Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı vekili tarafından, ipotek akit tablosuna ve ihtarnameye dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibine başlandığı, borçlular H. B.. ve A. B..’e örnek 6 nolu icra emri tebliği üzerine, borçlular vekilinin icra mahkemesine başvurarak, icra emri gönderilemeyeceğini, limiti aşar takip yapıldığını, alacaklının sıfatının bulunmadığını ve yetkili yerin Vezirköprü İcra Müdürlüğü olduğunu ileri sürerek icra emrinin ve takibin iptalini istediği görülmektedir.  
Borçlular vekilinin icra mahkemesine başvurusu bu hali ile ilamlı icra takibine yönelik şikayet niteliğindedir.
İİK. nun 18/3.maddesi; "Aksine hüküm bulunmayan hallerde icra mahkemesi şikayet konusu işlemi yapan icra dairesinin açıklama yapmasına ve duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir eder; duruşma yapılması uygun görüldüğü takdirde ilgilileri en yakın zamanda duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile gereken kararı verir” hükmünü içermektedir. O halde, mahkemece, yasal bu düzenlemeye rağmen olaya HUMK. nun 409.maddesi uygulanarak “dosyanın işlemden kaldırılmasına” ve ikinci aşama olarak da, “davanın açılmamış sayılmasına” karar verilmesi isabetsizdir.  
SONUÇ  : Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 09.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.