17. Hukuk Dairesi 2013/7669 E. , 2014/8243 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 29/01/2013
NUMARASI : 2006/416-2013/48
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı Denizbank A.Ş. vekili, davalı C.. A.. vekili ve davalı M.. T.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı Denizbank A.Ş"nin işleteni, ......Sigorta A.Ş."nin ZMSS sigortacısı, davalı C.. A.."in sürücüsü olduğu araç ile davalı M..T.. sürücü ... Sigorta AŞ"nin ZMSS sigortacısı olduğu ve davacının da yolcusu bulunduğu motosikletin çarpışması sonucu meydana gelen kazada davacının yaralandığını, iş göremez hale geldiğini, tedavi masrafı yapmak zorunda kaldığını belirterek 1.000,00 TL maddi tazminat ile 6.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini yükseltmiştir.
Davacı vekili, birleşen dava dosyasında içinde yolcu olarak bulunduğu aracın işleteninden de aynı nedenlerle ve aynı miktarda tazminat isteminde bulunmuş; yargılama sırasında davasını atiye terk ettiğini bildirmiştir.
DavalıC.. A.. vekili, kazanın meydana gelmesinde bir kusuru bulunmadığını belirterek reddini savunmuştur.
Davalı M.. T.. vekili, kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmadığını, davacının hatır için taşındığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı Denizbank A.Ş. vekili, davalı Can "ın şirket çalışanı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı sigorta şirketi vekilleri ayrı ayrı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak; 42.960,20 TL sürekli işgörmezlik zararı, 1.145,32 TL geçici iş görmezlik zararı 1.357,45 TL tedavi gideri olmak üzere toplam 45.462,97 TL"nin (davalı .... Sigota A.Ş. 22.052,76 TL, davalı ... Sigorta A.Ş."nin 22.052,76 TL"lik kısımdan sorumlu olmak üzere) olay tarihi olan 5.7.2004 tarihinden itibaren (davalı sigorta şirketler yönünden dava tarihinden itibaren) işletilecek yasal faizle birlikte davalılardan müştereken ve mütelselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkinistemin reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile takdiren belirlenen 4.000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 5.7.2004 tarihinden itibaren işletilecek yasalfaizle birlikte davalılar M.. T.., C.. A.. ve Denizbank A.Ş. den alınarak davacıyaverilmesine fazlaya ilişkin istemin reddine, birleşen dava yönünden, davanın atiye terki nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; karar davalı C.. A..,M.. T.. ve Denizbank A.Ş. vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı Denizbank A.Ş. Vekilinin yerinde görülmeyen tüm, davalı C.. A.. vekili ve M.. T.. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Dava, Borçlar Kanunu"nun 46. maddesi (6098 sayılı TBK m. 54) gereğince çalışma gücünün kaybı nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde sözkonusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu"nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52) düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması sözkonusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirelerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir.
Somut olayda davalı vekili, vefat edenin davalı sürücü Mehmet"in motosikletine bindiğini, sürücü Mehmet"in sürücü belgesinin bulunmadığı gibi 16 yaşından da küçük olduğunu belirterek müteveffanın kusurunun bulunduğunu savunmuştur. Buna göre mahkemece, bu savunma üzerinde durularak, davacının BK’nın 44. maddesi uyarınca, tazminattan indirim yapılması gerekip gerekmediği hususunda karar yerinde tartışılıp değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Borçlar Kanunu"nun 41. maddesinde haksız fiil tanımlanmış, 60. maddesinde de haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararın tazmini istemi ile açacağı davaların, zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 1 ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunduğu belirtilmiştir.
Buna karşılık, 2918 sayılı KTK.nun 109/I. maddesinde "Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar" hükmüne, yine aynı kanunun 109/II. maddesinde ise, "dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir" hükmüne yer verilmiştir.
2918 sayılı Kanunun anılan madde hükmünde, gözden kaçırılmaması gereken husus, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin, tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin, sadece eylemin Ceza Kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte; bunun dışında, fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı, hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır. Dahası, söz konusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlular (örneğin işleten veya Güvence Hesabı) arasında bir ayrım da yapılmamış, böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu, hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür (HGK"nın 10.10.2001 gün 2001/19-652-705 ve HGK"nın 16.04.2008 gün, 2008/4-326-325 sayılı kararları ile uzamış ceza zamanaşımı benimsenmiştir).
Açıklanan ilkeler ışığında somut olay incelenecek olursa; kaza 05.07.2004 tarihinde gerçekleşmiş, davaya konu trafik kazası sonucunda davacı yaralanmış olup, eylem için kaza tarihinde yürürlükte bulunan 765 Sayılı TCK"nın 102/4. maddesinde öngörülen ceza zamanaşımı süresi 5 yıldır. Davacı vekilince dava 03.10.2006 tarihinde açılmış, davacının sürekli çalışma gücü kayıp oranını belirleyen Adli Tıp Kurumu Raporu 07.04.2008 tarihli olup ıslah tarihi ise 27.09.2012 tarihidir. Buna göre kaza tarihinden itibaren ceza zamanaşımı süresi olan 5 yıllık süreden sonra davacı tarafından davanın ıslah edilmiş olmasına göre ıslah edilen miktar yönünden zamanaşımı gerçekleşmiş olup davalılar M.. T.. ve C.. A.. vekilinin zamanaşımı def"inin kabulü ile adı geçen davalılar yönünden ıslah edilen bölümü ilişkin davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Denizbank A.Ş. vekilinin tüm, davalı C.. A.. vekili ve M.. T.. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar C.. A.. ve M.. T.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine davalılar C.. A..e ve Mehmet Tat"a geri verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 2.260,88 TL kalan harcın temyiz eden davalı Denizbank AŞ"den alınmasına 22.05.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.