beyanlar arasında oluşan çelişkiler giderilmeden karar verilmesi cihetine gidilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, davalı tarafın dayandığı tapu kaydı ile tespite esas tapu kayıtları tesisinden itibaren tüm tedavülleri ve varsa haritaları ile birlikte getirtilip anılan kayıtların aynı kökten gelip gelmedikleri belirlenmeli, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı; keşif sırasında davacının dayandığı tapu kaydının ve tespit dayanağı tapu kaydının varsa haritası uygulanıp kapsamları haritasına göre belirlenmeli, tapu kayıtlarının haritası bulunmuyor ya da uygulanma kabiliyeti yoksa sınırlarına itibar edilmeli, bu halde tapu kayıtları tesisinden itibaren tüm tedavülleriyle okunup kayıtlarda yazılı hudutlar yerel bilirkişilere zeminde göstertilmeli, yerel bilirkişilerin gösterdiği hudutlar teknik bilirkişiye harita üzerinde işaretlettirilmeli, kayıtta yazılı olup da yerel bilirkişiler tarafından zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı tanınmalı, yerel bilirkişi ve tanıkların kayıt uygulaması hususundaki beyanlarının zemine uygunluğu komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli; tapu kayıtlarının uyması halinde tapu kayıtlarına göre bir değerlendirme yapılmalı; tapu kayıtlarının uymadığının anlaşılması halinde ise, çekişmeli taşınmazların öncesinin kime ait olduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği ve tarafların ortak murisi Hamdi’ye ait olduğunun anlaşılması halinde, murisin sağlığında davacı ...’a hibe edilip edilmediği hususlarında yerel bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, ayrıca aynı mahkemenin 2009/341 Esas sayılı dosyası getirtilerek bu dosyadaki beyanlardan yararlanılmalı, yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalı; fen bilirkişisine, uygulanan tapu kayıtlarının kapsadığı alanı gösterir ve keşfi takibe ve denetlemeye imkan verir kroki düzenlettirilmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece, bu yönler göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.