2. Ceza Dairesi 2020/29937 E. , 2020/13188 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Muhafaza görevini kötüye kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
1-Sanığın iş yerinde, borcundan dolayı haczedilen ve yediemin olarak sanığa tevdi edilen 3 ton demirin, muhafaza amacıyla iş yerine gidildiğinde iş yerinde bulunmadığının tespit edildiği olayda, tanık olarak dinlenen ve iş yerini sanığa kiralayan ..."ün "Sanığın, yanında çalışanların ücretini ödemediği için, yanında çalışan işçilerin her gün hurdacıya iş yerindeki demirleri çalarak sattıklarını, birden fazla kez çalışan işçilerin hurdacıya demir sattığını gördüğünü, sanığın işçilerin tehdit etmesi nedeniyle iş yerine dahi gelemediğini" söylediği, sanığın ise 13/05/2013 tarihli savunmasında, "İş yeri sahibi olan tanık ... ile ona olan borcundan dolayı sürekli tartıştıklarını, ..."ün habersiz olarak kilidi değiştirdiğini ve demiri alıp hurdacıya sattığını öğrendiğini" söylediğinin anlaşılması karşısında, sanığın aşamalarda atılı suçu kabul etmediği de nazara alınarak, suç tarihinde sanığın yanında çalışan işçiler tespit edilip, sözkonusu demirleri sanıktan olan alacaklarına karşılık olmak üzere kendilerince ya da kira borcundan dolayı ... tarafından satılıp satılmadığı hususlarında dinlenildikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerekirken eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
2-24/10/2019 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 17/10/2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile düzenlenen 5271 sayılı CMK"nın 251. maddesindeki "Basit Yargılama Usulü"nün uygulanmasıyla ilgili olarak, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle 5271 sayılı CMK"ya eklenen geçici 5/1-d maddesi ile "01/01/2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz" şeklinde sınırlama getirilmiş ise de; hükümden sonra, 19/08/2020 tarihli ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 Esas, 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile yukarıda anılan geçici madde 5/1-d"de yer alan "kovuşturma evresine geçilmiş" ibaresinin aynı bentte yer alan, "basit yargılama usulü" yönünden Anayasa"nın 38. maddesine aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
AYM kararında, hükme bağlanmış dosyalarla ilgili iptale karar verilmemiş olsa da; hükme bağlanmış dosyalarla ilgili olarak kovuşturma evresinin kesinleşmeye kadar devam etmesi, ayrıca iptal kararının, CMK’nın 251/3. maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanık lehine sonuç doğurmaya elverişli olması nedeniyle, temyize konu 5237 sayılı TCK’nın 289. maddesi kapsamına giren muhafaza görevini kötüye kullanma suçu yönünden, aynı Kanun’un 7. ve CMK’nın 251. maddeleri uyarınca yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
3-Doğrudan hükmedilen adli para cezası ile hapis cezasından çevrilen adli para cezalarının içtima edileceğine ilişkin 5237 sayılı TCK’da hüküm bulunmadığı gözetilmeden ve hapisten çevrilen adli para cezası mı, yoksa doğrudan verilen adli para cezası mı olduğu belirtilmeden “Sanığa verilen adli para cezasının” 5237 sayılı TCK’nın 52/4. maddesi uyarınca taktiren 4 eşit aylık taksitlerle sanıktan tahsiline karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 18/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.