23. Hukuk Dairesi 2016/5591 E. , 2019/4095 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın tapu iptali tescil talebinin ve kira bedeli talebinin reddine, ipotek bedeli talebinin kabulüne yönelik verilen hükmün davalı vekilince duruşmasız, davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... gelmiş, diğer taraftan gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davacı yüklenici ile davalı arsa sahibi arasında 07.08.2012 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, davacının sözleşme ile belirlenen tüm edimini yerine getirmesine rağmen davalı arsa sahibinin davacıya hak ettiği tapuları devretmediğini ayrıca sözleşme tarihinde tapu kaydında mevcut olmayan ve davacı yükümünde bulunmayan, DOP kesildikten sonra fazla verilen 44,5 m2 alan bedeli olarak belediye başkanlığı lehine konulan ipotek bedelinin de davacı tarafından ödendiğini ileri sürerek, dava konusu 3 adet bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini, devirlerin süresinde yapılmamasından doğan kira kaybının ve ödenen ipotek bedelinin yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının edimini sözleşmeye uygun şekilde yerine getirmediğini, halen iskanın alınmadığını, ipotek bedelinin davacı tarafından ödenmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının kendi edimini yerine getirmemiş olması nedeniyle davalıdan edimini yerine getirmesini isteyemeyeceği, bu nedenle tapu iptali ve tescil ile kira kaybı talebinin yerinde olmadığı, ipotek bedelinin ise davacı yükümünde bulunmadığından davalıdan ihtarnamede belirtilen ödeme süresinin sonundan itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsili gerektiği belirtilerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu genel hükümlerine göre edimini ifa etmeyen karşı edimi talep edemez. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde de yüklenicinin bağımsız bölüm tapularını talep edebilmesi için edimlerini yerine getirmesi gerekir. Bu sözleşme türü ani edimli bir sözleşme olup yüklenici tüm borcunu eda etmesi halinde karşı taraftan tapu kayıtlarının devrini talep edebilecektir. Aksi öngörülmemiş ise eseri borçlunun bizzat kendisinin eda etmesi şart değildir. Sözleşme haklarını temlik alanlar da eseri tamamlayabilirler.
Somut olayda yüklenici borçlunun edimini tam olarak yerine getirmediği, binada eksik ve ayıplı imalatlar bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, tespit edilen eksik ve ayıplı imalatlar bedelinin dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan BK"nın 81. maddesindeki birlikte ifa kuralı uyarınca depo edilmesi için davacılara süre verilmesi, depo edilirse; davacı tarafın tapu iptali ve tescile hak kazandığının gözetilmesi, depo edilen bedelin karar kesinleştiğinde davalı tarafa ödenmesi koşuluyla tapu iptali ve tescile karar verilmesi, yahut talep konusu 3 bağımsız bölümden 1 tanesinin eksik ve ayıplı imalatlar bedelini karşılamaya yeter değerde olduğu gözetilerek, davanın diğer 2 bağımsız bölüm yönünden kabulü ile sözleşme gereği yükleniciye verilmesi gerekli son bağımsız bölümün eksik işlerin teminatı olarak davalı arsa sahibi uhdesinde bırakılması ve davalının dava tarihi itibariyle davacıya tapuları devretmemekte, diğer anlatımla davacıya karşı koymakta haklı olduğu hususunun yargılama giderleri ve vekalet ücretinin takdirinde nazara alınması gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, davacıdan alınan peşin harcın istek halinde iadesine, Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.