17. Hukuk Dairesi 2013/8577 E. , 2014/7944 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 31/05/2012
NUMARASI : 2010/107-2012/200
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline ait iş yerinin davalı nezdinde sigortalı olduğunu, 26.05.2005 tarihinde meydana gelen hırsızlık sonucu hemen hemen tüm mallarının çalındığını, davalının sigorta tazminatını ödemediğini ileri sürerek 10.000.00 YTL’nin faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının gerçek durumu yansıtmayan beyanlarda bulunduğunu, sunulan faturaların tartışmalı olduğunu, istemin yersiz bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre bozma ilamına uyularak; davacı tarafa 29.12.2011 tarihli celsede 50.00 TL gider avansını yatırması için iki hafta kesin süre verildiği, gider avansını yatırmadığını kabul eden davacı vekilinin 31.05.2012 tarihli celsede davacının 2006 yılında 10 yıl hapis cezası aldığını ve kendisine vasi tayin edildiğini öğrendiğini, bu nedenle kendisinin vekillik görevinin sona erdiğini belirterek; kendisine verilen kesin mehlin hukuki sonuç doğurmayacağını, işlemin davacıya karşı tekrar edilmesi gerektiğini bildirmiş ise de davacı vekilinin davacıya vasi atanması ile kendisinin vekilliğinin sona ereceği şeklindeki tezi yerinde olmayıp vasi tarafından azledilinceye kadar görevine devam etmesi gerekliği gibi davacı vekilinin davacıya vasi atandığı iddiasını da ispat edemediği gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, işyeri sigortası poliçesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olup dava 23.09.2005 tarihinde 1086 sayılı HUMK.nın yürürlükte olduğu dönemde açılmıştır. Davaların açıldığı tarih itibariyle gider avansı alınmasına yönelik bir düzenleme mevcut değildir. 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK.nın 114/9 maddesinde gider avansı dava şartı olarak düzenlenmiştir. 6100 sayılı HMK.nın 448 maddesine göre "Bu kanun hükümleri tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıya derhal uygulanır.
Aynı kanunun 450 maddesinde " (ı) 18.6.1927 tarihli ve 1086 sayılı HUMK ek ve değişiklekleri ile birlikte tümüyle yürürlükten kaldırılmıştır." düzenlemesi mevcuttur.
6100 sayılı HMK.’nun 448. maddesine göre, “Bu Kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhâl uygulanır.” Aynı Kanunun 450. maddesinde, “(1) 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ek ve değişiklikleri ile birlikte tümüyle yürürlükten kaldırılmıştır.” düzenlemesi mevcuttur.
Anılan düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, 6100 Sayılı HMK. hükümleri tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal yürürlüğe girecektir.
1086 Sayılı HUMK. yürürlükte bulunduğu tarihte açılan davalara ilişkin olarak HUMK.nun hükümlerinin uygulanması istisnai olarak HMK.’nun geçici 1. ve 2. maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre, 6100 Sayılı HMK.’nun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri ile senetle ispat, istinaf ve temyiz ile temyizde duruşma yapılmasına ilişkin parasal sınırlarla ilgili hükümleri Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan dava ve işlerde uygulanmaz. 1086 sayılı Kanunun yürürlükte olduğu dönemde usulüne uygun olarak düzenlenmiş bulunan senetler, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra da geçerliliklerini korur.
Kanun açıkça bir istisna getirmediğine göre, dava şartı olarak düzenlenen gider avansının alınması kuralının 1086 sayılı HUMK. döneminde açılan derdest davalarda da uygulanması gerekecektir.
Dava şartları, mahkemenin davanın esası hakkında yargılamanın devamı için gerekli olan şartlardır. Diğer bir anlatımla; dava şartları, dava açılabilmesi için değil mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır.
HMK.’nun 115/2. maddesindeki kurala göre, “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder”. Düzenleme gereğince, eksik olan bir dava şartı, belirli bir süre verilerek giderilebilecek ise hâkim tarafından eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilmesi gerekir. Bu süre içinde dava şartı eksikliği tamamlanmaz ise dava, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilmelidir.
HMK.’nun 120. maddesinde gider avansı düzenlenmiştir.
Buna göre, “Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması hâlinde, mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir”.
30.09.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 1. maddesinde, tarifenin amacının dava açılırken mahkeme veznesine yatırılacak olan gider avansının miktarı ile avansın ödenmesine ilişkin usul ve esasları belirlemek olduğu açıklanmıştır. Tarifenin 6. maddesinde “Bu Tarifenin yürürlüğe girmesinden önce açılmış olan davalarda, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 120. maddesinin ikinci fıkrasına göre gider avansı ikmal ettirilir.” düzenlemesi getirilmiştir.
Anılan düzenlemelerden ve dava şartı müessesesinden, gider avansının davanın açılması sırasında alınmasının şart olmadığı, mahkemenin sonradan bu eksikliği kesin süre vererek ikmal ettirebileceği anlaşılmaktadır. Buradan hareketle 1086 sayılı HUMK. döneminde açılmış olsa da, istisnai hüküm bulunmaması nedeniyle davanın her aşamasında aranan gider avansı dava şartının HMK.’nun 114/g, 115/2. ve 120. maddeleri gereği gözetilmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır.
Davanın açıldığı tarihte eksik veya hiç gider alınmamış olsa bile gider avansı dava şartı olmakla hüküm verilinceye kadar ikmal ettirilebilir. İster gider avansı isterse tamamlama avansı olarak tanımlansın ikmal edilmesi gereken paranın hukuk yargılamasındaki nitelemesi dava şartı olarak gösterilen gider avansıdır. Gider avansının yatırılmaması veya ikmal edilmemesi halinde dava usulden reddedilecektir.
Ancak, Kanunun 324. maddesinde delil ikamesi avansı, 325. maddesinde ise re"sen yapılması gereken işlemlerde giderler düzenlenmiştir.
324. maddesi gereğince, “Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır”.
325. maddeye göre ise “Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işlerde, hâkim tarafından resen başvurulan deliller için gereken giderlerin, bir haftalık süre içinde taraflardan birisi veya belirtilecek oranda her ikisi tarafından ödenmesine karar verilir. Belirlenen süre içinde bu işlemlere ait giderleri karşılayacak miktarda avans yatırılmazsa, ileride bu gideri ödemesi gereken taraftan alınmak üzere Hazineden ödenmesine hükmedilir”.
Ancak, yukarıda açıklandığı üzere dava şartı olarak öngörülen müessesenin davanın reddine yol açması nedeniyle mahkemece gider avansı ile delillerin ikamesine yönelik avans ayrılmalı, gider avansınında nelerden ibaret olduğu, net olarak belirlenmeli ve tarafada hem gider avansının hem de delil ikamesi avansının hukuki sonuçları konusunda uyarı yapılmalıdır.
Somut olayda mahkeme gider avansının yatırılması hususunda davacıya 29.12.2011 tarihli celsede “01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK"nın 120/2 ve 448.maddeleri gereği taktiren 50,00 TL gider avansını yatırması için davacı vekiline 2 hafta kesin süre verilmesine”şeklinde kesin süre vermiştir.31.05.2012 tarihli duruşmada davacının davasının süresinde gider avansı yatırılmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Mahkemece takdiren 50 TL sabit avansın yatırılması hususunda davacı-karşı davalı vekiline 2 haftalık kesin süre verilmiş ise de anılan avansa nelerin dahil olduğu, bu avans içinde delil ikamesine yönelik gider olup olmadığı belirtilmemiştir. Dolayısıyla talep edilen giderin gider avansı veya delil ikame avansı olup olmadığı denetlenememektedir. Zira yukarıda açıklandığı gibi gider avansı dava şartı iken delil ikmesi avansı dava şartı olarak nitelindirilmeyecektir. Delil ikamesi avansının verilen kesin süre içinde yatırılmaması davanın dava şartı yokluğundan reddine neden teşkil etmez. Taraf belirtilen sürede delil ikame avansını yatırmazsa dayandığı o delilden vazgeçmiş sayılır. Uyuşmazlığa konu davaların 1086 sayılı HUMK zamanında açılmış bulunması ve olayda dilekçelerin teati aşamasının geçip tahkikat aşamasına geçildiği gözetilerek bu aşamada sadece HMK.nın 324 maddesi uyarınca delil avansı istenebileceği de gözden kaçırılarak yazılı şekilde gider avansı istenmesi yerinde olmadığı gibi belirtilen sürede ara kararı gereğinin yerine getirilmemesinin sonuçlarının açıklanmaması da doğru değildir. Kesin sürenin hukuki sonuç doğurabilmesi için usulünce ve eksiksiz olması gerekir.
Bu durumda mahkemece deliller toplanıp tahkikat aşamasına geçildiği halde yazılı şekilde uygulama yapılmadan soyut kesin süre verilerek dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş,hükmün temyiz eden davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 20.5.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.