4. Hukuk Dairesi 2017/4654 E. , 2018/953 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar PTT (Posta ve Telgraf Teşkilatı) Genel Müdürlüğü ve ... aleyhine 02/01/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalı PTT Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davanın kabulüne, mahkemenin 2013/1 esas, 2014/107 karar sayılı, davalı ... hakkında verilen kararının, Dairemizce onanarak kesinleştiği anlaşıldığından bu davalı yönünden yeniden karar tesisine yer olmadığına dair verilen 10/4/2017 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı PTT Genel Müdürlüğü vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı PTT Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davanın kabulüne, Mahkemenin 2013/1 esas, 2014/107 karar sayılı, davalı ... hakkında verilen kararının, Dairemizce onanarak kesinleştiği anlaşıldığından bu davalı yönünden yeniden karar tesisine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davalı PTT Genel Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davalı kurum çalışanının usule aykırı tebligat işlemi yapmasından dolayı müvekkilinin zarara uğradığını belirterek, maddi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı PTT Genel Müdürlüğü vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davalı ..."in zararın meydana gelmesine neden olan 14/05/2008 ve 07/06/2008 tarihli tebligatların yapıldığı tarihte PTT Genel Müdürlüğüyle arasında istihdan ilişkisi bulunduğu, adı geçen görevlinin ...43. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 18/09/2012 tarihinde kesinleşen 17/07/2012 tarih, 2012/10 esas, 2012/651 karar sayılı ilamıyla resmi evrakta sahtecilik suçundan ceza aldığı, Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak tebligat yapılmamasından dolayı davacının zarara uğradığı, 818 sayılı BK ve TBK hükümlerine göre PTT Genel Müdürlüğü"nün, arasında istihdam ilişkisi bulunan personelinin yol açtığı zararlardan sorumlu olduğu gerekçesiyle, davalı PTT Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davanın kabulüne, Mahkemenin 2013/1 esas, 2014/107 karar sayılı, davalı ... hakkında verilen kararının, Dairemizce onanarak kesinleştiği anlaşıldığından bu davalı yönünden yeniden karar tesisine yer olmadığına karar verilmiştir.
Dosya kapsamından; davacının ... uyruklu olduğu, ... Devleti"nin iade talebi nedeniyle 09/04/2008 tarihinde ..."da bulunduğu sırada tutuklandığı, dava dışı ... isimli kişi tarafından 250.000,00 TL bedelli bonoya dayanılarak, davacı hakkında 06/05/2008 tarhinde icra takibi başlatıldığı ve ödeme emrinin 14/05/2008 tarihinde, davacı ..."da tutuklu iken, tebligata "bizzat" şerhi verilerek tebliğ edildiği, takibin kesinleşmesi üzerine dava dışı Ziraat Bankası A.Ş. nezdindeki davacıya ait 156.000 USD"nin bloke edildiği, alacaklı vekilinin talebi üzerine ödeme emri tebliğ edilen adrese 103 davetiyesinin tebliğe çıkarıldığı ve yine davacı ...da tutuklu iken "bizzat" şerhi verilerek 07/06/2008 tarihinde tebliğ edildiği, bloke edilen paranın dava dışı alacaklıya ödendiği anlaşılmaktadır.Davacının suç duyurusunda bulunması üzerine... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmıştır. PTT Genel Müdürlüğü tarafından soruşturma dosyasına sunulan 26/12/2008 tarihli yazı cevabından; 14/05/2008 tarihli ödeme emri tebliğinin dava dışı ..., 06/05/2008 tarihli 103 davetiyesi tebliğinin ise, davalı ... tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır. Davalı ... savunmalarında; adrese bizzat gittiğini, kapıyı açan kişinin muhatap ... olduğunu bildirmesi üzerine, kimlik ibrazını istediğini, kendisinin hep bu şekilde kimlik ibrazı ile işlem yaptığını ve mazbatalara kimlik numaralarını da yazdığını, yine kendisine ibraz edilen kimlikteki seri ve TC kimlik numarasını da tebligat zarfına yazıp 103 davetiyesine ilişkin tebliği gerçekleştirdiğini, ödeme emri tebliğinin kendisi tarafından yapılmadığını savunmuştur. Soruşturma aşamasında; gerek ödeme emri tebligatı, gerek 103 davetiyesi tebligatı, gerekse icra takibine konu senet üzerindeki ... adına atılmış imzalar incelenmiş, 04/12/2009 tarihli bilirkişi raporunda; belirtilen bu üç belge üzerindeki imzaların davacıya ait olmadığı, ancak bonodaki borçlu imzalarıyla her iki tebliğ mazbatasındaki imzaların aynı (tek bir) şahsın eli mahsulü olduğu tespit edilmiştir. ... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, ödeme emri tebligatının 14/05/2008 tarihinde ... tarafından "bizzat kendisine" şerhi düşülerek yapıldığı, bunun üzerine takibin kesinleştiği iddiasıyla adı geçen posta dağıtım görevlisi hakkında kamu davası açılmıştır. ... 43. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2012/10 esas, 2012/651 karar sayılı ilamıyla; ..."in icra işlemine ilişkin tebliğ evrakını, o tarihte Türkiye"de bulunmayan davacı adına "bizzat kendisine" şeklinde sahte tebliğ evrakı düzenleyerek tebliğ ettiği gerekçesiyle, resmi belgede sahtecilik ve görevi kötüye kullanma suçlarından mahkumiyetine, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.
CMK’nun 231/5. maddesi uyarınca; “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder. ” Bu nedenle açıklanması geri bırakılan mahkûmiyet hükmünün, olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nun 53. maddesi (TBK 74) anlamında hukuk hâkimi yönünden bağlayıcılığı yoktur. Somut olayın oluşunu, zarar ile eylem arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığını, tebliğ memurlarının kasten yahut ihmal suretiyle usulsüz tebliğ işlemi gerçekleştirerek davacının zararına neden olup olmadıklarını, hukuk hâkimi kendisi takdir etmelidir. Eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 15/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.