22. Hukuk Dairesi 2017/21584 E. , 2019/9281 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, 22.06.2009-17.03.2015 tarihleri arasında davalının yanında tır şoförü olarak çalıştığını, iş sözleşmesini ücret alacakları ödenmediğinden haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının haklı bir nedeni olmadan işi bıraktığını, davacının talep konusu alacaklara hak kazanamadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının asgari geçim indirimi alacağının bulunup bulunmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.4857 sayılı İş Kanunu"nun 37. maddesine göre, işçiye ücretin elden ya da banka kanalıyla ödenmesi durumunda, ücret hesabını gösteren imzalı ve işyerinin özel işaretini taşıyan “ücret hesap pusulası” verilmesi zorunludur.Uygulamada çoğunlukla “ücret bordrosu” adı altında belgeler düzenlenmekte ve periyodik ödemelerde işçinin imzası alınmaktadır. Banka aracılığı ile yapılan ödemelerde banka kayıtları da ödemeyi gösteren belge niteliğindedir.Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de, para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir.4857 sayılı Yasa"nın 32. maddesinde, “Çalıştırılan işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının özel olarak açılan banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenmesi hususunda; tabi olduğu vergi mükellefiyeti türü, işletme büyüklüğü, çalıştırdığı işçi sayısı, işyerinin bulunduğu il ve benzeri gibi unsurları dikkate alarak işverenleri veya üçüncü kişileri zorunlu tutmaya, banka hesabına yatırılacak ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının, brüt ya da kanunî kesintiler düşüldükten sonra kalan net miktar üzerinden olup olmayacağını belirlemeye Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığından sorumlu Devlet Bakanlığı müştereken yetkilidir. Çalıştırdığı işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını özel olarak açılan banka hesapları vasıtasıyla ödeme zorunluluğuna tabi tutulan işverenler veya üçüncü kişiler, işçilerinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaklarını özel olarak açılan banka hesapları dışında ödeyemezler” şeklinde kurala yer verilmiştir. Anılan hükme göre, belli koşulların varlığı halinde ödemeler işçi adına açılacak banka hesabına yatırılmalıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Hakimin Davayı Aydınlatma Ödevi başlıklı 31. maddesine göre, ‘Hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.’
Somut olayda, davacı asgari geçim indirimi ücret alacaklarının ödenmediğini ileri sürmüş, davalı bu iddiayı kabul etmemiş ve davacının asgari geçim indirimi alacağının ödendiğine yönelik davalı tarafça herhangi bir ödeme belgesi sunulmamıştır. Mahkemece davacının asgari geçim indirimi talep ettiği ancak ay belirtmediği, tüm çalışma dönemi için asgari geçim indirimi almadan çalıştığının kabulünün mümkün olmadığı ayrıca asgari geçim indirimi alacağının asgari ücretini aşan ücret miktarının içerisinde olduğu da ortaya konulduğu gerekçesi ile asgari geçim indirimi alacağı talebinin reddine karar verilmiştir. Saptanan bu durum karşısında mahkemece Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 31. maddesine göre hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında davacı duruşmaya çağrılarak hangi aylardan ne kadar asgari geçim indirimi alacağı olduğu sorulmalı ve sonucuna göre ödenmeyen asgari geçim indirimi alacaklarının tespiti ile karar verilmelidir. Eksik inceleme ve hatalı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.