
Esas No: 2015/15841
Karar No: 2015/16473
Karar Tarihi: 12.10.2015
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/15841 Esas 2015/16473 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, hak sahibi sıfatıyla davacıya ödenen ölüm aylığının 5510 sayılı Kanun hükümleri gereğince kesilmesine yönelik kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Hakkında verilen boşanma kararı 27.04.2010 tarihinde kesinleşen davacıya, yaşamını yitiren sigortalı üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle, davalı Kurumca gerçekleştirilen işlemle kesildiği ve 01.05.2010-31.07.2013 tarihleri arasında yersiz olarak ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin ikinci fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir.
İnceleme konusu davada; muhtar ve azalar tarafından yazılı belgelerde eklenmek suretiyle davacı ve boşandığı eşinin birlikte ikamet ettiklerinin ihbarı ve bunun üzerine Kurum kontrol memuru tarafından hazırlanan 26.03.2013 tarihli soruşturma raporunda birlikte yaşadıklarının tespit edilmesi, söz konusu raporun aksinin ispat edilememesi, 30.01.2012 tarihinde davacının muvafakatı ile, davacı ve boşandığı eşinin imzalarının yer aldığı adres beyan formunun sunulması üzerine davacının boşandığı eşinin ikametgahını kendi ikametgahına aldırması, davacının boşandığı eşini cezaevinde sık sık ziyarete gitmesi ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacı ile boşandığı eşinin fiili olarak birlikte yaşadıkları belirgindir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.