14. Hukuk Dairesi 2016/10813 E. , 2019/3430 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 22.06.2015 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 25.01.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, babası ... "in ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesinde kain 13448 ada, 8 parselde kayıtlı bulunan taşınmazdaki zemin katın tamamını İzmir 9. Noterliğinde düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davacıya satışını vaadettiğini, bu sözleşmeye göre müvekkilinin edimlerini yerine getirdiğini, tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar ve bir kısım davalılar vekili, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin 25.06.1996 tarihli olduğunu, Borçlar Kanununun 125. maddesi gereğince on yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu ve zamanaşımının dolduğunu, taşınmazın fiilen davacıya teslim edilmediğini, muris ... davacının sözleşmeyi hile ile düzenlettirdiğini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, taraflar arasında ... 9. Noterliğinin 25.06.1996 tarih, 9136 yevmiye numarası ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi tanzim edildiği, murisin ölüm tarihinin 30.08.2008 olduğu, davanın 2015 yılında açıldığı, dava konusunun sözleşmenin ifası için vaat alacaklısına teslim edilmediği anlaşılmakla 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez.
Somut olaya gelince; 25.06.1996 tarihli sözleşmede ""....taşınmazı aynen devir teslim ve temlik ettiği ,..."" ibaresi yer almaktadır. Anılan ibareden açıkça taşınmazın zilyetliğinin devredildiği anlaşılmaktadır.
HUMK"nun 295. maddesi uyarınca noterde düzenlenen bu tür senetler aksi ispat olununcaya kadar kesin delil teşkil eder. HUMK"nun 290. maddesine göre senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikteki işlemlerin de miktar ve değeri ne olursa olsun tanıkla ispatına olanak yoktur.
Mahkemece, işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.04.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.