10. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/14405 Karar No: 2015/16891 Karar Tarihi: 15.10.2015
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/14405 Esas 2015/16891 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2014/14405 E. , 2015/16891 K.
"İçtihat Metni"
Y A R G I T A Y İ L A M I
...arasındaki dava hakkında ... İş Mahkemesinden verilen 15.11.2013 günlü ve 2012/360 E ve 2013/451 sayılı hükmün, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Tebligat Kanununun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebliğin selahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise yalnız birine yapılır. Aynı kanunun 13. maddesine göre de; tebliğ yapılacak bu kişiler her hangi sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacakları bir halde oldukları takdirde tebliği orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. 25.01.2012 tarihli ve 28184 sayılı Resmi Gazatede yayımlanarak yürürlüğe giren Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmelik Hükümlerine göre, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin, tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde görev itibariyle tebligatın muhatabı olan tüzel kişinin temsilcisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu tür işlerle görevlendirilmiş bir kişi olması gerektiği, bu kişilerin de bulunmaması halinde bu hususların tebliğ evrakına yazılarak tebligat, o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme yapılır. Hukuk Genel Kurulu"nun 14.12.2011 tarih ve 2011/21-882 Esas, 2011/767 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, Tebligat Kanunu"nun 13 üncü maddesinde, kendisine tebligat yapılacak şahısların derecelendirildikleri görülmektedir. Bir kere, hükmi şahıslar namına kendilerine tebligat yapılabilecek salahiyetli mümessiller mutad iş saatlerinde işyerlerinde bulundukları ve o sırada evrakı bizzat alacak durumda oldukları takdirde memur ve müstahdemlere tebligat yapılamaz. Saniyen, memur veya müstahdemlere tebligat yapılabilecek hallerde de, önce kendisine tebligat yapılacak şahsın, şirketin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde vazife itibariyle muhatap hükmi şahsın mümessilinden sonra gelen veya evrak müdürü gibi esasen bu işlerle tavzif edilmiş bir kimse olması . Böyle bir kimsenin bulunmaması halindedir ki (bu durum tebliğ mazbatasına dercedilmek suretiyle) o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme tebligat yapılabilir. Daha önce kendisine tebligat yapılması gereken kimselerin bulunmadıklarını veya tebligatı bizzat alamayacak durumda olduklarının ispatı bakımından mazbatada yer alacak kayıt bilhassa önemlidir (E. Moroğlu, Makalelerim I, İstanbul 2001, s. 4-5). Dosyadan, davalılardan ...’ne Ticaret Sicil Memurluğundan bildirilen adresine dava dilekçesinin tebliğinin adresin boş olması üzerine bila tebliğ gelmesi üzerine, dava dilekçesinin Tebligat Kanununu 35. Maddesine göre tebliğ edildiği, gıyabi hükmün, anılan davalıya aynı adrese “...şirket yetkilisinin çarşıda...” kaydı ile Tebligat Kanunu 21. maddesine göre usulsüz olarak tebliğ edildiği anlaşılmakla, davalılardan ...’nin adresi yeniden Ticaret Sicil Memurluğundan sorulup, tespit edilecek adrese gıyabi hükmün yöntemince tebliğ edilerek, temyiz süresi geçtikten ve gerektiğinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununu Geçici 3. maddesi gereğince, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432. maddesindeki prosedür işletildikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 15.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.