15. Hukuk Dairesi 2016/3759 E. , 2017/3054 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tic. Mah. Sıf.)
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı birleşen dosya davacısı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Asıl dava ve birleşen dava eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, asıl davada bakiye iş bedelinin tahsili, birleşen davada ödenen ve iadesi gerektiği belirtilen iş bedelinin tahsili için yürütülen icra takibine yapılan itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili istenmiş olup mahkemenin; asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine dair kararı, davalı birleşen dosya davacısı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Adil yargılanma hakkı Anayasamızın 36/1. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6. maddesinde düzenlenmiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi"nin bazı kararları ile Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuruya ilişkin bazı kararlarında gerekçeli karar hakkının adil yargılanma hakkının somut görünümlerinden olduğu belirtilmiştir. Anayasa"nın 141/3. maddesine göre bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Adil yargılanma hakkının sağlanması kapsamında kararların gerekçeli olmasıyla ilgili kamu düzenine ilişkin hükümlere 6100 sayılı HMK"da da yer verilmiştir. HMK 297. maddeye göre hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri yer almalı ve sonuç kısmında da taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
HGK"nın 24.02.2010 tarihli 2010/1-86 Esas ve 2010-108 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; "yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca,
maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur." Bu unsurları taşımayan bir gerekçe, görünüşte gerekçe olup, yasada belirtilen unsurlara uygun yasayolu denetimini mümkün kılan gerçek anlamda bir gerekçe değildir.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece birleşen davanın reddine karar verilmiş ise de mahkeme kararı bu yönden yeterli ve geçerli bir gerekçeyi içermemektedir. Birleşen davada davalının sözleşmeden kaynaklanan edimlerini gereği gibi yerine getirmediği belirtilerek ödenen iş bedelinin tahsili için yapılan takibe itirazın iptâli istendiği halde mahkeme kararında sözleşmenin gereği gibi yerine getirilip getirilmediği, iş bedelinin iadesi koşulları bulunup bulunmadığı tartışılmamış yani birleşen davanın niteliğine uygun biçimde red sebepleri açıklanıp ortaya konulmamıştır. Bu nedenle temyiz denetimine elverişli, yasal gerekçeyi taşıyan hüküm kurulduğundan söz edilemez. Yerel mahkemece yapılması gereken iş, birleşen dava yönünden de yasal gerekçesi yazılmak suretiyle hüküm vermektir. Bu nedenle işin esasına yönelik temyiz itirazları incelenmeksizin salt bu usuli eksikliğe dayalı olarak hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davalı birleşen dosya davacısı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı birleşen dosya davacısı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı birleşen dosya davacısına geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 19.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.