23. Ceza Dairesi 2015/1173 E. , 2015/167 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : Beraat
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.
TCK"nın 158/1-d bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Söz konusu kurum ya da kuruluşların konumunun suçun işlenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesi, bu kurum ve kuruluşların bu suçta araç olarak kullanılmasının, ağırlaştırıcı neden olmasını gerektirmiştir.
Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, bunların isminin kullanılması yeterli olmayıp bunlara ait maddi varlığın veya bu tüzel kişiliklerle bağ kurulmasını sağlayan somut başka olguların kullanılması gerekir. Bu kurumlara ait kimlik belgesinin gösterilmesi, basılı evrak ve makbuzların sunulması, taşıtın kullanılması, mağdur üzerinde bentte sayılan tüzel kişiliklerden gelinildiğine veya buralardan aranıldığına dair bir düşünce oluşturulması ve mağdurun aldatılması gerekmektedir.
Bu açıklamalar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde;
Sanık ile katılan arasında 2005 yılında düzenlenen iş yeri kira sözleşmesinin katılanın Türk vatandaşı olmamasından dolayı çalışma izni alamaması nedeniyle iptal edildiği ve iş yerinin katılanın yeğeni tarafından işletilmeye başlandığı, sanığın ödenmediğini ileri sürdüğü iki aylık kira bedeli için 15/07/2007 tarihli kira sözleşmesine dayanarak, katılan aleyhine icra takibi başlattığı, söz konusu kira sözleşmesindeki imzanın katılana ait olmadığı, sözleşmenin sanık tarafından sahte olarak düzenlendiği, katılanın iş yerini hiç çalıştırmadığı ve bu şekilde sanığın özel belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda;
1- Nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ;
Suça konu işyerinin suç tarihi öncesinde ve sonrasında çalıştırılmaya devam edilmesi karşısında, nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçunun oluşmadığına yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiş, tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2- Özel belgede sahtecilik suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde ;
Dosya içerisinde bulunan bilirkişi raporlarından İzmir 1. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin talebi üzerine Adli Tıp Kurumu Başkanlığı tarafından düzenlenen 12/08/2010 tarihli üç imzalı heyet raporuna itibar edilmesi gerektiği rapor içeriğine göre 15/07/2007 tarihli kira sözleşmesinde katılan adına atılı imzaların katılanın eli ürünü olmadığı sonucuna varıldığının belirtilmesi karşısında; sabit olan özel belgede sahtecilik suçundan mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi;
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 31/03/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.