1. Hukuk Dairesi 2018/4555 E. , 2020/3944 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : GAİPLİK, TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen gaiplik, tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... "nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, 5737 sayılı Yasanın 17.maddesine dayalı olarak açılan gaiplik ve tapu iptal-tescil isteklerine ilişkindir.
Davacı, 1372 ada 28 parsel sayılı ...Vakfından icareli olan taşınmazın 3/15 payı Tarsia Kocavelis, 3/30 payı Tursia Kuçuvelis adına kayıtlı iken, adı geçenlerin gaip olmaları sebebi ile Beyoğlu Sulh 1. Hukuk Mahkemesinin 17/09/1997 tarih 1997/488Esas 745Karar sayılı kararıyla taşınmazın kayyımla idare edilmesine karar verildiğini ileri sürerek 5737 sayılı Vakıflar Kanunun 17. maddesi gereğince mutasarrıflarının varissiz ölmeleri halinde taşınmazın mahlülen vakfına intikal edeceğinden gaiplik kararı verilmek suretiyle tapu kaydının iptali ile Aslanzade Mustafa Efendi Vakfı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, Aslanzade Mustafa Efendi Vakfı’nın neviyatı itibariyle gayri sahih vakıf olduğunu, taşınmazın Hazineye intikal etmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece “...Somut olaya gelince, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur. Şöyle ki; paylarının iptaline karar verilen Tarsia Kocavelis ve Tursia Kuçuvelis"in nüfusa kayıtlı olup olmadığı yönünde bir araştırma yapılmamıştır. Hâl böyle olunca, kadastro tespit tutanağı ve ekindeki belgelerdeki verilerden de yararlanmak suretiyle Tarsia Kocavelis ve Tursia Kuçuveli’in nüfusa kayıtlı olup olmadığının araştırılması, dayanak belgelerde kayıt maliklerinin Yunan uyruklu olduklarına ilişkin ifadeler bulunduğu gözetilerek gerektiğinde Yunan makamlarından da sorulmak suretiyle kayıt maliklerinin mirasçı bırakmadan ölüp ölmedikleri, gaip olup olmadıklarının açıklığa kavuşturulması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken anılan hususların gözardı edilmiş olması doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki; 5737 sayılı Yasanın 17. maddesinde “Tasarruf edenlerin veya maliklerin mirasçı bırakmadan ölümleri, kaybolmaları, terk veya mübadil gibi durumlara düşmeleri halinde icareteynli ve mukataalı taşınmaz malların mülkiyeti vakfı adına tescil edilir.” hükmüne yer verilmiş olup, anılan yasal düzenleme uyarınca taşınmazın vakfı adına tesciline karar verilebilmesi için mukataalı ya da icareteynli olup olmadığı, kayıt malikinin gaip kişilerden olup olmadığı, mirasçılarının bulunup bulunmadığının saptanması gerektiğinde kuşku yoktur.
O halde, bir taşınmazın vakfı adına tescil edilebilmesi, mutasarrıfının mirasçı bırakmadan öldüğünün ya da kaçak yitik olduğunun belirlenmesine bağlıdır.
Somut olayda ise, 16.03.2020 tarihli dilekçesi ile ...’in, ...ve...kızı 1897 doğumlu Tarsia(Tursia) Kuçuvelis’in torunu olduğunu, ...’in 22.6.1977 tarihinde öldüğünü İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesi2015/1086Esas, 2017/732Karar sayılı veraset ilamına göre tek mirasçısının kendisi olduğunu, dava konusu taşınmazdaki iki ayrı payında aynı kişiye ait olduğunu ileri sürmüştür.
Hal böyle olunca, kayıt malikinin mirasçısı olduğundan bahisle karardan sonra dosyaya sunulan dilekçenin değerlendirilmesi, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.
Davalının açıklanan nedenlerden ötürü yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.