Esas No: 2020/1281
Karar No: 2021/1044
Karar Tarihi: 26.05.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/1281 Esas 2021/1044 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/1281
Karar No : 2021/1044
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Odası
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Sekizinci Dairesinin 06/03/2020 tarih ve E:2016/10611, K:2020/1610 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 03/06/2016 tarih ve 29731 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Yetkilendirilmiş Tüzel Kişiler ile İlgili Yönetmeliğin; "Tanımlar" başlıklı 4. maddesinin 1. fıkrasının (m) bendinin; "Yeterlik belgesi başvurularında aranacak personel şartları" başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasının (a) ve (c) bendinin; "YTK tarafından hazırlanan teknik belgelerde aranacak şartlar" başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasının ve "YTK'da jeofizik mühendisinin görevleri ile imzalamakla yetkili olduğu belgeler" başlıklı 14. maddesinin 1. fıkrasının (b) ve (c) bentlerinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Sekizinci Dairesinin 06/03/2020 tarih ve E:2016/10611, K:2020/1610 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmemiş,
Dava konusu edilen düzenlemeler incelendiğinde, her yetkilendirilmiş tüzel kişi bünyesinde istihdam edilmesi gereken 5 (beş) kişilik mühendis personeli içerisinde maden ve jeoloji mühendisinin, çalıştırılması zorunlu kişiler arasında sayıldığı, deneyim şartına sahip olanların aynı zamanda koordinatör olarak da çalıştığı, jeofizik mühendislerinin ise sayılan çeşitli meslek grupları arasından hizmetinden yararlanılması durumunda istihdamının gerekli duruma geldiği, bu itibarla arama faaliyetiyle ilgili rapor ve diğer teknik belgelerin jeoloji mühendisleri tarafından hazırlanması kuralının öngörüldüğü, arama faaliyeti jeofizik yöntemlerle gerçekleştiriliyor ise bu halde jeofizik mühendisinin de imzasının arama faaliyet raporunda yer alması gerektiği;
Öte yandan, jeofizik mühendislerinin imzalamakla yetkili olduğu belgeleri düzenleyen 14. maddenin mülga Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği'nin 107. maddesi doğrultusunda hazırlandığı, ağırlıklı olarak, maden arama, rezerv belirleme, işletme aşamasında kullanılan jeofizik yöntemlere bağlı olarak hazırlanacak belge ve raporların sayıldığı, bunlar arasında ise arama faaliyet raporuna yer verilmediğinin görüldüğü,
Yönetmelik'in iptali istenen 4/1-m bendi ve 5/1-a ve c bentleri yönünden;
Madencilik alanında faaliyette bulunan meslek disiplinlerinin, eğitimleri ve uzmanlık alanları dikkate alınarak yetkilendirildiği, bu anlamda, iptali istenen maddelerde, madencilik alanında işin teknik ve bilimsel gereklerine göre maden mühendislerinin ve jeoloji mühendislerinin istihdamı zorunlu personel arasında yer aldığı, jeofizik mühendislerince yapılan jeofizik araştırmaların ise, her maden aramasında yer verilmesi gerekmeyen çalışmaları içerdiği, bu itibarla hizmete bağlı olarak istihdamı gerekli olan jeofizik mühendislerinin zorunlu olarak çalıştırılması gereken personel arasında sayılmamasında hukuka aykırılık bulunmadığı,
Yine, koordinatörün yürüttüğü iş nedeniyle daimi nitelikte bir personel olduğu göz önüne alındığında, dava konusu koordinatör tanımının hukuka aykırılık bulunmayan 5/1-a bendiyle aynı doğrultuda düzenlenmesi nedeniyle, 4/1-m bendinde de hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığı,
Yönetmelik'in iptali istenen 7/1. maddesi ve 14/1-b ve c bentleri yönünden;
Madenlerin aranmasında, "yer bilimi" olarak tanımlanan jeoloji biliminin veri teknik ve ilkelerini kullanarak yeryuvarını oluşturan kayaçların fiziksel ve kimyasal özelliklerini, tenör ve kalitesini, rezervini, yer kabuğunu oluşturan malzeme özelliklerini inceleyen jeoloji mühendislerinin esas yetkili ve sorumlu olarak belirlendiği,
Jeofiziğin ise, fizik ilkelerini kullanarak yerküreyi, hidrosferi, atmosferi ve uzayı inceleyen bilim dalı olduğu, her maden yatağına yönelik arama projesinde jeofizik etüt ve yöntemlere yer verilemeyebileceği ancak arama ve rezerv belirleme sürecinde jeofizik çalışma ve yöntemlere yer verilmesi halinde jeofizik mühendislerinin de hizmetinden yararlanılacağı ve bu hizmete bağlı olarak hazırlanacak raporlarda jeofizik mühendisinin imzasının aranacağının anlaşıldığı; yararlanılacak yönteme göre hizmetine ihtiyaç duyulacak olan jeofizik mühendislerinin arama faaliyetlerine ilişkin teknik belgeleri ve bu itibarla arama faaliyet raporunu hazırlamada da asli sorumlu olarak belirlenmemesine ilişkin dava konusu maddelerde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığı,
Öte yandan, her ne kadar Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Jeofizik Mühendisleri Odası Serbest Müşavirlik Mühendislik Hizmetleri, Büro Tescil Ve Meslekî Denetim Yönetmeliği'nde jeofizik mühendislerinin arama faaliyet raporlarını hazırlayabileceği düzenlemesine yer verilmiş ise de, arama faaliyet raporlarının birden fazla mühendislik uzmanlık alanından yararlanılması halinde ilgili mühendislik dallarının ortak ürünü olarak hazırlanabileceği, jeofizik mühendisinin de yaptığı hizmete ilişkin olarak söz konusu raporların hazırlanmasında dahilinin olacağının açık olduğu; bu hususun, zaten dava konusu Yönetmelik'in 7/2. fıkrasıyla hüküm altına alınarak ve 14. maddenin 1. fıkrasında jeofizik mühendisinin bu maddede sayılan hizmetlerle kısıtlı olmamak üzere mesleği ile ilgili görevleri yerine getirmekle ve belgeleri imzalamakla görevli olduğu hükmüne yer verilerek jeofizik mühendislerinin yerine getirdiği faaliyete bağlı olarak yetkili ve sorumlu olacağının da açıklığa kavuşturulduğu, dava konusu düzenlemelerde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, Daire tarafından konuya ilişkin uzman görüşleri değerlendirilmeden karar verildiği; kararın gerekçesinin çelişkili ve hukuka aykırı olduğu; mühendislerin aldıkları eğitimlerin ve uzmanlık alanları değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Sekizinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra dosya tekemmül ettiğinden davacının yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT :
04/02/2015 tarih ve 6592 sayılı Kanun'un 2 maddesi ile maden mevzuatında "yetkilendirilmiş tüzel kişilik" kavramı getirilerek 3213 sayılı Maden Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinde; dava konusu düzenleme tarihindeki haliyle, "Yetkilendirilmiş Tüzel Kişiler: (Ek: 4/2/2015-6592/2 md.) Genel Müdürlükçe yetkilendirilen, bu Kanun kapsamında Genel Müdürlüğe verilmesi gereken rapor, proje ve her türlü teknik belgeyi hazırlamaya yetkili, şirket hisselerinin yarısından fazlasının sahibinin mühendis olduğu ya da bünyesinde nitelik ve nicelikleri yönetmelikle belirlenen mühendisler çalıştıran maden arama ruhsat sahibi veya işletmesi olan tüzel kişiler." tanımına yer verilmiş; 10. maddesinin onbirinci fıkrasında, "(Ek fıkra: 42/2015-6592/6 md.)" Bu kanun kapsamında tanımlanan işlemleri yapmak üzere kurulan yetkilendirilmiş tüzel kişiler veya maden arama ya da işletmecileri, Genel Müdürlükten yetki belgesi almakla yükümlüdür. Yetkilendirilmiş tüzel kişiler ile maden arama ya da işletmecilerine yetki belgesinin verilmesi, denetimi, uyarılması, yetki belgelerinin askıya alınması ve belgenin iptal edilmesi ile ilgili usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir." hükmüne yer verilmiştir.
Anılan hükümler gereği 03/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren "Yetkilendirilmiş Tüzel Kişiler ile ilgili Yönetmelik"in 4. maddesinin 1. fıkrasının (m) bendinde, "Koordinatör: Kamu veya özel sektörde mesleği ile ilgili en az beş yıl çalışmış maden veya jeoloji mühendislerinden herhangi birisi" şeklinde tanımlanmış; 5. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, "Kamu veya özel sektörde mesleği ile ilgili en az beş yıl çalışmış bir maden ve bir jeoloji mühendisini sürekli olarak istihdam etmesi"; (c) bendinde, "Tecrübesine bakılmaksızın bir maden ve bir jeoloji mühendisini sürekli olarak istihdam etmesi." yeterlik belgesi başvurularında aranacak personel şartları arasında sayılmış; 7. maddesinin 1. fıkrasında, "Arama faaliyet raporu ve aramalar ile ilgili her türlü teknik belge jeoloji mühendisi sorumluluğunda hazırlanır." hükmü; 14. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, "Madenlerin aranması, yayılım alanlarının ve rezervlerinin belirlenmesi ve işletilmesi sırasındaki jeofizik etüt, jeofizik modelleme, sondaj yerinin belirlenmesi çalışmalarında jeofizik raporlarının hazırlanması, jeofizik kuyu logu alımı, değerlendirilmesi, jeofizik raporlarının hazırlanması"; (c) bendinde, "Madenlerin rezervlerinin belirlenmesi ve işletilmesi sırasındaki jeofizik etüt ve sondaj, jeofizik haritalama ve üç boyutlu jeofizik modelleme ile jeofizik kuyu logu alımı, değerlendirilmesi ve raporlarının hazırlanması" YTK’da jeofizik mühendisinin görevleri arasında sayılmıştır.
TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası Ana Yönetmeliği'nin 5. maddesinde, "Jeofizik mühendisliği; Petrol, maden ve benzeri doğal kaynakların aranması, araştırılması, bulunması, rezerv özelliklerinin saptanması, içme ve kullanma amaçlı yeraltı ve yerüstü suları, jeotermal enerji, çevre ve çevre sorunları ve arkeolojik amaçlı araştırmalar ile her türlü mühendislik yapılarının yapı yeri ve güzergah seçimi, zemin ve temel etütleri, deprem, doğal afet ve benzeri konularında eğitim ve araştırma etkinliklerinin yürütüldüğü, fizik, matematik, bilgisayar, elektronik teknolojisine dayalı, dili matematik olan mühendislik dalı" olarak tanımlanmıştır.
TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası Serbest Müşavirlik Mühendislik Hizmetleri Büro Tescil ve Mesleki Denetim Yönetmeliği'nin 5. maddesinin (a) bendinin (4) numaralı alt bendinde; "Madenlerin aranması, yayılım alanlarının ve rezervlerinin belirlenmesi ve işletilmesi sırasındaki jeofizik etüt, jeofizik modelleme, sondaj yerinin belirlenmesi, jeofizik kuyu logu alımı, değerlendirilmesi, jeofizik raporlarının ve arama faaliyet raporlarının hazırlanması" jeofizik mühendisliğinin de hizmet alanları içinde düzenlenmiştir.
Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği Jeoloji Mühendisleri Odası Serbest Jeoloji Mühendislik ve Müşavirlik Hizmetleri Uygulama, Büro Tescil ve Mesleki Deneti Yönetmeliği'nin "Tanımlar" başlıklı 4. maddesinde, jeoloji mühendisliği; jeoloji biliminin veri, teknik ve ilkelerini kullanarak yeryuvarını oluşturan kayaçların fiziksel ve kimyasal özelliklerini, milyonlarca yıllık bir süreç boyunca iç ve dış etkenlerle uğradıkları değişiklikleri, bu değişimin sonucunda oluşan magmatizma, metamorfizma ile faylar, kıvrımlar gibi yapılar ve bu yapılara bağlı olarak oluşan yer altı zenginlik kaynaklarının dağılımlarını, geometrisini, tenör ve kalitesini, rezervini; arazi kullanım planlamasına ve her türlü yapı inşaatına yönelik mühendislik jeolojisi ve jeoteknik değerlendirme, değişik amaçla jeolojik, mühendislik jeolojisi, jeoteknik ve yer altı suyu ortam ve hareketlerini modelleme yöntem ve tekniklerini ortaya koyan, yerkabuğunu oluşturan malzeme özelliklerini incelemek, tanımlamak, sorunları önceden belirlemek ve sorunlara karşı mühendislik çözümlerini geliştirmek olan mühendislik dalı olarak tanımlanmış olup, 6. maddesinde serbest jeoloji mühendislik ve müşavirlik hizmetleri sayılmıştır.
Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği Maden Mühendisleri Odası Serbest Maden Mühendisliği Hizmetleri Uygulama, Tescil, Denetim ve Belgelendirme Yönetmeliği'nin 5. maddesinde ise, maden mühendisliği hizmetleri belirtilmiştir.
Dava konusu düzenleyici işlem yürürlüğe girdiğinde halen yürürlükte olan "Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği"nin 107. maddesinde; jeofizik mühendislerinin hizmet ve yetkileri, "a) Maden rezervlerinin belirlenmesine yönelik jeofizik etüt, jeofizik modelleme, sondaj yerinin belirlenmesi çalışmalarında jeofizik raporlarının hazırlanması, jeofizik kuyu logu alımı, değerlendirilmesi ve buna ilişkin hizmetler, b) Madenlerin aranması, yayılım alanlarının ve rezervlerinin belirlenmesi ve işletilmesi sırasındaki jeofizik etüt, jeofizik modelleme, sondaj yerinin belirlenmesi çalışmalarında jeofizik raporlarının hazırlanması, jeofizik kuyu logu alımı, değerlendirilmesi, jeofizik raporlarının hazırlanması, c) Madenlerin rezervlerinin belirlenmesi ve işletilmesi sırasındaki jeofizik etüt ve sondaj, jeofizik haritalama ve üç boyutlu jeofizik modelleme ile jeofizik kuyu logu alımı, değerlendirilmesi ve raporlarının hazırlanması, ç) Radyoaktif minerallerin; arama alanlarının ve rezervlerinin belirlenmesi ve işletilmesi kapsamındaki jeofizik etüt, jeofizik modelleme, sondaj yerinin belirlenmesi çalışmalarında jeofizik raporlarının hazırlanması, jeofizik kuyu logu alımı, değerlendirilmesi ve faaliyet raporlarının hazırlanması, d) Değişik amaçlı jeofizik etütler için gereken jeofizik amaçlı harita üretimi, jeofizik yöntemle zeminin fiziksel özellikleri, zemin yapı etkileşimine esas parametreler ile zemin dinamiği parametrelerinin belirlenmesi, jeofizik kesit çıkartılması, e) ÇED, çevre jeofiziği ve ÇED kapsamındaki jeofizik, sismolojik ve hidrojeofizik etüt ve modelleme ile jeofizik mühendisliği hizmet alanlarına ait raporların hazırlanması, f) Maden arama ve işletme dönemlerinde bu madde kapsamındaki yapılan çalışmalar ve bunlarla ilgili jeofizik belgelerinin hazırlanması, g) Maden işletmelerinde teknik eleman hizmetleri" olarak belirtilmiştir.
Maden Kanunu Uygulama Yönetmeliği'nin 13. maddesinde, arama faaliyetleri düzenlenmiş; 14. maddesinde," Arama faaliyet raporları, yapılan arama faaliyetinin niteliğine göre jeoloji mühendisi, maden mühendisi, jeofizik mühendisi veya mühendislerince hazırlanır." hükmü getirilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava konusu Yönetmeliğin, tüzel kişiler veya maden arama ya da işletmecilerinin, 04/06/1985 tarih ve 3213 sayılı Maden Kanunu kapsamında Genel Müdürlüğe verilmesi gereken rapor, proje ve her türlü teknik belgeyi hazırlamak için, Genel Müdürlükçe tüzel kişilere yeterlik belgesi verilmesine ilişkin usul ve esasları düzenlediği ve dava konusu Yönetmeliğin kapsamını ise, tüzel kişiler veya maden arama ya da işletmecilerinin Genel Müdürlükçe yetkilendirilmiş tüzel kişi olarak yetkilendirilmesi, denetimi, uyarılması, yetki belgelerinin askıya alınması, süresinin uzatılması ve iptal edilmesi, bu tüzel kişiliklerce hazırlanan rapor, proje ve her türlü teknik belgenin Genel Müdürlüğe verilmesi, çalıştıracakları elemanların nitelikleri ile ilgili hususların oluşturduğu anlaşılmıştır.
Davacı Oda tarafından, jeofizik mühendislerinin de dava konusu Yönetmelik kapsamında istihdamı zorunlu olması gereken mühendis grubundan olduğu; jeofizik mühendislerinin maden arama faaliyetlerine ilişkin mesleki yetkilerinin dava konusu Yönetmelik ile sınırlandırıldığı; jeoloji mühendislerine ayrıcalık tanındığı iddia edilmektedir.
İdari işlemlerin bir sebebe ve gerekçeye dayalı olması hukukun genel ilkelerinden olup, bu ilke genel anlamda düzenleme veya işlem tesis eden idareyi, uyguladığı ve düzenleme yaptığı alanda, doğru ve anlamlı olgular ortaya koymaya ve bilimsel gerekçeleri tespit etmek suretiyle, bilimsel gerekçelere uygun hareket etmeye zorlar.
Uyuşmazlıkta; davalı idarece, dava konusu düzenlemelerde hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmakta ise de, söz konusu düzenlemelerin bilimsel gerekçesinin ortaya konulamadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, maden arama döneminde ve rezerv belirleme döneminde hangi çalışmaların yapılması gerektiği ve hangi yöntemlerin bu çalışmalarda kullanılması gerektiği; arama faaliyetlerine ilişkin hangi teknik belgelerin hazırlanacağı ve buna ilişkin faaliyet raporunu hazırlamada asli sorumlu olarak hangi mühendislik dallarının belirlenmesi gerektiği hususlarında bilimsel bir rapor esas alınarak düzenleme yapılması gerekirken, bilimsel bir rapora dayanılmaksızın yapılan dava konusu düzenlemelerde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Bu itibarla, davanın reddi yolundaki Daire kararında hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Sekizinci Dairesinin temyize konu 06/03/2020 tarih ve E:2016/10611, K:2020/1610 sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
5. Kesin olarak, 26/05/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay Sekizinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun olduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddi ile temyize konu kararın onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.