10. Hukuk Dairesi 2014/14483 E. , 2015/16536 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi
Dava, Kurum işleminin iptaliyle, 506 sayılı Yasa kapsamındaki isteğe bağlı sigortalılık ve askerlik borçlanması primlerinin yasal faiziyle birlikte tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacının 18.01.1988-26.03.1992 tarihleri arası 506 sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalılık için prim ödediği, yine 1989 yılındaki ödemesi ile askerlik süresini bu yasa kapsamında borçlandığı, daha sonra Kuruma 13.04.1992 tarihinde intikal eden giriş bildirgesiyle 04.06.1986 tarihinde başlayan vergi kaydına göre, 1479 sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalı kabul edildiği, davacının 10.11.2009 tarihindeki ödemesi ile 5510 sayılı Yasanın 4/1-b maddesi kapsamında yeniden askerlik borçlanması yaptığı, 04.08.2010 tarihli tahsis talebine göre; 04.06.1986-04.08.2010 tarihleri arasında 5510 sayılı Yasanın 4/1-b maddesi kapsamındaki aralıklı sigortalılığı, 01.01.1982-25.01.1982 tarihleri arası 506 sayılı Yasa kapsamındaki zorunlu sigortalılığı ve 600 gün askerlik borçlanması ile birlikte 1479 sayılı Yasaya göre yaşlılık aylığı bağlandığı, davacının iş bu dava ile 506 sayılı Yasa kapsamındaki isteğe bağlı sigortalılık ve askerlik borçlanması primlerinin yasal faiziyle birlikte tahsilini istediği, Mahkemece, 5458 sayılı Yasanın 16. maddesine göre bu primler Bağ-Kur prim borcuna mahsup edildikten sonra, 2010 yılı 8. ay itibariyle 1.961,63 TL fazla ödemesi bulunduğundan davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 84. maddesi olup, yersiz olarak alınan primlerin geri verilmesi başlığını taşıyan bu maddede, yanlış ve yersiz olarak alınmış olduğu anlaşılan primler, alındıkları tarihlerden on yıl geçmemiş ise, hisseleri oranında işverenlere ve sigortalılara geri verileceği düzenlenmiş, 01.10.2008 tarihinde
yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile 506 sayılı Kanunun 84. maddesi hükmü yürürlükten kaldırılmış ve konu 5510 sayılı Kanunun “prim borçlarına halef olma, gecikme cezası ve gecikme zammı ile iadesi gereken primler” başlıklı 89. maddesinde benzer nitelikte düzenleme yapılarak, yanlış veya yersiz alınmış olduğu saptanan primlerin, alındıkları tarihten on yıl geçmemiş ise, payları oranında işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara veya genel sağlık sigortalılarına veya hak sahiplerine yasal faizi ile birlikte geri verileceği hüküm altına alınmıştır.
5458 sayılı Yasanın 16. maddesi “8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile 506, 1479, 2925 ve 2926 sayılı kanunlardan birine tâbi sigortalı iken, aynı sürede bir diğer sosyal güvenlik kurumuna, adına prim ödendiği anlaşılan sigortalılardan yersiz tahsil edilen prim asılları, sigortalı ya da hak sahiplerinin talebi, T.C. Emekli Sandığı bakımından ayrıca kurumların da talebi halinde işsizlik sigortası primi hariç olmak üzere hizmetlerin çakıştığı sürede prim borcu aslına mahsup edilmek üzere en geç 6 ay içinde tâbi olması gereken sosyal güvenlik kurumuna devredilir. Çakışan hizmet süresine ilişkin devredilen miktarın prim borcu aslını karşılamaması halinde, bakiye prim borcu ilgili kanun hükümlerine göre sigortalıdan veya 5434 sayılı Kanuna tâbi kurumdan tahsil edilir. Sosyal sigorta kanunlarındaki sigortalılığın tespiti ile hizmetlerin birleştirilmesine ait hükümler saklıdır. Bu nitelikte olup bu Kanunun yürürlük tarihine kadar çakışan hizmet süreleri sosyal güvenlik kurumlarınca iptal edilmemiş olan sigortalılar da bu hükümden yararlandırılır.” hükmü yer almaktadır.
Mahkemece yukarıda vurgulanan mevzuat hükümleri ve hukuki ilkeler çerçevesinde, isteğe bağlı sigorta primleri yönünden, 5458 sayılı Yasanın 16. maddesinin uygulanamayacağı gözetilerek, 506 sayılı yasanın 84. maddesi dikkate alınarak zamanaşımı ve alacağın esası bakımından elde edilecek sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçelerle, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
Kabule göre de; davacının kendisini vekille temsil ettirmemesine rağmen, lehine vekalet ücreti takdiri isabetsizdir.
Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12.10.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.