17. Hukuk Dairesi 2013/9592 E. , 2014/8078 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı .... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıya sigortalı araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin meydana gelen tek taraflı kazada yaralandığını belirterek çalışma gücü kaybı için fazlaya dair haklarını saklı tutarak 8.000,00.-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiş, talebini ıslah dilekçesi ile arttırmıştır.
Davalı .... vekili, kusur oranında, gerçek zarardan, poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduklarını, davadan önce yapılan ödeme ile sorumluluklarının kalmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalıya sigortalı araç sürücüsünün % 100 kusurlu olduğu ve davacının % 38.2 oranında sürekli çalışma gücü kaybı olduğu kabul ederek, davanın kabulü ile 106.999,07.-TL maddi tazminatın 8.000,00.-TL"lik kısmının dava, bakiye kısmının ıslah tarihinden itibaren itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı .... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı .... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden;
Dava Borçlar Kanunu"nun 46. maddesi (6098 sayılı TBK m. 54) gereğince çalışma gücünün kaybı nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
Ancak, trafik kazaları esas itibariyle haksız eylem sayılan hallerden olmakla birlikte trafik sigortasını yapan sigortacı bakımından temerrüdün bu tarihte oluştuğunun kabulü mümkün değildir. 2918 sayılı KTK"nın 99/I. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları"nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigortaya başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir. Açıklanan bu ilke ve alacağı doğuran sebebin esasen haksız eylemden kaynaklanmış olmasına göre, ıslah ile istenilen tazminat için de, aynı tarihten itibaren temerrüt faizi uygulanması gerekir. Zira, davalı ... şirketleri ile davacı arasındaki hukuki ilişkin sözleşme ilişkisi değildir. Borcun nedeni haksız eylemdir. Yukarıda anılan hükümlere göre davalı ... şirketi bakımından temerrüt faizinin başlangıcını oluşturan ihbar yükümlülüğünde esas olan, zarar miktarı değil, kazanın ihbar edilmesidir. Kazanın ihbar edilmesiyle, zararın miktarını belirlemek sigortanın sorumluluğundadır. Bu itibarla, sigorta şirketine başvuru yapılması veya dava açılmasıyla, kaza, davalı ... şirketlerine ihbar edilmiş olacağından, anılan hükümlerde öngörülen koşullar yerine getirilmiş olacaktır.
Somut olayda davalı ... şirketine davadan önce ihbarda bulunulduğuna ilişkin dosyada bilgi ve belge bulunmadığından, dava tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü ile ıslah edilen miktar yönünden ıslah tarihinden itibaren temerrüt faizine hükmedilmesi doğru değil bozma nedeni ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını
gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK"nın geçici 3/II. maddesinin yollaması ile 1086 sayılı HUMK’nın 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı .... vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan “8.000 TL” ibaresinin çıkartılarak yerine “106.999,07.-TL” ibaresinin yazılmasına, (2) numaralı bendin hüküm fıkrasından tamamen çıkartılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 7.284,81 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ... AŞ"den alınmasına 22.05.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.