Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/7847 Esas 2014/8320 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/7847
Karar No: 2014/8320

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/7847 Esas 2014/8320 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, davalı borçlunun adi ortaklıktan alacaklı olduğunu iddia ederek, ortaklığın dava konusu taşınmazını davalı ortaklardan Kayhan'ın oğlu Selim'e satışına ilişkin tasarrufun iptali ile tapu kaydının düzeltilmesi talep etmiştir. Davalı adi ortaklık davanın reddini savunmuştur. Diğer davalı ise duruşmalara gelmemiş ve cevap vermemiştir. Mahkeme, davanın kanıtlanamadığı ve açılan davalardan birinin açılmamış sayıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verdi. Davacı vekili tarafından temyiz edilen hüküm, danışıklı işlem nedeniyle hakların zarara uğratılması iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemiyle açılan dava olduğu için alacak davası sonuçlandıktan sonra hasıl olacak duruma göre bir karar vermek gerektiği gerekçesiyle bozuldu. Kararda, danışıklı işlem ve üçüncü kişilerin haklarının zarara uğratılması konusu da açıklanmıştır.
Kanun Maddeleri: Borçlar Kanunu'nun 18. maddesi.
17. Hukuk Dairesi         2014/7847 E.  ,  2014/8320 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Bakırköy 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
    TARİHİ : 26/03/2013
    NUMARASI : 2011/965-2013/137

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, davalı borçlunun adi ortaklıktan alacaklı olduklarına ilişkin dava açtıklarını ancak ortaklığın dava konusu taşınmazını davalı ortaklardan Kayhan’ın oğlu Selim’e satışına ilişkin tasarrufun iptali ile tapu kaydının düzeltilmesi talep etmiştir.
    Davalı adi ortaklık vekili davanın reddini savunmuştur.
    Diğer davalı usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara gelmemiş ve davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece, davanın kanıtlanamadığı, davacının alacağının bulunmadığı ve açılan davalardan birinin açılmamış sayıldığı diğer davaların ise derdest olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, Borçlar Kanunu"nun 18. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    Danışıklı bir hukuki işlem ile üçüncü kişilere zarar verilmesi, onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğinde olduğundan, kural olarak danışıklı işlem (muvazaalı muamele) nedeniyle hakları zarara uğratılan üçüncü kişiler, tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Ancak, danışıklı işlem ile
    üçüncü kişilerin haklarının zarara uğratıldığının benimsenebilmesi için onların, danışıklı işlemde bulunandan alacakları bulunmalı ve danışıklı işlem o alacağın ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış olmalıdır.
    Diğer yandan; zarara uğradıklarını ileri süren üçüncü kişilerin, danışıklı işlemde bulunduğu iddia edilen kişi hakkında tazminat davası açmış olması bu davanın kabulü için tek başına yeterli olmamakla birlikte eldeki davanın sonucunu etkileyecek olduğundan ve davacının alacağı olup olmadığı görülmekte olan alacak davasının karara bağlanıp kesinleşmesi ile ortaya çıkacağından, alacak davasının sonuçlanması beklendikten sonra hasıl olacak duruma göre bir karar vermek yerine yazılı gerekçelerle davanın reddi doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 26/05/2014 tarihinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.