3. Hukuk Dairesi 2020/1203 E. , 2020/7001 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BURSA 8. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen kurum işleminin iptali, menfi tespit - istirdat davasında davanın reddine dair verilen karar hakkında, bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik verilen kararın süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; "Özel ... Hastanesi" unvanıyla sağlık alanında ticari faaliyet gösterdiğini, bu nedenle davalı kurum ile "Sağlık Hizmeti Satın Alma Sözleşmesi" imzaladığını; davalı tarafından aleyhine 334.375,41 TL tutarında cezai işlem uygulandığını, cezai işlemin gerekçesi ve dayanağı olarak gösterilen sebeplerin asılsız ve soyut iddialardan ibaret olduğunu ileri sürerek; cezai şartın iptali ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; davaya konu kurum işleminin yasal mevzuat ve sözleşme hükümlerine uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; davaya konu kurum işleminin hukuka uygun olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararına karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; sadece davacının istinaf başvurusu incelenmiş ve kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan bahisle, HMK"nın 353/1-b maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiş; karar, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1) Hukuk Mahkemelerinin kesin olduğu yasalarla belirtilenler dışındaki kararlarının kanun yolu denetimi, 5235 sayılı Yasa ile kurulan bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20/07/2016 tarihine kadar sadece Yargıtay tarafından "temyiz yolu ile" yapılmakta iken, 5235 sayılı Yasa ile kurulan bölge adliye mahkemelerinin 20/07/2016 tarihinde faaliyete geçirilmesi üzerine kanun yolu denetimi iki kademeli hale gelmiştir. Başka bir deyişle, ilk derece mahkemelerinin 20/07/2016 tarihinden sonra verdiği kararlara karşı doğrudan temyiz yolu kapatılmıştır.
6100 sayılı HMK" daki yeni düzenleme ile getirilen istinaf kanun yolu, ilk derece mahkemesi ile temyiz incelemesi arasında, ikinci derece bir denetim mekanizması ve kanun yoludur.
İstinaf kanun yolunun uygulanması durumunda, ilk derece mahkemesi kararından sonra, karar önce istinaf denetimine tâbi tutulacak, istinaf denetiminden sonra temyiz yolu açıksa temyize başvurulabilecektir.
Yeni kanun yolu sistemine göre yargılama üç aşamalı olacaktır. Önce İlk derece mahkemesinde yargılama yapılarak karar verilecek, ardından bölge adliye mahkemesinde istinaf incelemesi yapılacak, son olarak da Yargıtay’da temyiz incelemesi yapılacaktır.
Bölge adliye mahkemesi, istinaf başvurusu üzerine ya tarafın istinaf başvurusunu usulden/esastan reddedecek, ya da ilk derece mahkemesi kararını kaldırarak yeni bir karar verecektir.
Bölge adliye mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni karar verilmesi halinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır.
Bölge adliye mahkemesince, istinaf başvurusu değerlendirilmeyen taraf açısından ortada temyiz edilebilecek ya da temyiz dilekçesi verilmiş ise Yargıtay tarafından o taraf açısından temyizen incelenebilecek bir karar yoktur.
6100 sayılı HMK"nın 359. maddesinin ikinci fıkrasında da; "Hükmün sonuç kısmında, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. "şeklinde, ilk derece mahkemeleri tarafından verilecek kararlarda hangi hususların bulunması gerektiğiyle ilgili olarak düzenleme yapılmıştır.
Bu açıklamalardan sonra somut olay incelendiğinde; bölge adliye mahkemesince; sadece davacının istinaf başvurusunun değerlendirildiği, davalının istinaf istemi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; bölge adliye mahkemesince, taraf vekillerinin istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 359. maddesine uygun hüküm sonucu oluşturulmadığı, davalı açısından ortada temyizen incelenebilecek bir kararın bulunmadığı dikkate alınarak; davalının istinaf başvurusu da değerlendirilmek üzere bir karar verilmesi için bölge adliye mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
2) Bozma nedenine göre taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nın 371. maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, HMK"nın 373/2 maddesi uyarınca dava dosyasının bölge adliye mahkemesine, gönderilmesine, 24/11/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.