Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2017/4490 Esas 2019/4365 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/4490
Karar No: 2019/4365
Karar Tarihi: 13.06.2019

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2017/4490 Esas 2019/4365 Karar Sayılı İlamı

Özet:

İş Mahkemesi tarafından verilen karara göre, Tebligat Kanunu'nun 12. ve 13. maddelerine göre, hükmi şahıslara tebliğin selahiyetli mümessillerine yapılması gerektiği belirtiliyor. Eğer bu kişiler işyerinde bulunamazsa, tebliği orada bulunan memur veya müstahdeme yapılabilir. Ancak Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik Hükümlerine göre, tebliği alacak memur veya müstahdemin tüzel kişinin temsilcisinden sonra gelen, esasen bu tür işlerle görevlendirilmiş bir kişi olması gerekiyor. Bu kişilerin de bulunmaması halinde bu durumun tebliğ evrakına yazılması ve tebliğin o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme yapılması gerekiyor. Kararda, davalı şirkete yapılan tebliğin yukarıda anlatılan mevzuata uygun olmadığı ve tebliğ alan muhattabın gerçekten şirket çalışanı olup olmadığının ve görevinin ne olduğunun dayanak belgeleriyle açıklığa kavuşturulmasının gerektiği belirtiliyor. Kanun maddeleri ise Tebligat Kanunu'nun 12. ve 13. maddeleri ile Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik Hükümleri'ni içeriyor.
21. Hukuk Dairesi         2017/4490 E.  ,  2019/4365 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Tebligat Kanununun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebliğin selahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise yalnız birine yapılır. Aynı kanunun 13. maddesine göre de; tebliğ yapılacak bu kişiler her hangi sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacakları bir halde oldukları takdirde tebliği orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. 25.01.2012 tarihli ve 28184 sayılı Resmi Gazatede yayımlanarak yürürlüğe giren Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmelik Hükümlerine göre, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin, tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde görev itibariyle tebligatın muhatabı olan tüzel kişinin temsilcisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu tür işlerle görevlendirilmiş bir kişi olması gerektiği, bu kişilerin de bulunmaması halinde bu hususların tebliğ evrakına yazılarak tebligat, o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme yapılır.
    Hukuk Genel Kurulu"nun 14.12.2011 tarih ve 2011/21-882 Esas, 2011/767 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, Tebligat Kanunu"nun 13 üncü maddesinde, kendisine tebligat yapılacak şahısların derecelendirildikleri görülmektedir. Bir kere, hükmi şahıslar namına kendilerine tebligat yapılabilecek salahiyetli mümessiller mutad iş saatlerinde işyerlerinde bulundukları ve o sırada evrakı bizzat alacak durumda oldukları takdirde memur ve müstahdemlere tebligat yapılamaz. Saniyen, memur veya müstahdemlere tebligat yapılabilecek hallerde de, önce kendisine tebligat yapılacak şahsın, şirketin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde vazife itibariyle muhatap hükmi şahsın mümessilinden sonra gelen veya evrak müdürü gibi esasen bu işlerle tavzif edilmiş bir kimse olması, Böyle bir kimsenin bulunmaması halindedir ki (bu durum tebliğ mazbatasına dercedilmek suretiyle) o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme tebligat yapılabilir. Daha önce kendisine tebligat yapılması gereken kimselerin bulunmadıklarını veya tebligatı bizzat alamayacak durumda olduklarının ispatı bakımından mazbatada yer alacak kayıt bilhassa önemlidir.
    Dosya kapsamına göre, gerekçeli kararın davalı ... İnş. Taah. Gıda Oto. San. Ve Tic. Ltd. Şti. adresine "..." imzasına tebliğ edildiği, UYAP"a taranmış tebligat parçasındaki yazıların okunamadığı, Ticaret Sicili Müdürlüğü"nün 25/07/2017 tarihli yazısında şirket yetkilisinin münferiden... olduğunun bildirildiği, tebligatın bu haliyle yukarıda anlatılan mevzuat hükümlerine göre geçerli kabul edilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca, adı geçen şirket adına tebliği alan muhattabın gerçekten şirket çalışanı olup olmadığı, şirket çalışanı ise görevinin ne olduğu dayanak belgeleri ile açıklığa kavuşturularak, anılan davalı şirkete yukarıda yapılan açıklamalar ışığında gerekçeli kararın ve davacı vekilinin gerekçeli temyiz dilekçesinin yöntemince tebliği sağlandıktan sonra, temyiz süresi geçtikten ve gerektiğinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununu Geçici 3. maddesi gereğince, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432. maddesindeki prosedür işletildikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 13/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.