17. Hukuk Dairesi 2014/9211 E. , 2014/8069 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Adana 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 27/02/2014
NUMARASI : 2012/312-2014/98
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı şirkete trafik sigortalı aracın, müvekkilinin içinde olduğu dava dışı araca çarparak müvekkilinin yaralanmasına sebebiyet verdiğini, davalıya sigortalı aracın sürücüsünün kusurlu olduğunu, müvekkilinde tedavilere rağmen daimi sakatlık halinin oluştuğunu belirterek şimdilik 5.000 TL (kalıcı işgöremezlikten ileri gelen) tazminatın kaza (veya dava) tarihinden işleyecek ticari faiziyle (veya yasal faiziyle) davalıdan tahsilini talep etmiş; 27.02.2014 tarihli oturumda davasını geçici işgöremezlik tazminatı olarak ıslah ettiğini beyan etmiştir.
Davalı vekili, kazaya karışan aracın müvekkiline trafik sigortalı olduğunu, kusuru kabul etmediğini, maluliyet oranının belirlenmesi gerektiğini, müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini belirterek dravanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan sürekli işgöremezlik tazminatı istemine ilişkindir. Davalı davacınında içinde buluduğu araçla çarpışarak trafik kazasına sebebiyet veren karşı aracın ZMSS şirketidir. Davacı vekili kaza sonucu müvekkilinde sürekli malukiyet oluştuğunu ileri sürmüştür. "Cismani zarar halinde lazım gelen zarar ve ziyan" başlığı altında düzenlenen TBK"nun 46.maddesinde bedensel zarara uğranılması nedeniyle talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup, çalışma gücü kaybıda bu zarar türleri arasında yer almaktadır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre; çalışmakta iken sakat kalan davacının uğradığı maddi zararın hesaplanmasında, uğradığı sakatlık oranı değil, bu sakatlık nedeniyle ortaya çıkan işgöremezlik, diğer anlatımla çalışma ve kazanma gücündeki kayıp oranı esas alınmalıdır.
Somut olayda hükme esas alınan Ç.Ü.Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı"ndan alınan 4.12.2013 tarihli raporda davacının SSK Sağlık İşlemleri Tüzüğü ve Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre davacının genel beden gücünden kaybının oluşmadığı bildirilmiş ise de; bunun belirlenmesinde hangi kriterlerin esas alındığı açıklanmayıp denetime elverişli olmadığından rapor hüküm kurmaya elverişli değildir.
Bu durumda mahkemece, davacının tüm tıbbi evrakları ve raporları eklenerek, Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas dairesinden, SSK Sağlık İşlemleri Tüzüğü ve Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinde öngörülen kriterlere göre davacının maluliyet durumuna ilişkin önceki raporunda irdelendiği ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli yeni bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı M.Z.. A.. vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 22.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.