17. Hukuk Dairesi 2016/3468 E. , 2019/910 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili, davalı ... vekili ve ... Turizm Taah. Taş. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacılar vekili;davacıların muris ..."ün yolcu olarak bulunduğu, ...‘un kayıt maliki, ...’ın sürücüsü olduğu aracın, davalı ... sigorta şirketinin trafik sigortacısı, ... Turizm şirketinin kayıt maliki, ...’ın sürücüsü olduğu araç ile çarpışması neticesinde meydana gelen trafik kazasında ..."ün vefat ettiğini, davacıların destekten yoksun kalmaları nedeniyle ...’ın sürücüsü olduğu aracın dava dışı trafik sigortacısı olan Ergo Sigorta’dan 10.872,00 TL destek tazminatı aldıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı ... için 1.000,00 TL maddi, 15.000,00 TL manevi, Onur için 1.000,00 TL maddi, 15.000,00 TL manevi, Uğur için 1.000,00 TL maddi, 15.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 3.000,00 TL maddi ve 45.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi poliçe limiti ile maddi tazminattan sorumlu tutularak kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini davacı ... için 72.142,49 TL, Onur için 9.658,22 TL, Uğur için 4.387,82 TL olmak üzere toplam 86.188,53 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı ... vekili; kazaya karışan aracın müvekkili nezdinde trafik sigortasının olduğunu, sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kusurun tespiti ile aktüer hesabı yapılması gerektiğini, ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili; trafik kazasının meydana gelmesinde kusurun ...’a ait olduğunu, müvekkilinin ceza dosyasında tali kusurlu olarak kabul edildiğini, istenilen tazminat taleplerinin yüksek olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... Turizm Ltd. Şti. ile ... vekili; kazaya şirket sürücüsünün karıştığını bu sebeple husumetin yanlış yönlendirildiğini, kazadaki kusurun tamamen diğer araç sürücüsü ..."da olduğunu, trafik ışıklarının fasılalı değil normal yandığını, karşı araç sürücüsünün aşırı hız yaptığını, kusursuzluktan ötürü maddi ve manevi tazminat yönünden herhangi bir sorumluluğun sürücü açısından bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili;davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; maddi tazminat yönünden; davalı ... Sigorta A.Ş. alehine açılan davanın feragat nedeniyle reddine,davacılar ... ve ..."ün açtığı maddi tazminat davasının reddine, davacı ... için 19.902,79 TL maddi tazminatın 20.02.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ...’dan tahsiline, davacı ... için 22.975,26 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... Turizm şirketi ve ... mirasçılarından tahsiline, manevi tazminat yönünden; davacı ... için 5.000,00 TL,... için 5.000,00 TL, ... için 5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... dışındaki davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili, davalı ... vekili ve ... Turizm Taah. Taş. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacılar vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan inceleme;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1086 sayılı HUMK"nın 388 ve 389. maddeleri ile 6100 sayılı HMK"nın karşılık 297/1-2. maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekir.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimi yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hüküm bulunması gerektiği açıktır.
Davacılar vekili dava dilekçesindeki talebini 05.02.2009 tarihli tazminata ilişkin gelir ve kusur yönünden terditli olarak düzenlenen bilirkişi raporu doğrultusunda maddi tazminat talebini davacı ... için 72.142,49 TL, Onur için 9.658,22 TL, Uğur için 4.387,82 TL olmak üzere toplam 86.188,53 TL"ye yükseltmiştir. Mahkemece, davalı ... tarafından yargılama devam ederken yapılan ödemeler nedeniyle bilirkişiden en son alınan ek rapora göre; müteveffanın asgari ücret üzerinden gelir elde ettiği varsayıldığında; davacı ...’un bakiye destek tazminatı alacağının bulunmadığı, davacı ...’un 3.474,65 TL destek tazminatı alacağının tespit edildiği, müteveffanın 1.000,00 TL üzerinden gelir elde ettiği varsayıldığında davacı Uğur’un bakiye destek tazminatı alacağının bulunmadığı, davacı Onur’un 935,74 TL Yusuf’un 31.933,91 TL destek tazminatı alacağının bulunduğu ihtimalli kusur durumlarına göre tespit edilmiştir.
Mahkemece, davalı ... yönünden feragat nedeniyle maddi tazminat talebinin reddi, davacı ...’un maddi tazminat talebinin reddi ile davacı ... için 19.902,79 TL maddi tazminatın davalılar ... ve ...’dan tahsiline, 22.975,26 TL maddi tazminatın davalılar ... Turizm şirketi ve ... mirasçılarından tahsiline karar verilmiştir. Mahkemenin hükmettiği miktarlara hangi gerekçeyle nasıl ulaştığının hükmün gerekçesinde açıkça belirtilip tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiştir.
2- Kabule göre; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10/2. maddesinde; manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabul kısmen reddi halinde davalı lehine hükmedilecek nisbi vekalet ücretinin davacı lehine hükmedilen vekalet ücretini geçemeyeceği düzenlenmiş olup yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
3-6098 sayılı TBK."nın md. 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar lehine takdir olunan manevi tazminat tutarlarının bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
4- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre,davalı ... vekilinin bu bent dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkemece; davalılar yönünden aynı hukuki sebeple davanın reddedildiği gözetilerek, davalılar yararına maddi tazminat talepleri yönünden tek vekalet ücreti, manevi tazminat talepleri yönünden tek vekalet ücreti olmak üzere her bir davacıdan ayrı ayrı olacak şekilde vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken davacılar alehine tek vekalet ücreti takdir edilmesi isabetli bulunmayıp bozmayı gerektirmiştir.
5-Davalı ... Turizm Taah. Taş. Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi;
Kusura ilişkin 18.07.2008 tarihli Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Daresi Ankara Grup Başkanlığı tarafından düzenlenen raporda; kaza saatinde kavşaktaki sinyalizasyon sisteminin normal çalıştığının ve davalı ...’ın yeşil ışıkta geçtiğinin kabulü halinde davalı ...’ın kusursuz, davalı ...’ın %100 oranında kusurlu olduğu, kaza saatinde kavşaktaki sinyalizasyon sisteminin fasılalı olarak çalıştığının kabulü halinde davalı ...’ın %75 oranında kusurlu, davalı ...’ın ise %25 oranında kusurlu olduğu bildirilmiştir. Kaza nedeniyle ... 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2006/263 Esas ve 2007/32 Karar sayılı dosyası ile yapılan yargılamada Adli Tıp Raporu ile kaza saatinde ışıkların fasılalı yandığı kabul edilerek sürücüler ... ve ... hapis cezası ile cezalandırılmış, karar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir. Davalı ...;kaza saatinde ışıkların normal çalıştığı, 01:00’den sonra fasılalı yandığına ilişkin 13.04.2007 tarihli ... Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanlığı’nın yazısına göre yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmuş, mahkemece, belediyeden gönderilen cevabi yazılar doğrultusunda ...’ın talebi kabul olunarak kazanın oluşumunda kusuru bulunmadığından hakkında beraat kararı verilmiştir. Karar temyiz aşamasında iken ...’ın vefat etmesi nedeniyle düşme kararı verilmiş, karar kesinleşmiştir.
Her ne kadar ceza mahkemesi tarafından belirlenen kusur oranları hukuk mahkemesi hakimini bağlamaz ise de ceza mahkemesi tarafından belirlenen olayın meydana geliş şekline göre dava konusu olayda kesinleşen ceza mahkemesi dosyasında davalı ...’ın kusurlu olmadığının belirlenmiş olmasına, ceza mahkemesince alınan kusur raporunun mahkemece alınan kusur raporu ile uyumlu olmasına göre, somut olayda davalı sürücü ...’ın kazanın oluşumunda kusuru bulunmadığı belirlendiğinden davalı ... Trz.Taah.Taş.Ltd.Şti hakkında davanın redddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
6-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre, davacılar vekilinin ve davalı ... Trz.Taah.Taş.Ltd.Şti. vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1), (2), (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile sair temyiz itirazlarının reddine, (5) numaralı bentte açılanan nedenlerle davalı ... Turizm Taah. Taş. Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (6) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin ve davalı ... Turizm Taah. Taş. Ltd. Şti. vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ile davalı ... ve ... Turizm Taah. Taş. Ltd. Şti"ye geri verilmesine 05/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.