1. Hukuk Dairesi 2019/400 E. , 2020/3946 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindi.
Davacı, maliki olduğu 126 parsel sayılı taşınmazın Diyarbakır Bölge Trafik Denetleme Müdürlüğü binası yapılması şartıyla 03.02.1978 yılında bağışladığını, ancak binanın ilgili idarece yıkılarak Diyarbakır-Elazığ Karayolu üzerinde hizmet vermeye başladığını, şarta bağlı yapılan bağışlamada bağışlanan tarafından bağışlama amacına aykırı davranıldığını ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın süresinde açılmadığını, davacının taraf ehliyeti bulunmadığını, bağış amacına aykırı davranılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, taşınmazın bağış koşullarına uygun kullanılmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 126 parsel sayılı 2.000m2 miktarlı BOD zemin kat kar. Bina GA BA nitelikli taşınmazın davacı adına kayıtlı iken Emniyet Müdürlüğüne bağlı Bölge Trafik Zabıtası binası yapılmak üzere 03.02.1978 tarihinde davalı Hazine’ye bağışladığı, Maliye Bakanlığının 11.09.1979 tarihli yazısında; dava konusu taşınmazın yine bakanlığın 28.08.1979 tarih 3121-24285 sayılı yazısı ile Bölge Trafik binası yapımı için tahsis edildiği, 1984 yapı kullanım izni verildiği, 2014 yılında ise yapının yüksek riskli olduğunun tespit edildiği, güçlendirme maliyetinin yeniden yapım maliyetini aştığı, yıkımının uygun görüldüğü, 24.09.2014 tarihinde tamamen boşaltıldığı ve 05.12.2014 tarihinde binanın yıkıldığı, geçici olarak şubenin taşındığı, bir kısım ekiplerin 126 parselde konan konteynerde çalışmaya devam ettiği, yeni inşaat yapılabilmesi için ise belediyenin İmar Kanunun 18. maddesi uyarınca düzenleme yapması gerektiğinin bildirildiği anlaşılmaktadır.
Bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek yanlı, bağışlanana varması gereken beyanıyla geriye yürüyen (makable şamil) ve hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlayan şartlı (koşullu) veya yüklemeli (mükellefiyetli) şekilde bağışta bulunmuşsa, bağışlanandan hukuka, ahlaka aykırı veya imkansız olmadığı sürece 6098 s. Türk Borçlar Kanunun (TBK) 291/2. maddesi uyarınca yüklemenin yerine getirilmesini isteyebilir. Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi halinde de, TBK"nın 295/3. maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir.
Hemen belirtmek gerekir ki; bağış sözleşmesindeki koşul veya mükellefiyetin niteliğinin, kapsamının yerine getirilme zamanının tam olarak tespiti büyük önem taşır. Bu itibarla salt kullanılan sözlerin değil, tarafların gerçek iradelerinin ve bağışlayanın asıl amacının ortaya çıkarılması gerekir. Ayrıca amacın gerçekleşmeyeceğinin kesin biçimde anlaşılması tarihi ile bu tarihten itibaren TBK"nin 297/1. maddesine göre bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde bağıştan dönme (rücu) hakkının kullanılıp kullanılmadığının araştırılması da zorunludur.
Öte yandan, Türk Borçlar Kanunun borçlunun temerrütüne ilişkin genel hükümleri; koşullu veya yüklemeli bağışlarda da gözden uzak tutulmamalı, TBK"nın 124. maddede sayılan özel haller dışında, sözleşmeden dönme hakkının kullanılabilmesi için mütemerrit duruma düşen bağışlanana işin özelliğine ve hayatın olağan akışına uygun bir süre tanınmalıdır.
Somut olayda, dava konusu taşınmazın 1979 yılında Bölge Trafik binası yapımına tahsis edilmesi ve 24.09.2014 tarihinde kadar faaliyetine devam etmesi, binanın kullanımı mümkün olmadığından yıkıldığı ve birimin geçici olarak taşındığı gözetildiğinde davalının bağışlama şartını yerine getirmediğini söyleyebilme olanağı yoktur.
Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere davanın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 10/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.