11. Hukuk Dairesi 2018/731 E. , 2019/2776 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 28/12/2016 tarih ve 2016/113 E. - 2016/494 K. sayılı kararın davalı TPMK vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 16/11/2017 tarih ve 2017/936-2017/1034 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı kurum vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin 2010/28827, 2001/21872, 2010/64027 sayılı “vögele”, “vögele”, “vögele v şekil” ibareli 7 ve 9. sınıfta tescilli markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin "VÖGELE" ibaresini 37. sınıfta marka olarak tescil ettirmek üzere 2014/61676 kod numarası ile davalı ...’ne başvuruda bulunduğunu, davacının söz konusu başvuruya yaptığı itirazın davalı kurum tarafından yalnızca "inşaat hizmetleri, inşaat araç gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri" yönünden kabul edildiğini, başvuru kapsamında kalan diğer sınıflar yönünden müvekkili itirazının reddedildiğini, oysa tüm sınıflar yönünden başvurunun reddinin gerektiğini, zira markalar arasında iltibas ihtimalinin bulunduğunu, davacı markalarının tanınmış marka olduğunu, davalı başvurusunun müvekkilinin ticaret unvanından ... haklarını da ihlal ettiği, müvekkilinin ürünlerini satan davalının müvekkili markasından haberdar olduğunu ve bu nedenle başvurunun kötü niyetli bulunduğunu ileri sürerek, TPMK ..."in 2016-M-721 sayılı kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı TPMK vekili, taraf markalarının ayırt edilemeyecek derecede benzer olduklarını ancak marka başvuru kapsamında kalan mal ve hizmetlerin, itiraza mesnet gösterilen marka kapsamındaki mal ve hizmetler ile benzer olmadıkları, bu mal ve hizmetler yönünden iltibas tehlikesinin bulunmadığını, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket, davaya cevap vermemiştir.
İlk Derece Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markaları arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik olduğu, markaların kapsamlarındaki mal ve hizmetlerden “Kara araçları servis istasyonu hizmetleri (bakım, tamir ve akaryakıt dolumu). Deniz araçlarının bakımı ve tamiri hizmetleri; gemi inşaatı hizmetleri. Hava taşıtlarının bakım ve tamiri hizmetleri. Isıtma, havalandırma ve su tesisatının kurulması (tesis edilmesi), bakımı ve tamiri hizmetleri.. Sınai makinelerin ve cihazların, büro makinelerinin ve cihazlarının, haberleşme cihazlarının, elektrikli ve elektronik cihazların tesisi, bakımı ve tamiri hizmetleri. Asansör tamiri vebakımı hizmetleri, Saat tamiri hizmetleri.” bakımından benzer bulunduğu, bu hizmetler yönünden 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesinin oluştuğu, bunun yanında davalı şirket marka başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olduğu, dolayısıyla başvuru kapsamındaki tüm sınıflar yönünden başvurunun reddinin gerektiği, ... kararının bu nedenlerle yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, TPMK ...’in 2016-M-721 sayılı kararının iptaline, davalı şirket markasının hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı şirketin internet sitesinde, "VÖGELE" marka finişerlere servis hizmeti verildiğinin belirtildiği, bununla birlikte davalı şirketin faaliyette bulunduğu sektör de gözetildiğinde anılan davalının, davacı şirketin markasından haberdar olduğunun açık olduğu, Türkçe"de herhangi bir anlamı da bulunmayan ve özgün bir ibare olan "VÖGELE" ibaresinin, marka olarak tescili için yapılan dava konusu başvurunun, davacıya engel olma ve onun markasından haksız biçimde yararlanma amacı taşıdığı ve bu haliyle kötü niyetli bir başvuru olarak kabul edilmesinin gerektiği, her ne kadar davalı TPMK tarafından kurum nezdindeki itiraz aşamasında kötü niyet iddiasının ispat edilemediği istinaf itirazı olarak ileri sürülmüş ise de davacının marka başvurusuna itiraz dilekçesine, davalı şirketin internet sayfasının çıktısı ile google arama sayfasından alınan çıktının sunulduğu, bu itibarla kötü niyet iddiasının kuruma itiraz aşamasında da ispat edildiği, dolayısıyla davalı TPMK vekilinin istinaf itirazının yerinde bulunmadığı, HMK"nın 353/1-b-3 maddesi uyarınca yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği, Dairece de marka başvurusu işlem dosyası getirtilerek dosyada mevcut eksikliğin giderildiği anlaşılmakla davalı TPMK vekilinin istinaf nedenlerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve HMK"nın 353/1-b-3 maddesi uyarınca yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiş, davalı TPMK vekilinin istinaf nedenlerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile TPMK ...’in 2016-M-721 sayılı kararının iptaline, 2014/61676 sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı kurum vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 13,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı kurumdan alınmasına, 09/04/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.