16. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/8502 Karar No: 2013/9798 Karar Tarihi: 24.10.2013
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/8502 Esas 2013/9798 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2013/8502 E. , 2013/9798 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında 367 ada 13 parsel sayılı 50.166 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz önce Hazine adına tespit edilmiş, itiraz üzerine Kadastro Komisyonu tarafından davalı olduğu gerekçesiyle malik hanesinin açık bırakılmasına karar verilmiştir. Davacı ... tarafından davalılar Hazine ve ... Belediyesi aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tescil davası Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesinde yapılan yargılama sonunda davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.10 1998 tarih 1988/113-229 Esas ve Karar sayılı ilamının taraflar arasında kesin hüküm teşkil ettiği gerekçe gösterilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de varılan sonuç dosya kapsamına ve yasal düzenlemelere uygun düşmemektedir. Kesin hüküm olduğu kabul edilen davada; 3.kişi ... tarafından çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde yapılan Toprak tevzii Komisyonu çalışmaları neticesinde Hazine adına oluşturulan tapu kaydının iptali için genel mahkemede dava açıldığı, dava devam ederken bölgede kadastro çalışmalarının başlaması ve taşınmaz hakkında tutanak düzenlenmesi nedeniyle davaya Kadastro Mahkemesi sıfatıyla devam edildiği yapılan yargılama neticesinde taşınmaz hakkında tescil hükmü kurulmaksızın davanın reddine karar verilmekle yetinildiği, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince onandığı ve karar düzeltme talebinin de reddine karar verilerek kesinleştiği anlaşılmaktadır. Diğer bir deyişle; davacı ..."ın kesin hüküm kabul edilen ilamda taraf olmadığı gibi çekişmeli taşınmaz hakkında tapu kaydının oluşmadığı ve halen malik hanesinin açık bulunduğu tartışmasızdır. Hal böyle olunca; Kadastro Mahkemesince yargılama yapılarak davanın esası hakkında bir hüküm verilmesi gerekir. Öte yandan, çekişmeli taşınmazın Toprak Tevzii Komisyonunun çalışmaları sonucunda 1967 tarih 225 nolu tapu ile Hazine adına tapu kaydının oluşturulmuş ancak geçen süre zarfında ancak Hazine tarafından dağıtıma tabi tutulup tutulmadığı araştırılmamış, dağıtılmış olması halinde taşınmazın kayden verildiği şahısların da davada taraf olmaları gerektiği düşünülmemiştir. O halde mahkemece, öncelikle Toprak Tevzi Komisyonu çalışmaları neticesinde Hazine adına oluşturulan 1967 tarih 225 nolu tapu kaydı tüm tedavülleri ile birlikte getirtilmeli, Hazine tarafından taşınmazın dağıtıma tabi tutularak şahıslar adına tapu kaydı oluşturulup oluşturulmadığı belirlenmeli, oluşturulduğunun anlaşılması halinde davanın mahalli mahkemelerden devredildiği ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 30/2. maddesi uyarınca re"sen araştırma yetkisinin bulunduğu gözetilerek adı geçen tüm tapu kayıt malikleri davaya dahil edilmeli böylece taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilerek toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli, çekişmeli 367 ada 13 parsel sayılı taşınmaz hakkında tescil hükmü kurulmalıdır. Hal böyle olunca; mahkemece yanılgıya dayalı olarak davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi isabetsiz, davacının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine,24.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.