Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/3070
Karar No: 2018/875
Karar Tarihi: 14.02.2018

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/3070 Esas 2018/875 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2016/3070 E.  ,  2018/875 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacılar ... ve ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... Madencilik San. ve Tic. Ltd. Şti. ve ... Mermer ve Maden İşletmesi Tic. San. A.Ş. aleyhine 18/12/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın ve birleşen davanın kabulüne dair verilen 10/12/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    1-) Dava ve birleşen dava, haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacılar, davalılar tarafından işletilen taş ocağına ait araçların geçişi sırasında oluşan toz nedeniyle dava konusu 130 ada 8 parsel sayılı taşınmazda bulunan kayısı ağaçlarında ürün kaybı meydana geldiğini belirterek, 2012-2013 ve 2014 yıllarına ait zararlarının giderilmesi isteminde bulunmuştur.Davalılar ise, zamanaşımı nedeniyle davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, zarara neden olan haksız fiilin devam etmesi nedeniyle zamanaşımı defiinin reddi ile alınan bilirkişi raporu benimsenerek 2012-2013 ve 2014 yıllarına ait ürün gelir kaybı zararı ile kayısı ağaçlarında meydana gelen ağaç değer kaybı zararının davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Davaya konu edilen olayda; davacıların talebi 2012-2013 ve 2014 yıllarına ait kayısı bahçesinde meydana gelen ürün gelir kaybı zararı olup, burada devam eden zarardan söz edilemez. Davalılardan ... Mermer ve Maden İşletmesi Tic. San. A.Ş tarafından, davaya karşı ve bilirkişi raporu sonrası ıslah edilen miktara karşı süresinde zamanaşımı defii ileri sürülmüş, diğer davalı ... Madencilik San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından ise davaya cevap verilmemiş, davacının ıslah dilekçesine karşı süresinde verilen beyan dilekçesi ile ıslaha karşı zamanaşımı defii yanısıra ayrıca davaya karşı zamanaşı defii ileri sürülmüştür.
    Burada öncelikle, davaya cevap vermeyen davalılardan ... Madencilik San. ve Tic. Ltd. Şti."nin ıslaha karşı beyan dilekçesinde ileri sürdüğü dava zamanaşımı defiinin dinlenip dinlenemeyeceği hususunun açıklığa kavuşturulması gerekir. 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda iddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı 141. maddede hüküm altına alınmış olup, anılan maddede; " (1) Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. (2) İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır." düzenlemesine yer verilerek, yargılamanın aşamalarına göre bir ayrım yapılmıştır. Islahın konusunu tarafların yaptıkları kendi usul işlemleri oluşturur. Taraflar ıslahla, dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava konusunu, talep sonucunu değiştirebilirler. Belirtildiği üzere ıslahın konusunu tarafların yaptıkları usul işlemleri oluşturduğundan taraflardan birinin ıslah yoluna başvurabilmesi için daha önce yapmış olduğu bir usul işleminin bulunması gerekir. Gerek mülga 1086 sayılı HUMK"nın 83. maddesinde gerekse yargılama sırasında yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK"nın 176. maddesinde taraflardan her birinin yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebileceği açık bir şekilde ifade edilmiştir. Bu nedenle cevap dilekçesinin ıslahı için öncelikle yapılması gereken usul işlemi davaya cevap vermekten ibarettir. Cevap dilekçesinin hiç verilmemiş olması halinde ortada ıslah edilmesi mümkün bir usul işleminin varlığından söz edilemez. Aksi halde, suskun kalınarak hiç cevap verilmemiş olması halinin bir usul işlemi olarak kabulü gerekir. Usul işleminin ıslahla düzeltilmesi öncelikle geçerli bir hukuki işlemin varlığını gerektirdiğinden, yapılmamış hükmünde sayılan bir usul işleminin ıslahla düzeltilmesi de düşünülemez. Davalı, davaya cevap vermek zorunda değildir. Davanın cevapsız bırakılması ya da süresi içinde cevap dilekçesi verilmemesi halinde davalının, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılacağı 6100 sayılı HMK"nın 128. maddesinde düzenleme altına alınmıştır. Ancak, süresinde cevap dilekçesi vermemek suretiyle davanın inkar edilmesi ileri sürülen vakıaların inkarı niteliğinde olup, bu inkarın zamanaşımı def"ini de kapsadığı söylenemez. Bu nedenle süresinde cevap dilekçesi vermeyen davalılardan ... Madencilik San. ve Tic. Ltd. Şti."nin dava zamanaşımı defii dinlenebilir nitelikte değildir.
    Mahkemece, dava konusu taşınmazda bulunan kayısı meyve bahçesinin hasat dönemi sonu araştırılarak her bir yıla ilişkin talep yönünden süresinde dava zamanaşımı defiini ileri süren ... Mermer ve Maden İşletmesi Tic. San. A.Ş yönünden dava zamanaşımı ve ıslah zamanaşımı defiinin ve yukarıda açıklanan nedenlerle cevap dilekçesi vermeyerek dava zamanaşımı defini ileri sürmeyen diğer davalı ... Madencilik San. ve Tic. Ltd. Şti. yönünden ise, ıslah edilen miktara karşı ileri sürülen ıslah zamanaşımı defiinin olay tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 72/1. maddesi uyarınca 2 yıllık zamanaşımı süresi gözetilerek değerlendirilmesi ve davalı ... ve Maden İşletmesi Tic. San. A.Ş"nin dava ve ıslah zamanaşımı defii hakkında, diğer davalı ... Madencilik San. ve Tic. Ltd. Şti"nin ise, ıslah zamanaşımı defi hakkında karar verilmesi gerekir. Anılan bu hususlar gözetilmeksinin haksız fiilin devam ettiği gerekçesi ile zamanaşımı defiinin reddine karar verilmesi doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
    2-) Dava dilekçesinden; eldeki davada davacının yalnızca 2012-2013 ve 2014 yıllarına ait ürün zararını istediği anlaşılmaktadır. 09/10/2015 tarihli bilirkişi raporunda; üç yıllık gelir kaybı ile ağaçlarda tozlanma nedeniyle meydana gelen değer kaybı hesaplanmış; mahkemece de anılan bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuştur. Dava dilekçesinin içeriği gözetildiğinde, ağaçlarda meydana gelen değer kaybı zararına ilişkin davacı talebinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Şu durumda, talep edilmeyen ve ıslah dilekçesinde istenen ağaçlarda meydana gelen değer kaybına ilişkin zararın talep aşacak şekilde tazminine karar verilmesi doğru değildir. HMK’nın 26. (HUMK’un 74.) maddesi uyarınca; "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre talep sonucundan daha azına karar verebilir." Açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
    3-) Dosya içeriğinden, davacıya ait taşınmazda ürün zararına neden olan tozlanmanın oluştuğu yolun davalılar dışında başka araçlar ve köylüler tarafından da kullanıldığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 51 ve 52. maddesi uyarınca (818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 43, 44. maddeleri uyarınca) takdir edilen tazminattan uygun miktarda hakkaniyet indirimi yapılması gerekir. Anılan yön gözetilmeden verilen kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (1-2 ve 3) nolu bentlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 14/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi