22. Hukuk Dairesi 2014/13146 E. , 2015/23435 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, hafta sonu, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin apartman yönetimi tarafından 07.06.2010 tarihli ihtarname ile 4857 sayılıİş Kanunu"nun 25/2-e. bende gerekçe gösterilmek suretiyle feshedildiğini, "ihtarnamenin tebliğinden itibaren sekiz haftalık ihbar süresinin kullanılmasının ve bu süre içinde günlük iş arama izni olduğunun" bildirildiğini, müvekkilinin çalıştığı süre içinde iş sözleşmesinin feshini gerektirecek olumsuz bir davranışının bulunmaması sebebiyle feshin haklı olmadığını beyanla kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, hafta sonu tatil ücreti, bayram ücreti alacaklarının apartman kat maliklerinden alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, açılan davanın haksız ve yersiz olduğunu, iş sözleşmesinin haklı sebeplerle feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar davalı tarafından kanuni süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Konut Kapıcıları Yönetmeliğinin 3. maddesinde yönetici “İşveren vekili olarak hareket eden kişi” olarak tanımlanmıştır. Yöneticinin görev ve sorumluluklarının düzenlendiği aynı yönetmeliğin 4. maddesinde “Konut yöneticisi, İş Kanunu ve bu Yönetmelik hükümlerinin uygulanmasında ve yargı uyuşmazlıklarında işverenin temsilcisidir” denildikten sonra aynı maddenin devamında yöneticinin “Kapıcının İş Kanunu ve sözleşmesinden doğan ücret ve tazminat haklarını zamanında ve usulüne uygun olarak ödemek, sigorta primlerini zamanında yatırmak” şeklinde görev ve sorumluluğu düzenlenmiştir. Buna göre yönetici, İş Kanunu ve Yönetmeliğin uygulanması yönüyle işveren temsilcisidir. İş Hukuku anlamında ortaya çıkabilecek idari ve yargısal uyuşmazlıklarda yönetici işvereni temsil eder. Böyle olunca kapıcının işveren hakkında açabileceği davanın kat maliki ya da maliklerine karşı açılması gerekse de, Yönetmelikten doğan bu temsil yetkisine göre davanın doğrudan yönetici hasım gösterilerek açılması da mümkündür. Ancak bu halde dahi hükmün doğrudan yönetici hakkında kurulması doğru olmaz. Mahkemece kat maliki ya da malikleri adına yönetici hakkında karar verilmesi gerekir. Zira yukarıda belirtilen Yönetmelik hükmü uyarınca da, yöneticinin, ana taşınmazda üstlendiği görevleri itibarıyla kat maliki ya da maliklerinden tahsil ederek kapıcının İş Kanunundan doğan haklarını ödeme yükümlülüğü vardır. Somut olayda, yerel mahkemece hüküm fıkrasında kabul edilen alacakların davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi anılan yönetmelik ve kanun düzenlemelerine aykırıdır, ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438/7. maddesi uyarınca aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
Sonuç:
Temyiz konusu kararın hüküm fıkrasında yer alan “davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine ” kısımlarının hüküm fıkrasından tamamen çıkartılarak yerine;
“kat maliklerinden eşit olarak alınmak suretiyle tahsil edilerek davacıya verilmesine” ibaresinin yazılarak hükmün bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 08.07.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.