4. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/56 Karar No: 2018/963 Karar Tarihi: 15.02.2018
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2018/56 Esas 2018/963 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2018/56 E. , 2018/963 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 18/12/2013 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın yargı yolu bakımından reddine dair verilen 02/07/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, uyuşmazlığın idari yargının görev alanına girmesi nedeni ile davanın görev yönünden reddi ile mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalının müdür olarak bulunduğu Bakım ve Sosyal Rehabilitasyon Merkezinde 22/11/2012 tarihinde güvenlik görevlisi olarak göreve başladığını, çalışmaya başladıktan bir süre sonra her geçen gün davalı tarafından artan bir baskıya (mobbinge) maruz kaldığını ileri sürerek, manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı; iş mahkemesinin görevli olduğunu, iddiaların asılsız olduğunu belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece; davacı tarafından Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğüne bağlı ... Bakım ve Sosyal Rehabilitasyon Merkezinde çalışan davalı müdürün eylem ve işlemi nedeniyle zarara uğranıldığı belirtilerek tazminat talebinde bulunduğuna göre, işbu istemin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2/1 b maddesi gereğince ilgili idareye karşı idari yargı yerinde açılacak tam yargı davasında ileri sürülmesi gerektiği belirtilerek Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 129/5 maddesi ile 40/3 maddesi uyarınca davalı kamu görevlisi hakkında doğrudan dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın husumet nedeniyle reddine karar verildiği belirtilerek uyuşmazlığın idari yargının görev alanına girdiğinden bahisle yargı yolu bakımından davanın reddine karar verilmiştir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesi gereğince, idari yargı yerlerinde ancak ilgili idari kuruluş dava edilebilir. Bu yasal düzenlemeye göre, gerçek kişiler ve özel hukuk tüzel kişileri aleyhine idare mahkemelerinde dava açılamaz. Şu halde, davacı davasını gerçek kişi olan davalıya yönelttiğine göre, davanın görüm ve çözüm yeri adli yargıdır. Anayasa’nın 129/5. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 13/1. maddesi gereğince; kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zarardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen koşullara uygun olarak idare aleyhine açılabileceğine göre; davalıya husumet tevcih edilmesi doğru değildir.Mahkemece açıklanan yasal düzenlemeler gözetilerek değerlendirme yapılıp karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 15/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.