Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/878
Karar No: 2020/3924
Karar Tarihi: 09.09.2020

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2019/878 Esas 2020/3924 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2019/878 E.  ,  2020/3924 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
    Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada:
    Asıl ve birleştirilen davada davacılar kök mirasbırakanları ...adına 30.03.1946 tarih 83 no"lu tapu ile kayıtlı olan taşınmazın ..."in ölümü ile ...ve davalıların murisi ..."e kaldığını kendi anneleri Hamide ile birlikte anneanneleri ...ve diğer paydaş..."in de dava konusu taşınmazla birlikte 2 parça taşınmazı aynı gün davalıların mirasbırakan ..."e satış göstererek temlik ettiklerini işlemin bedelsiz olup kendilerinden mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olduğunu taşınmazın kadastro çalışması ile 145 parsel olarak ... adına tespit gördüğünü ileri sürerek davalılar adına kayıtlı olan taşınmazdaki Hamide ile Malike"den kendilerine intikal edecek pay oranında iptali ile adlarına tescilini istemişlerdir.
    Davalılar davada hak düşürücü sürenin geçtiğini taşınmazın 60 sene önce satıldığını o tarihte hayatta olmayan davacılardan murisin mal kaçırma amacı olamayacağını satış işleminin gerçek olduğunu bilirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece “...Somut olayda kadastro tespitinin 24.07.1971 tarihinde yapıldığı her iki mirasbırakanın da tespitten sonra 23.08.1971 ve 05.07.1996 tarihlerinde öldükleri anlaşılmaktadır. Buna göre 3402 sayılı yasanın 12/3 maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin olayda uygulanamayacağı tartışmasızdır. Hal böyle olunca miras bırakanların ölüm tarihleri gözetildiğinde işin esasına girilerek inceleme ve araştırmanın yapılması hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçelerle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece bu defa "...mirasbırakanlar Hamide ile Malike’nin davacı mirasçılar ile ihtilaflı olmadıkları hatta işlem tarihinde davacı mirasçıların yaşlarının küçük olduğu bazı mirasçıların ise henüz doğmadıkları mirasbırakanların mirastan mal kaçırma kastıyla hareket ettikleri konusunda yeterli delil bulunmadığı tanık anlatımlarının da bu yönde olduğu salt bedeller arasındaki oransızlığın tek başına muvazaanın delili olamayacağı devir tarihide gözetildiğinde temlikin mal kaçırma amaçlı yapılmadığı kanaatine varılmaktadır. Hâl böyle olunca davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir. …" gerekçesiyle bozulmuş mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’in raporu okundu düşüncesi alındı. Dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü.
    -K A R A R-

    Dava muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Dosya içeriğine toplanan delillere hükmün dayanağı yasal ve hukuksal gerekçeye delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre ve özellikle hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacılar vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
    Davacılar vekilinin yargılama giderleri ve vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
    Bilindiği üzere muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında açılan davalarda dava değerinin temlik edilen taşınmazda davacıların miras paylarına karşılık gelen değer olduğu gözetilerek bu değer üzerinden harç ve harcı tamamlanan dava değeri üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi ve aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunan davacıların miras payına isabet eden oranda yargılama giderleri ve yargılama giderlerinden sayılan avukatlık ücretinden ayrı ayrı sorumlu tutulmaları gerekmektedir.
    Somut olayda asıl dava 8.00000 TL birleştirilen davalar 10.00000 TL değer gösterilmek suretiyle açılmış yargılama sırasında alınan son raporda taşınmazın keşfen değeri 541.05300 TL olarak tespit edilerek davacılar vekili tarafından 18.12.2013 tarihinde 2.27100 TL tamamlama harcı yatırılmış olup harcı tamamlanan değer üzerinden vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken neye göre hesaplandığı belli olmayan miktar üzerinden fazla vekalet ücretine karar verilmesi doğru olmadığı gibi aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayan davacıların yargılama giderleri ve yargılama giderlerinden sayılan avukatlık ücretinden ayrı ayrı sorumlu tutulmaları gerekirken müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmaları da isabetsizdir.
    Ne var ki anılan bu hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün vekalet ücretine ilişkin 4. bendinin tamamen hükümden çıkarılarak yerine 4. bent olarak “Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince 15.60886-TL vekalet ücretinin davacılardan payları oranında tahsili ile davalılara verilmesine" cümlesinin yazılmasına ve hükmün 5. bendindeki “davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalılara ödenmesine” cümlesinin hükümden çıkarılarak yerine “davacılardan payları oranında tahsili ile davalılara verilmesine" cümlesinin yazılmasına davacıların bu yöne ilişkin temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine 09.09.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi