11. Hukuk Dairesi 2018/712 E. , 2019/2789 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 4.Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 08/02/2017 tarih ve 2013/257 E. - 2017/40 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine- kabulüne dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 19/10/2017 tarih ve 2017/883-2017/911 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, tüm mali ve manevi hakları müvekkiline ait olan, 2002 yılında alenileşen, yeni baskısı yapılmayan, "TÜRKLER" adlı eserin, davalının sahibi olduğu içerik sağlayıcı "www.akpulat.net" isimli internet sitesinden, herhangi bir hak devrine ya da sözleşmeye dayanmadan, ücretsiz olarak PDF formatında indirilmesine imkan sağlandığını, davalının müvekkilinin yayma ve çoğaltma hakkını ihlal ettiğini ileri sürerek, davalının tecavüzünün ref"ini, FSEK"in 68. maddesi gereğince 1.000.00 TL maddi tazminat ile 15.000.00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini, hükmün ilanını talep ve dava etmiş, 10.06.2016 tarihli ıslah dilekçesiyle maddi tazminat talebini 43.321,94 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, dava konusu eser üzerinde editör olarak katkıda bulunan davacının hak sahipliği sıfatının bulunmadığını, davacının e-posta ile müvekkilini ihtar etmediğini, davacının yaptırdığı delil tespiti sonrasında anılan eserin site içeriğinden kaldırıldığını, eserin rahatlıkla internet üzerindeki bir çok kaynaktan temin edilebildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu eserin, FSEK"in 1/b-d ve 6. maddelerine göre "derleme eser" niteliğinde olduğu, davalıya ait www.akpulat.net isimli web sitesinden, davaya konu "TÜRKLER" isimli eserin davalı tarafça eser sahiplerinden izin alınmaksızın ve şahsen kullanmaya mahsus bir çoğaltma fiili olmadan ücretsiz olarak indirilebildiği, eserin kaç defa indirildiğinin tespit edilemediği, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK)"nun 25, 68 ve 71. maddelerine göre kar veya ticari amaç saikiyle hareket edilmiş olup olmamasının, işlenen fiilin hak ihlali yaratan niteliğini değiştirmediği, eserin söz konusu sitede yaklaşık olarak iki yıl erişime açık kaldığı, davalıya ait internet sitesinin bilinirliğinin az bulunduğu ve popülerliğinin bulunmadığı, söz konusu sitede eserin sayısal olarak bulundurulduğu adrese başka internet sitelerinin de link vermek suretiyle erişim sağladığı, gerekçesi ile tecavüzün ref"ine, FSEK"in 68. maddesine göre hesaplanan 44.321,94 TL maddi ve takdiren 5.000,00 TL manevi tazminatın 23.08.2013 tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, hüküm özetinin ilanına karar verilmiştir.
Karara karşı, taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesince, davalı vekilinin tüm istinaf itirazlarının esastan reddine, davacı vekilinin istinaf itirazları kısmen yerinde görülerek kararın kaldırılmasına, tecavüzün ref’i, maddi ve manevi tazminat ile delil tespiti yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan toplam 11.385.41 TL vekalet ücreti ve davacı tarafından ilk derece mahkemesi ve delil tespiti dosyasında yapılan kabul ve red oranına göre hesaplanan toplam 2.362.58 TL masrafın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına, davanın 5846 sayılı FSEK 10. maddesi çerçevesinde eser sahipleri arasındaki birliktelik hükmü ve aynı maddenin 2. fıkrasındaki yollama nedeniyle 6098 sayılı TBK’nın 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi şirket (ortaklık) hükümleri çerçevesinde birlik adına açılmış bir dava olduğunun anlaşılmasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 3.337,78 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 09/04/2019 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Uyuşmazlık, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi, bu kararında temyiz incelemesi sonucunda onanması durumunda gerek Bölge Adliye Mahkemesi ve gerekse Yargıtayca hükmedilecek istinaf red harcı ile temyiz onama harcının maktu mu yoksa nisbi mi olacağına ilişkindir.
492 sayılı Harçlar Yasası"nın 2. maddesinde "Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanların yargı harçlarına tabi olacağı",
(1) sayılı Tarifenin III karar ve ilam harcı başlıklı 1/a madddesinde "Konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden binde 68.31 oranında nisbi harç alınacağı",
1/e maddesinde de "yukarıdaki nisbetlerin Bölge Adliye Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri, Danıştay, ve Yargıtay"ın tasdik veya işin esasını hüküm altına aldığı kararları içinde aynen uygulanacağı" düzenlenmiştir.
Bölge Adliye Mahkemelerinde işin esasını hüküm altına aldığı kararlar, ilk derece mahkemesinin yerine geçerek verdiği ve icrai kabiliyeti söz konusu olan kararlardır. Bu kararlar ise, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak 6100 sayılı HMK 353/1-b-2,3 maddelerine göre davanın kabulü veya reddi yönünde verilen kararlardır. İlk Derece Mahkemesi Kararının İstinaf incelemesi sonucunda doğru bulunarak verilen "istinaf başvurusunun esastan reddi" kararı davanın esası hakkında verilen ve işin esasına bölge adliye mahkemesince girilip verilmiş ve icra edilecek bir karar değildir.
İlk Derece mahkemesi kararı geçerliliğini sürdürmektedir. Bu itibarla konusu belli bir değere ilişkin davada, davalının istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararı 1 sayılı Tarifenin III-1-a maddesinde ifade edilen "esas hakkında" karar niteliğinde bulunmadığından Bölge Adliye mahkemesince nisbi değil, maktu karar ve ilam harcının alınması gerekmektedir.
Başvurunun esastan reddinde, aslında davanın esasına girilmemekte, ilk derece mahkemesi kararı doğru bulunduğundan dava hakkında ayrıca karar verilmemektedir. Kanun koyucunun buradaki "esastan" ifadesini, istinaf başvurusu sırasında dilekçeye, harca, süreye vb. şekli hususlara ilişkin bir eksiklik olmaması, istinaf sebeplerinin incelenerek ilk derece kararında usul veya esas yönünden hukuka aykırılık bulunmamasıdır. (Pekcanıtez-Usul-Medeni Usul Hukukun Sh. 2270 vd)
Keza İstinaf başvurusunun reddine ilişkin karar temyiz incelemesi olmadığı için onama kararı niteliğinde de değildir.(Pekcanıtez-Atalay-Özekes Sh. 583, Konuralp, Uluslararası Toplantı Sh. 260, Özekes-100 soruda İstinaf ve Temyiz sh. 99)
1) Sayılı Tarifenin III-1-e maddesi tasdik (onama) edilen kararlar için nisbi karar ve ilam harcı alınacağını düzenlemiş olduğundan Bölge Adliye Mahkemesinin kararı niteliğine göre nisbi karar ve ilam harcına hükmedilmesi mümkün olmayıp bu nedenle de maktu harç alınmalıdır.
Aksi düşüncenin kabulü T.C. Anayasası"nın 73/3 maddesindeki "Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağına" ilişkin temel hükme de aykırılık teşkil edecektir ki vergi ve harç yükümlülüğü konusunda kıyas veya yorum yoluyla yükümlülük getirilmesi mümkün değildir.
Somut uyuşmazlıkta, nisbi değere tabi bulunan davada, davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararı aleyhinde davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine ve nisbi karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı hükmedilen karar ve ilam harcı yönünden yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir.
Diğer taraftan davalı, istinaf başvurusunun esastdan reddi kararını temyiz etmiş olup, red kararının temyiz incelemesi sonucunda alınması gereken onama harcı (1) sayılı Tarifenin 2.a maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi Kararına, alınan harcın niteliğine göre maktu olmalıdır.
Bu halde, Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki nisbi karar ve ilam harcının maktu karar ve ilam harcı olarak düzeltilmesi suretiyle HMK 370/1. maddesi gereğince kararın onanması, Daire onama ilamında da nisbi yerine maktu onama harcına hükmedilmesi gerekirken karar ve ilam harçları konusunda yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesine ilişkin sayın e çoğunluk görüşüne katılamıyorum.