Esas No: 2021/653
Karar No: 2021/1915
Karar Tarihi: 26.05.2021
Danıştay 13. Daire 2021/653 Esas 2021/1915 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2021/653
Karar No : 2021/1915
DAVACI : … Petrol Ürünleri Sanayi Ticaret ve Dağıtım A.Ş.
DAVALI : … Kurumu
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU:
Dağıtıcı lisansına sahip davacı şirket tarafından, bayisine ait akaryakıt istasyonunda 25/01/2011 tarihinde gerçekleştirilen denetimde dağıtıcı firmaya ait marka ve logo ile fiyat ilan panosu bulunmadığının tespit edildiğinden bahisle 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun 4. maddesinin birinci ve ikinci fıkrası ile 27/06/2007 tarih ve 1240 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının 4. maddesinin birinci fıkrasının (ç) ve (ğ) bendine aykırı hareket edildiği gerekçesiyle 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 308.194,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI:
Dava konusu işlemin, 5015 sayılı Kanun'un 4. maddesinde sayılan yükümlülükler arasında ihlâl edildiği iddia edilen fiillerin yer almadığı, 19. maddesinde idari para cezasına konu eylemlere yönelik açık ve doğrudan bir düzenlemenin bulunmadığı, 20. maddesine göre idari para cezası uygulanmadan önce ön araştırma ve soruşturma yapılması gerektiği, Kanun'dan kaynaklanan bütün yükümlülüklerin yerine getirildiği, Petrol Piyasasında Yapılacak Denetimler ile Ön Araştırma ve Soruşturmalarda Takip Edilecek Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik'te öngörülen 6 aylık soruşturma ve 9 aylık karar alma süresine uyulmadığı, denetimi gerçekleştiren görevlilerin enerji piyasalarıyla ilgili uzmanlıklarının bulunmadığı, idari para cezasının ölçülü olmadığı iddialarıyla hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
DAVALININ SAVUNMASI:
Öncelikle, usule ilişkin olarak, idari yaptırım kararlarına karşı yetkili İdare Mahkemesinde dava açılabileceğinden davanın görev yönünden reddi gerektiği; davanın süresinde açılmadığının tespiti hâlinde süre aşımı yönünden reddi gerektiği ileri sürülmüştür.
Esasa ilişkin olarak ise, dağıtıcı lisansına sahip davacı şirketin bayisi hakkındaki kurumsal kimlik çalışmalarını mevzuatta öngörülen iki aylık sürede tamamlamadığının 25/01/2011 tarihinde gerçekleştirilen denetimde tespit edildiği, 14/07/2011 tarih ve 3327-89 sayılı Kurul kararıyla Petrol Piyasasında Yapılacak Denetimler ile Ön Araştırma ve Soruşturmalarda Takip Edilecek Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 25. maddesi uyarınca davacı şirketin yazılı savunmasının alınmasına karar verildiği, yazılı savunmada mevzuata aykırı fiillere yönelik haklı gerekçelerin ortaya konulamadığı, 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (2) numaralı alt bendi uyarınca 2011 yılı için geçerli olan idari para cezasının uygulandığı, tesis edilen işlemin hukuka uygun olduğu savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NUN DÜŞÜNCESİ:
Dava konusu Kurul kararının tesis edildiği tarihten sonra 7164 sayılı Maden Kanunu İle Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 33. maddesi ile değiştirilen 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun 20. maddesinde, Kurul tarafından belirlenen niteliği itibarıyla düzeltme imkânı bulunan fiiller için öncelikle ihtarın yapılacağı, sonrasında ihtarın sonucuna göre gerekirse idari soruşturma başlatılarak yaptırımlar uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
Bahse konu mevzuat değişikliklerine uyum sağlamak üzere, ... tarih ve ...sayılı Kurul kararı ile, "Dağıtıcının sözleşmeli bayisinde süresi içerisinde kurumsal kimlik çalışmalarını tamamlamaması" eyleminin niteliği itibarıyla düzeltme imkânı bulunan fiiller arasında sayıldığı, bahse konu fiile yönelik olarak öncelikle ihtar yapılması gerektiği, dava konusu işlemden sonra yürürlüğe konulan ve davacı şirketin lehine yeni bir uygulama olduğu açık olan ihtar koşuluna uyulmaksızın tesis edilen idari para cezası uygulanmasına yönelik işlemde hukuka uygunluk bulunmadığından dava konusu Kurul kararının iptali gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI …'UN DÜŞÜNCESİ :
Dava; dağıtıcı lisansına sahip olan davacı şirketin kurumsal kimlik çalışmasını tamamlamadığından 5015 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci ve ikinci fıkrası ile 1240 sayılı Kurul Kararının 4. maddesinin birinci fıkrasının (ç) ve (ğ) bendlerinin ihlali nedeniyle anılan Kanun’un 19. maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca idari para cezası verilmesine ilişkin ... tarih ve ...sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu Kararının iptali istemi ile açılmıştır.
Danıştay Onüçüncü Dairesi'nin 21/05/2019 günlü, E:2013/759, K:2019/1776 sayılı, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun 08/03/2012 tarih ve 3729-17 sayılı kararının iptali yolundaki kararı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 29/01/2020 günlü, E:2019/2414, K:2020/134 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 29/01/2020 günlü, E:2019/2414, K:2020/134 sayılı bozma kararındaki gerekçeler gözönünde tutularak işin gereği düşünüldü.
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun 4. maddesinin birinci ve ikinci fıkrasında, lisans sahiplerine hangi konuda lisans verilmişse yalnızca bu alanda piyasa faaliyetinde bulunabileceği düzenlenmiş, Kanun'un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendinde ise, lisans sahiplerinin lisansta belirtilen konuda ve lisans ile tanınan haklarla sınırlı olarak faaliyet gösterebileceği hükmü yer almıştır.
Bu itibarla dağıtıcı lisansı sahibi olan davacının ürünlerinin pazarlandığı anlaşılacak şekilde kurumsal kimlik çalışmasını tamamlamadığından bahisle ... tarih ve ... sayılı Kurul Kararının 4. maddesi ile belirlenen yükümlülüklerini yerine getirmemesi şeklindeki eyleminin, 5015 sayılı Kanun'un 4. maddesinde tanımlanmadığı ve anılan Kanunun 19. maddesinde yer alan idari yaptırımın da bu fiilin karşılığı olmadığı görüldüğünden, davacı şirkete 5015 sayılı Kanun’da karşılığı olmayan ve üzerine atılı eylemi ile örtüşmeyen idari yaptırım uygulandığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; … tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu Kararının iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Dairemizin 21/05/2019 tarih ve E:2013/759, K:2019/1776 sayılı dava konusu işlemin iptali yolundaki kararının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 29/01/2020 tarih ve E:2019/2414, K:2020/134 sayılı kararıyla bozulması üzerine, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği yeniden görüşüldü:
MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Isparta İl Jandarma Komutanlığı personeli tarafından … Karayolu Üzeri … Kasabası …/…adresinde bulunan … İnşaat Petrol Mobilya Spor Tesisleri Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti.'ye ait akaryakıt istasyonunda 25/01/2011 tarihinde denetim yapılmıştır.
Denetim neticesinde tanzim edilen 25/01/2011 tarihli tutanağa göre, akaryakıt bayisinin … firmasıyla sözleşmesi bulunmasına rağmen işletmede dağıtıcı firmaya ait işaret ve sembollerin bulunmadığı, mevcut hâliyle başka bir dağıtıcıya ait işaret ve sembollerin bulunduğu, satışa sunulan akaryakıt türlerinin isimlerinin ve fiyatlarının gösterildiği ilan panosunun bulunmadığı, kullanıcılar tarafından dağıtıcı lisansı sahiplerine yapılabilecek ihbar ve şikayetlere ilişkin açıklamalar ile ücretsiz telefon numaralarının bulunmadığı tespit edilmiştir.
Devam eden süreçte, istasyonda dağıtıcısı olduğu firmaya ait akaryakıt fiyatlarını, resmi isimlerini ve lisans numarasını gösteren ilan panosu ile kullanıcılar tarafından dağıtıcı lisans sahiplerine yapılabilecek ihbar ve şikâyetlere ilişkin açıklamaların ve ücretsiz telefon numaralarının yer aldığı levha ve çıkartmaların bulunmadığı gerekçesiyle 14/07/2011 tarih ve 3327-89 sayılı Kurul kararıyla Petrol Piyasasında Yapılacak Denetimler ile Ön Araştırma ve Soruşturmalarda Takip Edilecek Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 25. maddesi uyarınca davacı şirketin yazılı savunmasının alınmasına karar verildiği, yazılı savunmada mevzuata aykırı fiillere yönelik haklı gerekçeler ortaya konulamadığından bahisle … tarih ve … sayılı Kurul kararı ile davacı şirkete 308.194,00-TL idari para cezası verilmiştir.
Bunun üzerine idari para cezasına konu işlemin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7. maddesinde, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hâllerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu ve idari uyuşmazlıklarda bu sürenin yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden itibaren başlayacağı; 14. maddesinin üçüncü fıkrasında, dilekçelerin görev ve yetki, idarî merci tecavüzü, ehliyet, idarî davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, süre aşımı, husumet ve aynı Kanun'un 3. ve 5. maddelerine uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla inceleneceği; altıncı fıkrasında, bu maddede belirtilen hususların ilk incelemeden sonra tespit edilmesi hâlinde de davanın her safhasında 15. madde hükmünün uygulanacağı; 15. maddesinin 1/a bendinde, 14. maddenin 3/a bendine göre adlî yargının görevli olduğu konularda açılan davanın reddine, idarî yargının görevli olduğu konularda ise görevli veya yetkili olmayan mahkemeye açılan davanın görev veya yetki yönünden reddedilerek dava dosyasının görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verileceği; 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun'un 1. maddesinde, bölge idare mahkemeleri, idare mahkemeleri ve vergi mahkemelerinin bu Kanunla verilen görevleri yerine getirmek üzere kurulmuş "genel görevli" mahkemeler olduğu; 5. maddesinde ise, idare mahkemelerinin, vergi mahkemelerinin görevine giren davalarla ilk derecede Danıştay'da çözümlenecek olanlar dışındaki davalara bakacağı; 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun 21. maddesinin üçüncü fıkrasının davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan hâlinde, Kurul kararına karşı açılacak davaların ilk derece mahkemesi olarak Danıştay'da görüleceği kurala bağlanmıştır.
Uyuşmazlığın Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun idari para cezası uygulanmasına yönelik kararından kaynaklanması ve işlemin yazılı bildirim tarihinden itibaren altmış gün içerisinde davanın açılmış olması nedeniyle, 5015 sayılı Kanun'un 21. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca davanın görüm ve çözümü ilk derece mahkemesi olarak Danıştay'ın görev alanı içinde bulunduğu ve davanın süresinde açıldığı anlaşıldığından, davalı idarenin görev ve süre aşımına yönelik itirazı yerinde görülmeyerek davanın esasına geçildi.
ESAS YÖNÜNDEN:
İLGİLİ MEVZUAT:
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun işlem tarihinde yürürlükte bulunan hâliyle 19. maddesinde idarî para cezaları, "İdarî yaptırımlar" başlıklı 20. maddesinde ise esas olarak piyasa faaliyetinin (geçici veya süresiz) durdurulması ve lisans iptali hususları düzenlenmiştir.
7164 sayılı Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 33. maddesi ile, 5015 sayılı Kanun'un 20. maddesi, "İdarî yaptırımlar; tedbirler, lisans iptalleri ve idarî para cezalarından oluşur. (...)
Bu Kanuna göre idarî yaptırımlar aşağıdaki usulde yürütülür:
a) Lisans sahibi kişiler hakkında bu Kanuna, ikincil mevzuata veya lisans hükümlerine, Kurul kararlarına aykırı davranılması hâlinde; Kurul tarafından belirlenen niteliği itibarıyla düzeltme imkânı olan fiiller için ilgilisine Kurum veya Kurumca yetkilendirilen kuruluşlar tarafından, otuz gün içerisinde aykırılığın giderilmesi, aksi hâlde hakkında geçici durdurma yapılabileceği ihtar edilir. Verilen ihtar süresi sonunda mevzuata aykırı durumu devam ettirenlerin ilgili piyasa faaliyeti altmış gün süre ile geçici olarak durdurulur. Niteliği itibarıyla düzeltme imkânı olan fiilin tespit tarihinden itibaren iki yıl içerisinde tekrar edilmesi hâlinde ise ihtar işlemi uygulanmaksızın ilgili piyasa faaliyeti altmış gün süre ile geçici olarak durdurulur. Geçici durdurma süresince, tehlikeli eylemin veya kötüniyetin veya ürünlerde zarar oluşmasının önlenmesi ile faaliyetin durdurulmasına neden olan durumun ortadan kaldırılmasına ilişkin faaliyetler dışında hiçbir piyasa faaliyeti yapılamaz. Geçici durdurma süresi sonunda da tespit edilen aykırılıklar giderilmezse, faaliyetin durdurulmasına devam edilerek soruşturma başlatılır ve gerekli idari yaptırımlar uygulanır. (...)" şeklinde değiştirilmiştir.
7164 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile 5015 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 6. maddenin birinci fıkrasında, "Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce Kurulca idari para cezası verilmemiş olan ve Kurul tarafından belirlenen niteliği itibarıyla düzeltme imkânı bulunan fiiller için, 20. maddenin ikinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen ihtar yapıldıktan sonra sonucuna göre gerekirse idari soruşturma başlatılarak yaptırımlar uygulanır. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce lisansı sonlandırılan veya iptal edilenler hakkında düzeltme imkânı bulunan fiiller için herhangi bir idari işlem tesis edilmez." kuralına yer verilmiştir.
Öte yandan, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 2. maddesinde, "Kabahat" deyiminin, Kanun'un karşılığında idarî yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlamına geldiği; 3. maddesinde, bu Kanun'un, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması hâlinde, diğer genel hükümlerinin, idarî para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanacağı; "Zaman bakımından uygulama" başlıklı 5. maddesinde, 26/09/2004 tarih ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümlerinin kabahatler bakımından da uygulanacağı, kabahatler karşılığında öngörülen idarî yaptırımlara ilişkin kararların yerine getirilmesi bakımından ise derhâl uygulama kuralının geçerli olduğu; bu maddenin atıf yaptığı 5237 sayılı Kanun'un 7. maddesinin ikinci fıkrasında, suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanunun uygulanacağı ve infaz olunacağı kurala bağlanmıştır.
5015 sayılı Kanun'un 20. maddesinde yer verilen kural kapsamında ...tarih ve ... sayılı Kurul kararı ile, "Dağıtıcının sözleşmeli bayisinde süresi içerisinde kurumsal kimlik çalışmalarını tamamlamaması" niteliği itibarıyla düzeltme imkânı bulunan fiiller arasında sayılmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
7164 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önce, 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesinde idarî para cezaları, 20. maddesinde ise diğer yaptırımlar düzenlenmiş olup, idarî para cezalarının da idarî yaptırım oldukları hususunda tereddüt bulunmamakla birlikte, 5015 sayılı Kanun'da idarî para cezaları ile diğer yaptırımlar farklı usûl ve esaslara bağlanmıştır. Bu bağlamda 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesinde, 15 günlük süre içerisinde aykırılığın giderilmesi yönünde yapılması gereken ihbar, idarî para cezası verilebilmesinin ön şartı olarak belirtilmediği hâlde, idarî para cezası dışındaki idarî yaptırımları düzenleyen 20. maddesinin önceki metninde, lisans iptali için aykırılığın giderilmesi yönünde 15 günlük süre tanıyan ihbar yapılması zorunlu görülmüştür. Daha da önemlisi, ilgiliye verilen 15 günlük süre içerisinde aykırılıklar giderildiği takdirde piyasa faaliyetinin geçici olarak durdurulmasına karar verilemeyeceği anlaşılmakla birlikte, söz konusu aykırılığın verilen süre içerisinde giderilmiş olması idarî para cezası verilmesine engel değildir. Başka bir anlatımla, ilgilinin mevzuata aykırı fiili hem idarî yaptırım uygulanmasını hem de idarî para cezası verilmesini gerektiriyorsa, aykırılığın verilen süre içerisinde giderilmesi durumunda ilgilinin piyasa faaliyetinin geçici olarak durdurulması ve lisans iptali gibi yaptırımlar uygulanmayacak, ancak söz konusu mevzuata aykırılık nedeniyle idarî para cezası uygulanabilecektir.
Değişiklikten sonra ise, 5015 sayılı Kanun'un 20. maddesinde yapılan yeni düzenleme ile, idarî yaptırımlar sayılmış ve idarî para cezalarının da 20. maddedeki hükme tâbi olacağı belirtilmiştir.
Bu itibarla, 19. maddede yer verilen idarî para cezalarına ilişkin fiillerden Kurul tarafından belirlenen "niteliği itibarıyla düzeltme imkânı olanlar" için otuz günlük süre içerisinde aykırılığın giderilmesi, aksi hâlde hakkında geçici durdurma yapılabileceğinin ihtar edileceğine ilişkin düzenlemenin, idarî para cezaları yönünden cezalandırılmadan önce mevzuata aykırı davranışta bulunan kişi veya kişilere söz konusu aykırılığın ortadan kaldırılması için tanınmış bir imkân olduğu, bu yönüyle ihtarın kişinin cezalandırılabilmesine ilişkin bir ön şart teşkil ettiği ve anılan Kanun değişikliğinin failin lehine olduğu anlaşılmaktadır.
Bu bağlamda, niteliği itibarıyla düzeltme imkânı bulunan fiilleri işleyenlerin önceki kanun döneminde doğrudan idarî para cezasına muhatap oldukları hâlde, söz konusu kanun değişikliğinden sonra aynı fiilleri işleyenlerin ihlâlin ortadan kaldırılması hususunda ihtar edilmelerinin öngörülmesi, böylelikle ihtar edilen kişilerin söz konusu ihlâli ortadan kaldırarak ceza almaktan kurtulabilmelerine imkân tanınması karşısında, ihtar müessesesinin maddî hukuka etkisinin bulunduğu ve lehe kanun kapsamında belirtilen fiilleri önceki kanun döneminde işleyenler yönünden de geçmişe etkili olarak uygulanması gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Diğer taraftan, 7164 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile 5015 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 6. maddenin birinci fıkrasında, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce Kurulca idarî para cezası verilmemiş olan ve niteliği itibarıyla düzeltme imkânı bulunan fiilleri işleyenler için nasıl bir usûl izleneceği öngörülmüş; ikinci fıkrasında ise maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce Kurul tarafından karara bağlanmış idarî para cezalarının tahsiline ilişkin kurallara yer verilmiştir.
Söz konusu Geçici maddede, niteliği itibarıyla düzeltme imkânı bulunan fiilleri kanun değişikliğinden önce işleyen ve haklarında idarî para cezası uygulanan kişiler yönünden ne gibi bir işlem yapılacağı açıklanmamış olmakla birlikte, yeni düzenlemede yer alan ihtar müessesesi lehe kanun niteliğinde olduğundan, yargı aşamasındaki idarî para cezaları ile ilgili olarak yargı yerleri tarafından lehe kanun hükümlerinin belirtilen kişiler hakkında da uygulanması gerektiği açıktır.
Tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde, 5015 sayılı Kanun'da yapılan değişiklik uyarınca alınan düzenleyici Kurul kararıyla niteliği itibarıyla düzeltme imkânı olan fiiller arasında sayılan dağıtıcının sözleşmeli bayisinde süresi içerisinde kurumsal kimlik çalışmalarını tamamlamaması fiili nedeniyle idarî para cezası verilmeden önce ihtarda bulunma şartının yerine getirilmesi ve lehe kanun niteliği taşıyan söz konusu kuralın davacıya da uygulanması zorunluluğu karşısında, davacıya idarî para cezası verilmesine ilişkin Kurul kararının iptaline karar verilmesi gerekmektedir.
Nitekim, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 28/09/2020 tarih ve E:2020/771, K:2020/1630 sayılı kararı da bu yöndedir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Dava konusu … tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının İPTALİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
3. Davalı idare tarafından yapılan toplam …-TL yargılama giderinin davalı idare üzerinde bırakılmasına,
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na temyiz yolu açık olmak üzere, 26/05/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.