11. Hukuk Dairesi 2017/3442 E. , 2019/2781 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 01/02/2016 gün ve 2014/1080-2016/113 sayılı kararı onayan Daire"nin 22/06/2017 gün ve 2016/5064-2017/3987 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalının Ebiçoğlu Cam Sanayi adi ortaklığının ortakları iken müvekkilinin adi ortaklığın tasfiyesi ve ayrılma payının tahsili için 13.02.2006 tarihinde Kayseri 3.ATM"nin 2012/6 E. sayılı dosyası ile dava açtığını, mahkemece 12.03.2013 tarihinde Ebiçoğlu Cam Sanayi Adi Ortaklığı"nın davacı ..."in tasfiye payı olarak belirlenen 532.316,53 TL"nin davalı ..."ten alınarak davacı ..."e verilmesi ve adi ortaklığa ait taşınır ve taşınmaz tüm mallar ile aktif ve pasiflerin davalı ... üzerinde bırakılması suretiyle tasfiyesine karar verildiğini, aynı kararda “davanın açılması ile davalının temerrüdü gerçekleşip, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi mümkün olmasına rağmen davacı taraf dava dilekçesinde faiz talebinde bulunmadığından ve bu konuda davalı lehine usulü kazanılmış hak oluşup, davacının harcı yatırılmış bir ıslah dilekçesi dahi bulunmadığından, davacı vekilinin 11/02/2013 tarihli dilekçesi ve faiz talebinin yerinde görülmediği” belirtiletek faiz talebinin reddildiğini, faiz asıl alacağa bağlı feri bir hak olup asıl alacağın ödenmesi ile faiz alacağının da sona ereceği, asıl alacak devam ettiği sürece faiz alacağının asıl alacaktan ayrı olarak takip ve dava konusu edilebileceğini, asıl alacağın tahsili için açılan davada faiz istenmese ya da kısmen istense, fazlaya dair haklar saklı tutulmasa dahi sonradan faizin tahsili için dava açılabileceğini, Kayseri 3.ATM"nin 12.03.2013 tarih 2012/6 E. 2013/74 K. sayılı dosyasını temyiz ettiklerini ileri sürerek, davanın belirsiz alacak davası olarak gürülmesi suretiyle 532.316,53 TL asıl alacağa asıl davanın dava tarihi olan 13.02.2006 tarihinden itibaren faiz yürütülmesini talep etmiş, 14/06/2013 tarihli dilekçesi ile asıl davanın dava tarihi 13.02.2006 tarihininden karar tarihi olan 12.03.2013 tarihine kadar işletilecek 799.382,66 TL ticari avans faizinin tahsilini talep ederek eksik harcı tamamlamıştır.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, (Kapatılan) Kayseri 3. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2012/6 Esas ve 2013/74 Karar sayılı ilamının temyizi üzerine Yargıtayca bozulduğu ve bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda 2014/835 Esas numarasını aldığı, 2014/409 Karar sayılı ilamla dava kabul edilerek davacının tasfiye payının 593.566,53 TL üzerinden kabulüne karar verildiği, bu kararın Yargıtay 3. Hukuk Dairesi"nin 05.03.2015 tarih 2015/631 Esas 2015/3603 Karar sayılı ilamıyla onanarak kesinleştiği, ilk açılan davada verilen kararın kesinleşmiş olması nedeni ile ilk davada faiz istenmediğinden ve işbu dava ile tekrar geriye dönük olarak ilk dava tarihinden itibaren ana paraya faiz talebinde bulunmasının yerinde görülmediği, bu hususun davalı yönünden müktesep hak teşkil ettiği, işbu dava ile kesinleşen dava dosyası içeriğine göre davacının ilk dava tarihinden ilk davaya ilişkin karar tarihine kadar ki dönem için olmak üzere ana para üzerinden işlemiş faiz talep ettiğinden ve ilk davada da davacının dava dilekçesinde faiz talebi olmayıp yargılama sırasında bu konuda bir ıslahı da bulunmadığından, işbu davada talep ettiği dönem yönünden işlemiş faiz alacağına ilişkin talep ve davasının subut bulmadığı gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine karar Dairemizce değişik gerekçe ile onanmıştır.
Davacı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 27,10 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 389,49 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 09/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.