1. Hukuk Dairesi 2019/406 E. , 2020/3943 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TAZMİNAT
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, imzası kendisine ait olmayan noterde düzenlenen 19.11.1998 tarihli kredi kefil sözleşmesine dayanarak davalının Gaziantep 3. İcra Müdürlüğü"nün 2002/2576, 2002/2577 ve 2002/2578 Esas sayılı dosyalarından yapmış olduğu icra takipleri neticesinde; 161 ada 13, 103 ada 61, 112 ada 219, 117 ada 295, 127 ada 333 ve 334 parsel sayılı taşınmazları ile birleştirilen davaya konu 118 ada 298 parsel sayılı taşınmazının cebri icra sonucunda, davalı adına tescil edildiğini, açmış olduğu menfi tespit davasının Gaziantep 5. Hukuk Mahkemesi"nin 2007/539 Esas sayılı dosyasında devam ettiğini ve bu dosyadan Adli Tıp Kurumu"ndan alınan rapor neticesinde takibe dayanak kredi kefil sözleşmesindeki imzanın eli ürünü olmadığının saptandığını, taşınmazların davalı adına tescilinin yolsuz olduğunu ileri sürerek tapu iptal ve tescile, mümkün olmadığı takdirde değerlerinin tespiti ile tazminine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın süresinde açılmadığını, 2002/2576 ve 2002/2577 Esas sayılı icra dosyaları ile ilgili açılmış menfi tespit davası bulunmadığını, kredi kefil sözleşmesinin noterde düzenlenmiş olduğunu, sahtecilik mevcut ise davacının da işin içinde olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Tescilin yolsuz olduğu gerekçesi ile asıl davada tapu iptal ve tescil isteğinin kısmen kabulüne, birleştirilen davada tapu iptal ve tescil isteğinin kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairce “...Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle; tarafları aynı olan ve dereceattan geçmek suretiyle 03.11.2011 tarihinde kesinleşen Gaziantep 5. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2007/539 Esas, 2010/580 sayılı kararı ile çekişmeye konu taşınmazların satışına dayanak Gaziantep 3. İcra Müdürlüğü"nün 2002/2578 Esas sayılı icra takip dosyasında davalı ..."ın borçlu olmadığının tespitine karar verildiği saptanmak suretiyle 103 ada 61, 112 ada 219, 117 ada 295, 127 ada 333 parsel sayılı taşınmazlar ile birleştirilen davaya konu 118 ada 298 parsel sayılı taşınmaz bakımından davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gibi, davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu ve bu nitelikteki davalarda, davalı Bankanın yargı harçlarından muaf olmadığı gözetilmek suretiyle kabul kapsamına alınan bu taşınmazlar bakımından karar ilam harcından davalı Banka"nın sorumlu tutulmuş olmasında, öte yandan; asıl ve birleştirilen dava birbirinden bağımsız nitelikte olduğundan her dava için ayrı ayrı vekâlet ücretinin hüküm altına alınmış olmasında da bir isabetsizlik yoktur.Davalı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Tarafların öteki temyiz itirazlarına gelince;Eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen tapu kayıtlarından; yargılama sırasında çekişmeye konu taşınmazlardan 161 ada 13 nolu parselin 25.07.2011 tarihinde dava dışı Meral Kocaaslan"a, 127 ada 334 nolu parselin ise dava dışı Nursel Karaduman"a satış yoluyla devredildiği anlaşılmaktadır....Hâl böyle olunca, dava konusu taşınmazlardan 161 ada 13 sayılı parsel ile 127 ada 334 sayılı parselin yargılama sırasında dava dışı kişilere temlik edilmesi nedeniyle 6100 sayılı HMK"nin 125. maddesi hükmü uyarınca, davacı tarafa seçimlik hakkı hatırlatılarak davayı ne şekilde sürdüreceğinin sorulması ve bu yöndeki usûli eksiklik giderildikten sonra bu taşınmazlar bakımından işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken değinilen yön üzerinde durulmaksızın sonuca gidilmiş olması doğru olmadığı gibi, yargılama sırasında davacı tarafça 11.735,05.-TL tamamlama harcı yatırıldığı halde, hükümde bu hususun gözetilmesi de isabetsizdir...” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde mahkemece asıl dava yönünden 161 ada 13 ve 127 ada 334 parsel sayılı taşınmazlar yönünden bedel isteğinin kabulüne diğer hususlar ve birleştirilen dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hâkimi ..." nün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine.
Hemen belirtilmelidir ki, harç kamu düzeni ile ilgili olup temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re’sen gözetilmesi gereken hususlardandır.
Somut olayda, mahkemece dava konusu 161 ada 13 parsel sayılı taşınmazın değeri olan 1.500,00TL ve 127 ada 334 parsel sayılı taşınmazın değeri olan 150.300,00 TL üzerinden davanın kabulüne karar verildiği halde bu taşınmazlar yönünden karar ve ilam harcının alınmaması doğru değildir.
Ne var ki, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; hükmün 2. bendinin hükümden çıkarılarak yerine 2. bent olarak “Alınması gerekli 10.369,45TL karar ilam harcının 1.039,50TL peşin harç ve 11.735,05TL tamamlama harcı toplamı 12.774,55TL’den mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 2.405,10TL harcın davacıya iadesine, davacı tarafından başlangıçta yatırılan 1.039,50TL peşin harç ve 11.735,05TL tamamlama harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” ibaresinin yazılmasına, 6100 sayılı HMK"nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.