Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1125
Karar No: 2020/3952
Karar Tarihi: 10.09.2020

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2019/1125 Esas 2020/3952 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, 120 parsel sayılı taşınmazda 160/4000 payın hukuksuz bir şekilde başkasına devredildiği gerekçesiyle tapu iptali ve tescil, tazminat talebiyle açılmıştır. Davalı, tapu kaydına güvenen iyiniyetli bir üçüncü kişi olduğunu ve iktisabının korunması gerektiğini savunmuştur. İlk kararda davacının vekilinin satış yetkisinin kötüye kullanılarak başkasına temlik edilmesinin doğru olamayacağına karar verilmiş, ancak tazminat talebi ile ilgili yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan karar verildiği belirtilmiştir. Mahkeme, bozma kararına uygun olarak yapılan yeniden yargılamada davalı ...’in iyiniyetli olduğu kabul edilmiş, tapu iptal ve tescil isteği reddedilmiş, tazminat talebi kısmi olarak kabul edilmiştir. CMK’nun 1023. maddesi gereğince edinimi korunan iyiniyetli davalının sorumluluğu dışındaki davalıların sorumlu tutulmasının hatalı olduğuna karar verilmiştir. Kararda kabul edilen kanun maddeleri: Türk Medeni Kanunu’nun 1023. maddesi.
1. Hukuk Dairesi         2019/1125 E.  ,  2020/3952 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL


    Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
    Asıl davada davacı, 120 parsel sayılı taşınmaz üzerinde işlem yapabilmesi için davalılardan yeğeni ..."i 04/02/1994 tarihinde vekil tayin ettiğini, maliki olduğu 120 sayılı parseldeki 160/4000 payının rızası ve bilgisi dışında davalı ... tarafından dava dışı müteahhit ..."e 28/06/1995 tarihinde, satış bedelinden bakiye kalan 10.000.000.-TL için lehine ipotek tesis edilmek suretiyle satıldığını, ...’in yapacağı 2. kat 5 ve 6 no’lu daireleri teslim edeceğine dair 18/07/1995 tarihli taahhütname düzenlediğini, bilahare anılan payın ..."den sonra ..."a, ondan ..."e, ondan da davalı ..."a satıldığını öğrendiğini, davalı ..."in sürekli kendisini kandırdığını, vekalet görevini kötüye kullandığını, davalıların iyi arkadaş olup, tüm temliklerin kötü niyetle yapıldığını, davalıların birlikte ve kötü niyetle hareket ederek kendisini zarara uğrattıklarını ileri sürerek, çekişmeli taşınmazdaki 160/4000 payın iptalini ve adına tescilini, olmazsa belirlenecek tazminatın tahsilini talep etmiş, 04/02/2010 tarihli dilekçesi ile dava değerini 83.463,00 TL ye arttırmış, birleştirilen dava ile; asıl davada ıslah haklarının olmaması nedeniyle keşfen belirlenen miktara tamamlamak üzere 56.469,02 TL’nin davalılardan tahsilini istemiş, yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları tarafında davaya devam edilmiştir.
    Asıl ve birleştirilen davalarda davalı ..., davacının zararı ile kendisinin illiyet bağının bulunmadığını, tapu kaydına güvenen iyiniyetli 3.kişi olup, iktisabının korunması gerekeceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Asıl ve birleştirilen davalarda davalı ..., davacı amcasına ait payı, amcasına vekaleten dava dışı yüklenici ..."e kat karşılığı devrettiğini, ancak Mehmet"in 2.kata kadar kaba inşaatı yapıp ortadan kaybolduğunu, Mehmet"in o tarihte kaba inşaatın dairelerini birden fazla kişiye sattığını ve ... isimli kişiden almış olduğu para ve arabaya karşılık anılan payı Vadullah"ın sekreterine kayden devrettiğini, daha sonra anılan payın Vadullah’a geçtiğini, en son da kendisinden gizli yapılan anlaşmayla Vadullah"ın 160/4000 payı davalı ..."a temlik ettiğini, tüm hususlardan davacının haberdar olduğunu, vekalet görevinin kötüye kullanılmasından söz edilemeyeceğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
    Davanın reddine ilişkin verilen karar, Dairece; ‘’ … davacının vekiline satış yetkisi vermiş olması, taşınmazın el ve işbirliği içerisinde hareket ederek (vekalet görevini kötüye kullanmak suretiyle vekil edeni zararlandırma amacıyla) bir başkasına temlik edilmesinin doğru olduğunun gerekçesi olamaz. Ne varki, temlik alan kişinin iyiniyetli olması durumunda Türk Medeni Kanununun 1023. maddesi uyarınca edinimi korunur. Oysa mahkemece, bu hususlar üzerinde yeterince durulmamış, davalı ...’ın gösterdiği tanıklar da dinlenilmemiştir. Kabule göre de, davada tapu iptal ve tescil isteği yanında terditli olarak tazminat talebinde bulunulmuş olup, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı ve sonradan temlik alanların iyiniyetli oldukları kanısına varıldığı takdirde, davacının bu işlemlerden zarar gördüğü gözetilerek anılan tazminat isteği bakımından değerlendirme yapılması gerekeceği de kuşkusuzdur. Ne varki, anılan bu husus da mahkemece göz ardı edilmiştir. Hâl böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler ve yasa hükümleri çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılması, toplanan ve toplanacak olan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. ‘’ gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde iptal ve tescil isteğinin reddine, tazminat isteğinin ise kısmen kabulü ile 49.268,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ilişkin karar Dairece bu kez; “...davalı ...’ın iyiniyetli olduğu ve 4721 sayılı TMK’nun 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanacağı gözetilerek iptal ve tescil isteğinin reddine, tazminat isteğinin kabulüne karar verilmesi doğrudur.Ne var ki, mahkemece hükmedilecek tazminat miktarının belirlenmesi konusunda yeterli araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.Şöyle ki, mahallinde üç defa keşif yapıldığı, bilirkişilerden rapor ve ek raporlar alındığı görülmekte ise de, anılan raporlar arasında çekişmeli dairelerin bedelinin belirlenmesi konusunda açık çelişkiler mevcut olup, bu çelişkiler giderilmeden ve 04/03/2013 tarihli bilirkişi raporuna neden itibar edildiği açıklanmadan sonuca gidildiği anlaşılmıştır.Öte yandan, davalı ...’ın iyiniyetli olduğu ve TMK’nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanabileceği kabul edilmesine rağmen hükmedilen tazminattan diğer davalı ile birlikte sorumlu tutulması da hatalıdır.Davalı ...’in temyiz itirazlarına gelince; Dosya içeriğinden, davacının 04/02/1994 tarihli vekaletname ile davalı ...’i kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapması amacıyla vekil tayin ettiği, davalı ... ise vekaletten kaynaklanan özen borcunu ihmal ederek dava dışı yüklenici ... ile anlaşıp çekişmeli payı devrettiği, ancak vekil edenin ( davacının ) menfaatlerini koruyacak yeterli önlemi almadığı, davacıya satış nedeniyle herhangi bir bedel de ödemediği gözetildiğinde davalı ...’in vekalet görevini kötüye kullandığı anlaşılmıştır. Davalı ...’in temyiz itirazları yerinde değildir, Reddine. Hâl böyle olunca, davalı ... yönünden tazminat isteğinin de reddedilmesi ve tazminat miktarı yönünden bilirkişi raporları arasındaki çelişkilerin giderilerek çekişmeli dairelerin tamamlanmış değeri üzerinden davalı ...’in sorumlu tutulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonunda tapu iptali ve tescil isteği ile davalı ... yönünden bedel isteğinin reddine, davalı ... yönünden bedel isteğinin kısmen kabulü ile 83.463,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
    Karar, davalı ... vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-
    Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davalı ... vekili yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 4.275.85 TL. bakiye onama harcının temyiz eden asıl ve birleştirilen davada davalı ..."dan alınmasına, 10/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi