10. Hukuk Dairesi 2020/5450 E. , 2021/2717 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
...
Dava, davacının 01/12/1994 tarihinden tescil tarihi olan 01/11/2009 tarihine kadar 2926 sayılı Yasa"ya göre Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve 01/01/2010 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, Hukuk Genel Kurulunun bozma kararı üzerine yeniden yapılan yargılamada davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Mahkemece verilen 23/03/2015 tarihli direnme ve kabul kararı, Hukuk Genel Kurulunun 2015/21-2742 E. - 2019/281 K. sayılı, 12/03/2019 tarihli bozma ilamı ile “... Davacının teslim ettiği ürünlerden 1994, 1995, 1996, 1997, 1998 yıllarında prim kesintisinin yapıldığı, ziraat odası kaydının 17/07/2008 tarihinde başladığı, 25/07/2008 tarihli başvurusu üzerine 01/08/2008 tarihi itibariyle Kurum tarafından Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği ve davacının 17/12/2009 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu, mahkeme kararına gerekçe oluşturan Kurumun 23/07/2012 tarihli yazısının mahkemeye cevap vermek amacıyla geçici olarak düzenlendiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı 1994 tarihinden itibaren aralıksız şekilde Tarım Bağ-Kur sigortası kapsamında sigortalı olduğunun tespitini talep etmiş ise de, prim tevkifatına dayalı tespit davasında tevkifatın bulunmadığı 01/01/1999 ile 31/07/2008 tarihleri arasında sigortalı kabul edilmesi mümkün değildir. Yerel mahkemece davacının 01/12/1994 ile 01/11/2009 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğuna karar verilmiş ise de, 01/01/1999 ile 31/07/2008 tarihleri arasında tevkifat bulunmadığından davanın reddi gerekmektedir. Ayrıca davacının Kurum tarafından 01/08/2008 tarihinden itibaren sigortalı olarak kabul edildiği hizmet cetvelinden anlaşılmakla birlikte sigortalı olarak kabul edildiği 01/08/2008 tarihinden itibaren talepte bulunmasında hukuki yararı olmadığından mahkemece 01/08/2008 tarihinden sonraki dönemler yönünden de hukuki yarar yokluğu nedeniyle red kararı verilmelidir. Açıklanan nedenlerle, Yerel Mahkemece davacının Kurum tarafından 01/08/2008 tarihinden itibaren sigortalı kabul edildiği ve bu tarihten sonraki talepleri yönünden hukuki yararı olmadığı hususu göz önüne alınarak bir karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçelerle, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. ...” gerekçeleriyle bozulmuştur.
Mahkemenin, Hukuk Genel Kurulu kararına uyması zorunlu olup, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay tarafından; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09/05/1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12/07/2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).
Eldeki davada ise Hukuk Genel Kurulunun bozma kararının gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma kararında yer alan “prim tevkifatına dayalı tespit davasında tevkifatın bulunmadığı 01/01/1999 ile 31/07/2008 tarihleri arasında sigortalı kabul edilmesi mümkün değildir.” şeklindeki bozma gerekçesine göre Mahkemece 01/01/1999-31/07/2008 tarihleri arasında tevkifat bulunmadığından bu tarih aralığına ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş olması yerinde ise de; 01/12/1994-31/12/1998 dönemine ilişkin hüküm fıkrasında herhangi bir karar verilmemiştir.
Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir.
İlk prim kesintisini izleyen yıllarda prim kesintisi veya ürün tesliminin gerçekleştiğinin belirlendiği durumlarda, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir.
Yukarıdaki yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, davacının sigortalılık olarak talep ettiği sürelere göre 01/12/1994-31/12/1998 dönemi için; davacının teslim ettiği ürünlerden 1994, 1995, 1996, 1997, 1998 yıllarında prim kesintisinin yapıldığı bildirildiğinden Mahkemece Kuruma intikal ettiği bildirilen en eski tevkifat tarihi olan Kasım 1994 tarihini esas alarak 01/12/1994-31/12/1998 tarihleri arasında davacının sigortalılığının tespiti talebinin kabulüne karar verilmeli, sonrasında ise davacının yaşlılık aylığı tahsis koşulları hakkında olumlu, olumsuz bir hüküm kurulmalıdır.
Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 04/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.