Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/9337
Karar No: 2014/8358
Karar Tarihi: 26.05.2014

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/9337 Esas 2014/8358 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2014/9337 E.  ,  2014/8358 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Sakarya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 31/12/2013
    NUMARASI : 2011/646-2013/668

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, müvekkiline ait, davalıya kasko sigorta sözleşmesi ile sigortalı aracın tek taraflı trafik kazası sonucu hasarlandığını ve yapılan başvuruya rağmen davalı tarafından hasar bedelinin ödenmediğini bildirerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere ikame araç verilmemesi nedeniyle uğranılan 100,00 TL ikame araç bedeli ve 27.100,00 TL kasko sigorta bedelinin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı sigorta şirketi vekili, davalı aracının kiralık araç olarak kullanıldığı halde hususi kullanım biçiminde beyan edildiğini ve araç üzerinde rehin hakkı bulunduğunu belirtip, hasar miktarına itiraz ederek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre dava konusu aracın davacının oğlu tarafından kiralık araç faaliyetinde kullanıldığı yönünde kanaat oluşması ve aracın kiralama işinde kullanıldığının davalı sigorta şirketine bildirilmemiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
    Davacıya ait aracın davalı şirkete kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olduğu ve araçtaki hasarın poliçe yürürlük süresi içinde meydana geldiği uyuşmazlık konusu değildir.
    Mal sigortaları türünden olan Kasko Sigortası Genel Şartlarının teminat kapsamını belirleyen A.1.maddesine göre, gerek hareket ve gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında aracı ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile 3.kişilerin kötüniyet ve muziplikle yaptıkları hareketler, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüsü sonucu oluşan maddi zararların bu tür sigortanın teminatı kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.
    Diğer taraftan, TTK"nun 1282.maddesi uyarınca, sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı yasanın 1281.maddesi hükmü uyarınca da kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin KSGŞ"nin A.5.maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. KSGŞ"nin A.5.maddesi ve TTK"nun 1292.maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasden yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde imiş gibi ihbar ederse ispat külfeti yer değiştirip, oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat külfesi sigortalıya geçer.
    Davacı taraf, kaza tesbit tutanağı, poliçe ve hasar dosyasına dayanmıştır. Davalı sigorta şirketi ise davacının sahibi olduğu aracı oğlunun rent a car firmasında kiralık olarak kullandığını, kiralık olarak kullanılan araçlara sigorta yapmadıklarını, aracın olay tarihinde Kazım Paslı’ya kiralandığını belirtip, davacının rent a car işi ile iştigal eden oğlunun vergi dairesi kayıtları ile ticari defter ve kayıtlarına dayanmıştır.
    Uyuşmazlık, doğru beyanda bulunma yükümlülüğüne uyulup uyulmadığı dolayısıyla hasarın teminat dışı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Dosyada mevcut bilirkişi raporlarında davacının oğlu olan C..K... ilgili firmanın ticari defter kayıt ve belgelerinde, kazaya karışan davacı aracının kiralık araç olarak kullanıldığına dair bilgi ve belgeye rastlanmadığı bildirilmiştir.Yine aracın kiralık olarak kullanımına ilişkin bir sözleşme bulunamamış, kaza sırasında aracı kullanan K.. P.., aracı emaneten aldığını bildirmiştir. Yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda somut olaya baktığımızda aksi kanıtlanamayan 18.3.2011 tarihli kaza tesbit tutanağı, aracın hususi oto olarak sigorta ettirildiğine dair taraflar arasında düzenlenen kasko sigorta poliçesi, davacının kiralık araba işi yapan oğlunun ticari kayıtlarında davaya konu aracın kiralık olarak kullanıldığına dair bilgi, belge bulunmadığı, kazanın ihbar edilen şekilde meydana geldiği sabit olduğu gibi davacı sigortalının doğru beyanda bulunma yükümlülüğünü kasten ve iyiniyet kurallarına aykırı olarak bildirdiği de ispatlanamamıştır.
    Bu durum karşısında, rizikonun ihbar edilenden farklı şekilde gerçekleştiğini ve davacı sigortalının doğru ihbar (beyan) mükellefiyetine uymadığını ispat külfeti sigortacıda bulunmakta olup, sigortacı bunu soyut iddialarla değil, somut delillerle kanıtlamalıdır.
    O halde, dava konusu hasarın kasko sigortası teminat kapsamında kaldığı kabul edilerek, sigortalı araçta oluşan gerçek zarar yönünden tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    Ancak, kasko sigortalı araç üzerinde rehin hakkı olan ...... Tüketici Finansman A.Ş. muvafakatları olduğunu bildirmiş, sonra ise şartlı muvafakatları olduğunu gösteren dilekçe vermiştir. Bu durum karşısında mahkemece, dain mürtehin .... Tüketici Finansman A.Ş’nin davaya muvafakati olup – olmadığı kesin olarak saptanıp, bu konudaki çelişkinin giderilmesi, sonucuna göre davanın reddi ya da yukarıda açıklandığı üzere davanın esasına girilip, deliller değerlendirilerek varılacak uygun sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 26.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi