3. Hukuk Dairesi 2020/8390 E. , 2020/6981 K.
"İçtihat Metni"
Davacı ... ile davalılar ... Sağlık Hiz. A.Ş., ... , ... Sağlık ve Sosyal Tesisler A.Ş., ... aralarındaki tazminat davasına dair İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 23.05.2015 günlü ve 2014/760 E. - 2015/129 K. sayılı hükmün Onanması hakkında 13. Hukuk Dairesince verilen 25.01.2018 günlü ve 2016/17324 E. - 2018/584 K. sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 10.10 2008 tarihinde kist operasyonu için davalı ... hastanesinde, davalı doktor ... tarafından yapılacak ameliyat öncesi anestezi ilacının verilmesi sırasında yüzü ve vücudunun kızarmaya başladığını, nefesinin kesildiğini, solumunun suni aparatlarla yerine getirildiğini, ameliyatın ertelendiğini olaydan hemen sonra çekilen mr ile beynin oksijensiz kaldığının ve boyun sapındaki 4 damardan 3"ünde damar diseksiyonunun meydana geldiğinin tespit edildiği, davalı doktor ..."in yönlendirmesiyle ambulansla diğer davalı Ethica hastanesine gönderildiğini, bu hastanedeyken sağ kulağının hiç sol kulağının çok zor duyduğunu fark ettiğini davalı ethica hastanesinde işitme kaybı için yüksek basınç testinin uygulanmadığını gelinen süreçte boyun damarlarının üçünün iyileştiğini birini ise vucutun tamamen tıkayarak yok ettiği, sağ kulağının hiç duymadığı sol kulağının cihaz takılırsa 3-5 desibel duyduğu ileri sürerek 200.000,00 TL manevi, şimdilik 20.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemiştir,
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ve hüküm davacının temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesi"nin 25.01.2018 günlü ve 2016/17324 E. - 2018/584 K. sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmesi üzerine, bu sefer davacı karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılamada Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulu"ndan alınan 20.06.2012 tarihli raporda, kişinin beyninde oluşan ve MR ile tespit edilen olayların ve işitme kaybının premedikasyon için yapılan midazolam ile illiyetinin olmadığı kanaatine varılmıştır. Davacının itirazı üzerine Üniversite hocalarından oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınmış ise de alınan 28.05.2013 tarihli raporda, bilirkişiler ortak rapor sunmayarak her bir bilirkişi ayrı ayrı görüş bildirmiştir. Yine tarafların itirazı üzerine 25.09.2014 tarihinde Adli Tıp Genel Kurul"undan rapor alınmış, raporda 20.06.2012 tarihli Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulu raporunda belirtilen gerekçelerle kişinin beyninde oluşan ve MR ile tespit edilen olayların ve işitme kaybının premedikasyon için yapılan midazolam ile illiyetinin olmadığı yönünde kanaate varılmıştır. Mahkemece, 28.05.2013 tarihli raporun somut illiyet bağını gösterir ifadeleri içermediği, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu ve Adli Tıp Kurumu Başkanlığının Genel Kurul raporunun davalıların savunmalarını doğrular nitelikte olduğu gerekçesiyle Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas kurulu ve Adli Tıp Kurumu Başkanlığının Genel kurul raporu hükme esas alınarak davanın reddine karar verilmiş ise de alınan raporlar hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki davacıya ameliyata hazırlık aşamasında Adli Tıp raporlarında da belirtildiği üzere hemşire tarafından 2 mg. IV midazolam yapıldığı, ilacın yapılmasından sonra solunumun durduğu ve davalı .... ... tarafından entübe edildiği olayın sonrasında davacıda işitme kaybı olduğu sabittir. Somut olayda midazolam adlı ilacın doktor yerine
hemşire tarafından yapılmasının tıbben uygun olup olmadığının, hemşire tarafından yapılan ilaç sonrası Dr. ..."in ne kadar süre geçtikten sonra müdahalede bulunduğu başka bir anlatımla davacının ne kadar süre ile solumunun durduğunun, arada geçen süre var ise bu sürenin davacıda gelişen işitme kaybına neden olup olmadığı, anılan ilacın Dr. ... tarafından yapılması ve yine Dr. ... tarafından anında müdahale edilmesi durumunda sonucun değişip değişmeyeceği, ilacın serviste mi veya ameliyathanede mi yapıldığı yapılan yerin olaya erken müdahale yönünden sonucu değiştirip değiştirmeyeceği, beynin oksijensiz kalması ile gerçekleşen işitme kaybı arasında illiyet bağı olup olmadığının, yine davalı Ethica hastanesinde işitme kaybına yönelik tedavi uygulanıp uygulanmadığı hususları hükme esas alınan Adli Tıp raporlarında değerlendirilmemiş, raporda kişinin beyninde oluşan ve MR ile tespit edilen olayların ve işitme kaybının premedikasyon için yapılan midazolam ile illiyetinin olmadığını belirtmekle yetinilmiştir. Hal böyleyken mahkemece Mahkemece, üniversitelerin ana bilim dallarından seçilecek uzmanlardan oluşacak bir bilirkişi kuruluna dosya tevdi edilerek, yukarıda açıklanan hususlarında değerlendirilmesi suretiyle tıbbın gerek ve kurallarına göre olayda davalıların sorumluluğunu gerektirecek ihmal ve hatalarının bulunup bulunmadığını gösteren, nedenlerini açıklayıcı ve özellikle davacıların itirazlarını karşılayacak, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Hükmün bu nedenle bozulması gerekirken, zuhulen düzelterek onandığı anlaşılmakla davacının karar düzeltme talebinin kabulü ile Yargıtay 13. Hukuk Dairesi"nin 25.01.2018 günlü ve 2016/17324 E. - 2018/584 K. sayılı onama ilamının kaldırılarak mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı tarafın karar düzeltme isteminin kabulü ile Yargıtay 13. Hukuk Dairesi"nin 25.01.2018 günlü ve 2016/17324 E. - 2018/584 K. Sayılı ilamının kaldırılmasına hükmün davacı taraf yararına BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, kesin olmak üzere 24/11/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.