23. Ceza Dairesi 2015/863 E. , 2015/166 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.
Bu açıklamalar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde;
1- Sanığın, şikayetçi ..."ye yönelik eylemi nedeniyle dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet kararına ilişkin temyiz incelemesinde ;
Sanığın, Nevşehir Medaş İşletme Müdürlüğünde işçi statüsünde teknisyen olarak görevli olduğu sırada şikayetçi ..."den, elektrik borcunun kapatılması ve borçtan dolayı kesilen elektriğin açılması vaadiyle 1.600 TL para aldığı ve şikayetçiye herhangi bir geri ödemede bulunmadığı sabit olduğundan dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak ;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E.,2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamasına rağmen, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 120 gün olarak tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla "120 GÜN", "100 GÜN" ve "2.000 TL" terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla "5 GÜN", "4 GÜN" ve "80 TL" ibarelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA
2-Sanığın, katılan ..."a yönelik eylemi nedeniyle dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet kararına ilişkin temyiz incelemesinde ;
Katılan ..."a kendisini ikinci müdür olarak tanıtıp mevcut müdür emekli olunca kendisinin müdür olacağını ve katılanın elektrik borçlarını taksitlendireceğini, icraya verdirmeyeceğini ve elektriğinin kesilmeyeceğini vaat ederek katılandan 5.000 TL para alıp makbuzunu getireceğini söylediği, görevlilerin katılanın elektriğini kestikleri, katılanın sanıktan parasını istemesi üzerine, sanığın katılana senet ve 370 TL para verdiğinin iddia ve kabul edildiği olayda;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak ;
a) Sanığın katılan ..."a yapmış olduğu kısmi ödeme nedeniyle, 5237 sayılı TCK"nın 168/1-4. maddesi uyarınca katılanın rızası halinde, etkin pişmanlığa ilişkin hükmün uygulanması mümkün bulunmakla bu husunun tartışılmaması;
b) Sanığın katılan ..."a yönelik eylemi nedeniyle verilen hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde, adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 31/03/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.